Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Küresel petrol piyasasında yeni dönem: Talep durağanlaşıyor, arz kapasitesi öne geçiyor

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayımladığı “Petrol 2025” başlıklı orta vadeli piyasa raporu, küresel petrol piyasalarında büyük bir dönüşüme işaret ediyor. Son on yıl boyunca ABD’nin üretim artışı ve Çin’in hızla yükselen talebiyle şekillenen piyasaların dengesi, önümüzdeki yıllarda farklılaşacak. Rapora göre 2015-2024 döneminde arzın yüzde 90’ı ABD’den gelirken, talep artışının yüzde 60’ı Çin kaynaklı gerçekleşti. Ancak bu iki ülkenin petrol piyasalarındaki belirleyiciliği giderek azalacak.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) yayımladığı "Petrol 2025" başlıklı orta vadeli

ABD’de yatırımların ivme kaybetmesi üretim artışını yavaşlatırken, Çin’deki elektrikli araç satışlarındaki sıçrama, LNG ile çalışan taşımacılık sistemlerinin yaygınlaşması ve demir yollarına yapılan yatırımlar, petrol talebinin zirve noktasına ulaştığını gösteriyor.

Küresel petrol talebi 2024-2030 arasında 2,5 milyon varil artacak

IEA’nın öngörüsüne göre, küresel petrol talebi 2024-2030 arasında sadece 2,5 milyon varil artarak günlük 105,5 milyon varil seviyesinde plato yapacak. 2025 ve 2026 yıllarında talep artışı günlük 700 bin varil civarında seyredecek, sonraki yıllarda ise bu artış belirgin biçimde yavaşlayacak. 2030’a gelindiğinde ise hafif bir düşüş öngörülüyor.

Petrol talebindeki bu duraklamanın ardında, ekonomik büyümenin yavaş seyretmesi ve ulaşım ile enerji üretiminde fosil yakıtlardan uzaklaşılması yatıyor. IEA’ya göre, sadece elektrikli araç satışları bile 2025’te 20 milyon adedi aşarak tüm otomobil satışlarının yüzde 25’ini oluşturacak. Bu gelişme, günlük 5,4 milyon varil petrol tüketiminin ortadan kalkması anlamına geliyor.

Suudi Arabistan’da petrol talebinde ciddi bir azalma

Benzer bir dönüşüm enerji üretiminde de gözleniyor. Özellikle Suudi Arabistan’da petrol yerine doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesiyle, ülkede petrol talebinde ciddi bir azalma yaşanması bekleniyor. Bu değişim, ülkeyi 2030’a kadar en fazla petrol talebi düşüşü yaşayan ülke konumuna taşıyabilir.

Öte yandan petrokimya sektörü, 2026 sonrası dönemde petrol talebini sürükleyen ana unsur olacak. 2030 itibarıyla küresel petrol talebinin altıda birini bu sektör oluşturacak. Yakıt amaçlı tüketimin ise 2027 yılında zirveye ulaşabileceği tahmin ediliyor. Jet yakıtına olan talebin ise artmaya devam edeceği öngörülüyor.

Rafine ürün talebi, 2024’e göre sadece 710 bin varil daha yüksek olacak

Rafine ürünlerde de talep yavaşlıyor. 2027’de günlük 86,3 milyon varil ile zirve yapması beklenen rafine ürün talebi, 2024’e göre sadece 710 bin varil daha yüksek olacak. Bu durum, bazı rafinerilerin talep yetersizliği nedeniyle kapanabileceği anlamına geliyor.

Öte yandan, küresel üretim kapasitesinin Suudi Arabistan ve ABD öncülüğünde artmaya devam etmesi bekleniyor. 2030 itibarıyla günlük kapasitenin 5,1 milyon varil artışla 114,7 milyon varile ulaşması öngörülüyor. Böylece arz kapasitesi, talep artışının çok üzerinde bir seviyeye çıkmış olacak.

IEA Başkanı Fatih Birol, “Geçmiş on yılda ABD ve Çin’in belirleyici olduğu bir dönem yaşandı. Ancak artık yeni bir denge kuruluyor. Temel göstergeler, arzın güçlü bir şekilde devam edeceğini gösteriyor” dedi. Birol ayrıca, jeopolitik risklerin petrol arz güvenliği üzerindeki etkisine dikkat çekerek, enerji güvenliği konusunda temkinli olunması gerektiğini vurguladı.