Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sayılarla bir boykotun analizi

Boykot hareketinin ne kadar canlı ve aktif kalacağı muhalefet liderlerinin siyasi becerileri ve iktidarın siyasi manevralarının sertliği ile belirlenecek. Belli markalar için daimi etkileri olacağı gibi, belli dönemlerde boykot bilincinin de zayıflayacağı açık. “Muhalif cephe”nin boykot potansiyelini verilerle inceliyoruz.

Boykot hareketinin ne kadar canlı ve aktif kalacağı muhalefet liderlerinin

Bugünkü yazımızda geçtiğimiz aylarda Türkiye gündeminde neredeyse Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması kadar yer kaplayan bir konuyu, boykot kavramını iktisadi bir bakış açısından inceliyoruz.

Son yıllarda özellikle İsrail–Filistin savaşının bir yansıması olarak İsrail menşeli olduğu düşünülen veya varsayılan küresel markaların bu konuda hassasiyeti olan insanlarca boykot edilmesi sıkça tartışıldı. Öte yandan bu kez boykot iç politikanın bir yansıması olarak ve iktidarın otokratik hamlelerini destekleyen veya desteklediği varsayılan markalara karşı iktisadi bir tepki olarak ortaya çıktı.

Peki bu yeni işleviyle boykot, her ne kadar kapsamı daha sonra daraltıldıysa da gerçekten siyasi ekosisteme ciddi bir darbe vurma potansiyeline sahip mi? Bir başka deyişle, muhalefetin desteklediği boykot akımı, gerçekten önemli bir ticari etkiye sahip olacak mı?

Bu ve benzeri sorulara cevap verebilmek için yazımızda boykot kavramını iki ana başlıkla ele alacağız. Önce “muhalif cephe”nin olası harcama gücüne odaklanacağız. Bir başka deyişle, muhalif görüşlülerin gerçekten ciddi bir harcama potansiyeli var mı, irdeleyeceğiz.

Daha sonra boykot listesinde adı sıkça geçen markaların toplam ticari hacimlerine bakarak “boykot pastasını” hesaplayacağız.

“Muhalif cephe”nin boykot potansiyeli

Öncelikle, muhalif segmentin tüketim kapasitesinin daha yüksek olduğuna ilişkin birçok veri mevcut. Sosyal ve siyasal eğilimler araştırmalarının çoğu sosyo-ekonomik statü arttıkça daha muhalif bir kitle ile karşılaşıldığını göstermekte. Örneğin Konda tarafından yayınlanan Nisan 2024 Barometresi, 31 Mart 2024 seçimleri üzerinden bu konuya eğiliyor. Konda’nın yaptığı bu analizde ilçelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyine göre partilerin aldığı oyları görüyoruz. Buna göre en yüksek sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyine sahip iki gruptaki ilçelerde net bir şekilde CHP, AKP’den daha fazla oy alıyor. Öte yandan en düşük sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyine sahip iki grupta CHP sırasıyla 3. ve 4. parti konumunda.

Sayılarla bir boykotun analizi

Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri de farklı bir açıdan bu durumu destekler nitelikli istatistikler sunuyor. Söz konusu veriler illerin ortalama kişi başı vergi katkısını sunuyor. Bu bilgi ile seçmen profilini birlikte dikkate aldığımızda, muhalefetin boykot potansiyeli konusunda ciddi donelere ulaşıyoruz. Bu amaçla 2024 yılında siyasi partilerin il bazlı belediye meclisi oy oranlarını inceledik. Ayrıca, bu illerin 2024 yılında ödediği ortalama vergileri dikkate aldık.

Her ne kadar CHP tek başına muhalefeti temsil etmese de, CHP’ye oy vermekle muhalif olma arasında güçlü bir korelasyon olduğunu varsayabiliriz. Aşağıdaki Tablo 1’de il bazlı olarak 2024 Belediye Seçimleri’nde CHP’nin aldığı il belediye meclisi oyu ile o ilin ödediği kişi başı vergi arasındaki güçlü ilişkiyi gözlemlemeniz mümkün.

