Nöbetçi Eczaneler
Uluslararası Para Fonu (IMF), Euro Bölgesi ekonomisinin küresel ticaret gerilimleri, artan jeopolitik riskler ve yapısal sorunlar nedeniyle zorlu bir dönemden geçtiğine dikkat çekti. IMF’nin Euro Bölgesi’ne ilişkin 4. Madde kapsamında hazırladığı değerlendirme raporunda, bölge ekonomisinin düşük işsizlik ve istikrarlı finansal yapı gibi güçlü yönlerine rağmen, büyüme ve enflasyon görünümünün belirsizliklerle kuşatıldığı belirtildi.
Raporda, rekor düzeyde düşük işsizlik oranı, hedefe yakın manşet enflasyon ve istikrarlı finansal sistem sayesinde Avrupa ekonomisinin güçlü bir duruş sergilediği ifade edildi. Ancak, politika yapıcıların ticaret savaşları, enerji arzı endişeleri ve artan savunma harcamaları gibi giderek büyüyen sorunlara çözüm bulmak zorunda kaldıkları vurgulandı.
Manşet enflasyonun yüzde 2 seviyesine yakın olduğu ifade edildi
IMF, düşük verimlilik, nüfusun hızla yaşlanması ve zayıf orta vadeli büyüme beklentilerinin de Euro Bölgesi ekonomisinin karşı karşıya olduğu temel sorunlar arasında yer aldığını belirtti. Bu küresel çalkantılar içinde bölge ekonomisinin 2025 yılında yalnızca yüzde 0,8 büyüyeceği, 2026 yılında ise büyümenin yüzde 1,2’ye çıkmasının öngörüldüğü bildirildi.
Bildiride ayrıca, mevcut jeopolitik gelişmelerin ve ticaretteki belirsizliklerin iç tüketim ve ihracat görünümünü olumsuz etkilediğine dikkat çekildi. Manşet enflasyonun yüzde 2 seviyesine yakın olduğu ifade edilirken, çekirdek enflasyonun ise 2026’ya kadar kademeli biçimde yüzde 2’ye gerilemesinin beklendiği kaydedildi.
“Büyüme riski aşağı yönlü, enflasyon riski iki taraflı”
IMF, ekonomik büyümenin önündeki risklerin ağırlıklı olarak aşağı yönlü olduğunu vurguladı. Bildiride, ticaret politikalarındaki belirsizliklerin sürmesi, yeni gümrük vergilerinin getirilmesi ve jeopolitik gerginliklerin talep ve büyüme üzerinde beklenenden daha fazla baskı oluşturabileceği belirtildi. Ayrıca, savunma harcamalarının olası pozitif etkilerinin, bu olumsuzlukları telafi edemeyebileceği değerlendirmesinde bulunuldu.
Enflasyon cephesindeki risklerin ise hem yukarı hem aşağı yönlü olabileceği aktarıldı. Euronun değer kazanması, zayıf iç talep ve düşük ücret artışları gibi etkenlerin enflasyonu aşağı çekebileceği, öte yandan, mali harcamaların beklentileri aşması, tedarik zincirinde yaşanabilecek aksamalar ve ithalat fiyatlarındaki artışların ise enflasyonu yukarı yönlü etkileyebileceği belirtildi.
Son olarak IMF, yapısal sorunların orta vadede ekonomik görünüm üzerinde baskı yarattığını belirtti. Yaşlanan nüfus, nitelikli iş gücü eksikliği ve düşük verimlilik gibi uzun vadeli meselelerin yanı sıra, ticari belirsizliklerin, enerji piyasasındaki oynaklığın ve jeopolitik risklerin de mevcut zorlukları derinleştirdiği ifade edildi.