Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TCMB Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı: Fatih Karahan’dan sıkı para politikası mesajı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılının ilk “Finansal İstikrar Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın ekonomik değerlendirmelerine de yer verildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılının ilk “Finansal İstikrar

TCMB Başkanı Fatih Karahan, rapordaki değerlendirmesinde sıkı para politikasının etkilerine dikkat çekerek, “Sıkı parasal duruşumuzun bir sonucu olarak kredi büyümesi, dezenflasyon patikası ile uyumlu seyretmektedir” ifadelerini kullandı.

TCMB’nin raporunda, finansal istikrarın korunması amacıyla uygulanan para politikasının etkileri ve ekonomideki gelişmelere dair analizler yer aldı. Raporda ayrıca, enflasyonla mücadelede atılan adımların finansal piyasalar ve kredi dinamikleri üzerindeki yansımaları da değerlendirildi.

Raporda değerlendirmelerde bulunan Karahan, şunları söyledi:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak finansal istikrara ilişkin konuları yakından izliyoruz ve son gelişmelerin bir özetini yılda iki defa yayımlanan Finansal İstikrar Raporu aracılığıyla kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Finansal İstikrar Raporu’nun önceki sayısından bu yana, finansal koşullardaki sıkılık korunurken dezenflasyon süreci devam etmektedir.

Sıkı parasal duruşumuzun bir sonucu olarak kredi büyümesi dezenflasyon patikası ile uyumlu seyretmektedir. Finansal piyasalardaki fiyatlamalar politika faiz oranı ve beklentilerdeki gelişmeleri yansıtmaktadır. Politika faizini destekleyici bir araç olarak kullandığımız makroihtiyati çerçevede attığımız adımlar ile yabancı para cinsinden kredi büyümesi yavaşlamış ve parasal aktarım mekanizması güçlendirilmiştir.

Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan gelişmelere rağmen, parasal sıkılığın artırılması ve dezenflasyon sürecinin devamı Türk lirası varlıklara olan ilgiyi desteklemiştir. Nitekim, Türk lirası mevduatın payı yüksek seviyelerde istikrarlı seyrini korumuştur. Kur korumalı mevduat bakiyesindeki gerileme devam etmiş ve Merkez Bankası bilançosu üzerindeki riskler önemli ölçüde azalmıştır.

TCMB’nin hızlı reaksiyonu ve kararlı duruşu sayesinde son dönemde yaşanan finansal dalgalanmaların Türkiye’nin ülke risk primi üzerindeki etkisi sınırlı olmuştur. Bunun bir yansıması olarak firmaların ve bankaların yurt dışı piyasalardan borç yenilemeleri yüksek seyretmektedir. Finansal koşullardaki sıkılığın aktif kalitesi göstergelerine yansıması sınırlı kalmıştır. Ayrıca, bankaların ihtiyatlı karşılık politikaları, sermaye ve likidite tamponları risklerin yönetilebilir seviyede kalmasını sağlamaktadır.

Finansal istikrara ilişkin güncel gelişmelerin yer aldığı Finansal İstikrar Raporu’muzun 40’ıncı sayısının tüm okuyucular için faydalı olmasını dilerim. ”

Raporun genel değerlendirme kısmında öne çıkanlar şöyle:

* Küresel ticaret politikalarında yaşanan belirsizlikler, piyasalarda oynaklığı artırırken portföy yatırımları olumsuz etkilenmiştir.

* Ticari kredi büyümesi yataya yakın seyir izlerken, mart ayından itibaren büyüme kompozisyonu Türk lirası (TL) lehine gelişmiştir.

* Bireysel kredi büyümesinde bireysel kredi kartı (BKK) ve ihtiyaç kredisi belirleyici olmaya devam ederken, bireysel kredi büyümesi 2025 yılında bir miktar hız kaybetmiştir.

* Finansal koşullardaki sıkılaşmanın aktif kalitesi üzerindeki olumsuz etkisi sınırlı düzeydedir.

* Reel sektörün finansal borçluluğundaki gerileme devam ederken, borçluluk emsal ülke ortalamasının belirgin altındadır.

* Hanehalkı borcunun milli gelire oranında belirgin düşük seviye korunurken, finansal varlık kompozisyonunda TL cinsi varlıkların ağırlığı artmıştır.

* Bankaların TL ve YP likidite tamponlarındaki güçlü görünüm devam etmektedir.

* Küresel belirsizliklerdeki artışa rağmen, Türk bankalarının yurt dışından temin ettiği YP finansman artmaya devam etmektedir.

* Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin ve fonlama maliyetindeki artışın banka bilançolarına etkisinin yönetilebilir düzeyde olduğu değerlendirilmektedir.

* Bankaların kârlılığında toparlanma eğilimi gözlemlenmektedir.

* Bankacılık sektörünün sermaye yeterliliğinin yasal sınırların üzerinde ve uzun dönem ortalamasına yakın seyretmesi, sektörün dayanaklılığına işaret etmektedir.