Tablo 1: Kişi Başı Vergi Tahsilatının En Çok Olduğu 20 İl (2024)

İl AdıToplam Vergi Tahsilatı (Bin TL)Toplam NüfusKişi Başı Vergi Tahsilatı (TL)AKP Oy OranıCHP Oy Oranı
Kocaeli753.033.0592.130.006 353.53639,3%30,0%
İstanbul3.567.923.34915.701.602 227.23338,2%45,7%
İzmir683.903.2034.493.242 152.20730,9%48,1%
Ankara782.543.2825.864.049 133.44828,1%49,4%
Mersin152.908.4771.954.279 78.2439,0%47,4%
Yalova22.900.508307.882 74.38137,0%41,0%
Tekirdağ74.513.1371.187.162 62.76631,0%47,0%
Bursa181.859.1363.238.618 56.15335,4%39,0%
Antalya113.736.7252.722.103 41.78327,4%46,4%
Hatay54.792.4961.562.185 35.07433,1%36,2%
Muğla37.932.9321.081.867 35.06225,8%49,7%
Çanakkale19.820.960568.966 34.83730,5%39,7%
Adana74.935.0002.280.484 32.85919,9%41,3%
Edirne12.734.088421.247 30.23032,5%48,2%
Eskişehir26.683.226921.630 28.95234,3%48,0%
Manisa42.272.1081.475.353 28.65220,5%45,8%
Trabzon23.548.400822.270 28.63839,8%26,1%
Balıkesir36.284.2571.276.096 28.43437,7%45,4%
Zonguldak16.653.024586.802 28.37934,8%39,3%
Aksaray12.099.787439.474 27.53236,7%9,0%

En temel incelemelerde bile CHP seçmeninin vergi potansiyeli kolaylıkla görülebiliyor. Türkiye’nin kişi başı vergi tahsilat seviyesi en yüksek olan 20 ilinin 17’sinde CHP AKP’den daha fazla seçmene sahip. Eğer Türkiye bu 20 ilden oluşsaydı, CHP’nin oy oranı %44, AKP’nin oy oranı %32 olurdu. Öte yandan bu 20 ilin 2024 yılında Hazine tarafından yapılan vergi tahsilatının %92’sini sağladığını unutmamak gerekir.

Aksine, Tablo 2’de görüldüğü üzere, Türkiye’nin en düşük kişi başı vergi ödeyen 20 ilinin 19’unda AKP birinci parti. Türkiye’nin vergi gelirlerinin sadece % 1,1’ini sağlayan bu 20 ilin genelinde AKP’nin oy oranı % 30 iken CHP’nin oranı % 10.

Tablo 2: Kişi Başı Vergi Tahsilatının En Çok Olduğu 20 İl (2024)

 İl AdıToplam Vergi Tahsilatı (Bin TL)Toplam NüfusKişi Başı Vergi Tahsilatı (TL)AKP Oy OranıCHP Oy Oranı
Şırnak7.324.129570.826 5.49424,2%5,7%
Hakkari2.450.489282.191 6.24528,3%2,7%
K.Maraş31.490.7111.134.105 6.30238,1%12,8%
Muş2.868.830392.301 6.47225,2%4,1%
Bitlis2.896.402359.808 6.68032,1%2,6%
Mardin10.764.354895.911 6.77024,9%2,5%
Gümüşhane1.341.035142.617 7.65436,6%7,5%
Bingöl2.504.496283.276 7.78933,1%4,4%
Adıyaman8.474.770611.037 7.97735,0%26,2%
Çankırı2.004.854199.981 8.00338,5%7,1%
Şanlıurfa24.376.0182.237.745 8.28533,5%2,2%
Osmaniye7.850.708561.061 8.64127,0%24,8%
Kars2.812.204272.300 9.01221,9%18,4%
Bayburt836.19083.676 9.02943,8%6,1%
Kilis2.308.723156.739 9.40630,3%33,2%
Batman8.407.661654.528 9.42217,4%4,0%
Yozgat6.546.977413.161 9.46334,1%11,1%
Karaman3.297.707262.791 9.55128,8%20,8%
Iğdır2.333.339206.857 9.79224,7%5,5%
Tokat7.369.760612.674 9.94032,4%21,0%

 

İllerin seçmenlerinin ödediği vergi miktarını hesaplarsak, CHP seçmeninin boykot potansiyeli daha da net ortaya çıkıyor. Bu hesaba göre CHP’lilerin toplamda ödediği vergi 3 trilyon TL’yi geçiyor. Bu da toplam 7 trilyon TL’lik vergi gelirinin yarısına yakın bir miktara yaklaştığını gösteriyor (%  42). Bu hesaba göre AKP’lilerin toplam vergi katkısı %  35’te kalıyor. Bir başka açıdan bakıldığında, CHP’nin AKP’den daha fazla oy aldığı iller 2024 yıllında kişi başı ortalama 118.421 TL vergi öderken, AKP’nin daha fazla oy aldığı illerde ödenen kişi başı vergi 35.891 TL’de kalıyor. Üstelik bu sayıyı tek başına yükselten şehir olarak Kocaeli öne çıkıyor. Seçmeninin profilinden veya siyasi tercihlerinden bağımsız olarak Türkiye’nin en önemli sanayi merkezi olan Kocaeli dışarda tutulduğunda AKP’nin en çok oy aldığı illerde ödenen kişi başı ortalama vergi 15.305 TL’ye düşüyor. Bu da CHP’nin daha çok oy aldığı illerde ödenen kişi başı verginin 8’de biri demek.

Tabii buraya kadar her ilde herkesin eşit vergi ödediğini varsaydık. 2024 yılında İstanbullulardan tahsil edilen 3.5 trilyon TL’lik verginin eşit dağıldığını, bu yüzden CHP’lilerin bu miktarın oy oranı nispetinde, yani %45,7’sinden mesul olduğunu not ettik. Elbette CHP’nin oyunun %60’ı geçtiği Şişli, Bakırköy, Kadıköy ve Beşiktaş ilçeleri, İstanbul’un ana vergi yükünü taşıyan ilçeler. Bu ilçelerde ödenen kişi başı verginin AKP’nin yüksek oy aldığı Esenler, Sultanbeyli veya Bağcılar’da ödenen vergiden çok daha yüksek olacağını varsayabiliriz. Dolayısıyla, ülke genelinde ilçe bazlı veriler CHP’lilerin % 42’lik vergi payının rahatlıkla % 60’lara yaklaşabileceğini işaret ediyor.

CHP seçmeni dışındaki muhalif seçmenlerin de vergi yükleri eklendiğinde, boykota destek veren % 40’lık kitlenin rahatlıkla vergi -ve dolayısıyla harcama- payında ciddi bir çoğunluğa sahip olduğunu iddia etmek mümkün.

Elbette 2024’de gerçekleşen 7 trilyon liralık vergi gelirinin ciddi bir kısmı boykot kapsamında olmayan gelir vergisi ve kurumlar vergisi başlıkları altında toplanıyor. Üstelik emlak ve motorlu taşıtlar vergilerinin de boykottan bağımsız bir işleyiş sistemi var. Öte yandan, sadece KDV ve ÖTV kaynaklı vergi gelirleri, toplam hasılatın üçte birine tekabül ediyor. Boykotun dolaylı olarak kurumlar ve gelir vergilerinde de düşüşe yol açması muhtemel olduğu düşünülürse, 2024 sayılarıyla toplam 3 trilyon liralık bir vergi gelir potansiyelini hedef aldığını düşünebiliriz. Bu vergi gelirini yaratacak harcama ekonomisinin 10 trilyon TL olduğunu varsayarsak, boykotun tüketime etkisinin % 10 ile sınırlı kalmasında bile 2024 sayılarıyla yılda 1 trilyon TL’lik bir potansiyeli olduğunu, bu miktardaki her % 1’lik oynamanın 100 milyar TL’ye, ayda ise 8 milyar TL’ye tekabül edeceğini öngörebiliriz.

Konda Araştırma Genel Müdürü Aydın Erdem’in yaptığı açıklamalara göre Türkiye’de boykota katılma oranı % 40 civarında gerçekleşirken, spesifik olarak 2 Nisan Boykotu’na katılma oranı da % 25 civarında gerçekleşiyor[1]. Bu durum tüm muhalif cephenin boykota katıldığı anlamına gelmiyor. Öte yandan, CHP’nin kemik seçmeninin Boykot’a ciddi oranda katıldığını tahmin edebiliriz. Ayrıca sadece % 1’lik bir daralmanın yılda 100 milyar liralık bir ekonomik etkisinin olduğu düşünüldüğünde, boykotun etkisinin ciddiye alınmasını gerektiği açık.

Boykot edilen markaların ticari potansiyeli

Yukarıdaki argümanımıza rahatlıkla “yankı odası” eleştirisi getirilebilir. Buna göre bu kitlenin boykot kararının uzun vadede ekonomik etkisinin sınırlı olacağı, çünkü boykota hedef olan markaların iktidara yakın iş insanlarına ait istisnai kurumlar olduğu, bu yüzden muhalif kesim tarafından boykottan önce de tercih edilmediği iddia edilebilir. Öte yandan boykot kapsamındaki markaların ticari hacimleri hesaplanabilir durumdadır.

CHP’nin boykotyap.org sitesinden boykot kapsamındaki markaları inceleyebiliyoruz. Elbette boykot kapsamındaki televizyon kanalları ve haber ajanslarının iş modellerini ve buna bağlı gelir sistemlerini ölçümlememiz mümkün değil. Yine de belli başlı marka ve grupların cirolarını kamuya açık platformlardan elde etmek mümkün.

Öncelikle bu listede yer alan markaların bazılarının “yankı odalarının” dışında yer alan, belki de birçoğumuzun boykot listesine girmesine şaşırdığımız markalar olması dikkat çekebilir. D&R, İddaa veya Audi, çok daha genel bir kitleye -siyasi yönelimden bağımsız olarak- hitap etmeyi başarmıştır.

Biraz sayıların içine baktığımızda tabloyu daha da netleştirmek mümkün olacak. Örneğin, Boykot tartışmalarında sık sık adı geçen Doğuş Grubu iştiraklerinden sadece Doğuş Otomotiv Grubu’nun 2024 toplam cirosu 200 milyar TL’ye yaklaşıyor[2]. Listede yer alan diğer markalardan İhlas Holding’in 2024 cirosu yaklaşık 13.7 milyar TL’yi bulurken[3] Milli Piyango’nun 2023 cirosu 5 milyar TL’yi geçiyor.

Elbette bu aşamada sadece kurumların beyanları üzerinden hareket edebilsek de, medya sektörünün katkısıyla ve 2024 sayılarıyla 500 milyar TL’lik bir havuzla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.

Yine de ilk maddede değindiğimiz toplu bir boykot kararının marka / kurum bazlı boykottan çok daha büyük bir etki potansiyeli olduğunu görmek mümkün.

Sonuç olarak, boykot hareketinin ne kadar canlı ve aktif kalacağı muhalefet liderlerinin siyasi becerileri ve iktidarın siyasi manevralarının sertliği ile belirlenecek. Belli markalar için daimi etkileri olacağı gibi, belli dönemlerde boykot bilincinin de zayıflayacağı açık. Ama bununla birlikte muhalif kesimin bu eyleminin, belli davranış kalıplarının oluşup yerleşmesi açısından önemli bir “antrenman” olduğunu söyleyebiliriz. Doğrudan veya dolaylı vergiler sebebiyle devletin vergi gelirlerini kurumlardan çok bireylerden elde ettiğini göz önüne aldığımızda, muhalif kesimin eline önemli bir koz geçtiğini iddia etmek yanlış olmayacaktır.

[1]Flu TV, “Gençler Ne İster? – Türkiye 100 Kişi Olsaydı”,  Aydın Erdem, https://www.youtube.com/watch?v=0KJV2_P5ysI

[2] Doğuş Otomotiv 2024 Faaliyet Raporu, https://www.dogusotomotiv.com.tr/newdogusotomotiv_files/20252281946290_DOAS_FR_2024_TR.pdf

[3] İhlas Holding 2024 Faaliyet Raporu, https://www.ihlas.com.tr/wp-content/uploads/2025/03/2024-Yili-12-Aylik-Mali-Tablolar-ve-Dipnotlari.pdf