Sicpa’nın Türkiye’de tütün, alkol ve ilaç gibi vergilendirilen ürünlerin tedarik zincirini dijital olarak takip eden sistemi SICPATRACE, devlet gelirlerinin yönetiminde önemli bir yer tutuyor. Ancak yabancı bir firmanın bu kadar kritik bir altyapıyı kontrol etmesi, devlet verilerinin dış güçlerin erişimine açık olması anlamına geliyor.
“Yerli teknoloji, devletin şeffaf ve denetlenebilir bir yapıda yönetilmesine olanak tanır”
Uzmanlar, yabancı şirketlerin kontrolündeki verilerin kötü niyetli siber saldırılar, veri hırsızlığı ve dış müdahalelere karşı savunmasız olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin dijital egemenliğini koruyabilmesi için kritik verilerin ve altyapıların yerli firmalarda tutulması gerektiği vurgulanıyor.
“Yerli teknoloji, sadece verilerin Türkiye sınırları içinde kalmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda devletin şeffaf ve denetlenebilir bir yapıda yönetilmesine olanak tanır” diyen uzmanlar, veri güvenliği konusunda kamu denetiminin artırılmasını ve dışa bağımlılığın azaltılmasını öneriyor.
Türkiye’nin bu tür risklere karşı önlem şart
Geçmişte farklı ülkelerde yaşanan veri sızıntıları ve hırsızlık olaylarının, hem ekonomik hem de siyasi krizlere yol açtığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin bu tür risklere karşı önlem almasının şart olduğunu söylüyor.
Öte yandan, ABD’nin İngiliz banknot üreticisi De La Rue’yi satın alarak finansal altyapı üzerindeki stratejik kontrolünü güçlendirmesi örneği, Türkiye’ye yerli teknoloji ve üretime yatırım yapmanın önemini gösteriyor.
Sicpa Nedir?
İsviçre’nin Lozan şehrinde kurulan Sicpa, tarihsel olarak ABD doları ve euro gibi banknotlar için yüksek güvenlikli mürekkepler üreterek ün kazandı. Ancak son yirmi yılda Sicpa, çok daha kapsamlı ve güçlü bir yapıya dönüştü. Bugün, devlet egemenliğinin sessiz bir bekçisi olarak hareket ediyor; hükümetlerin para birimlerini doğrulama, tüketim vergilerini düzenleme, malları takip etme ve hatta dijital paranın geleceğini düşünme biçimlerini yönetiyor.
Amiral gemisi platformu SICPATRACE ile şirket, hükümetlere tütün, alkol, yakıt ve ilaç gibi tüketim vergisine tabi malları tedarik zinciri boyunca dijital olarak izleme ve takip etme sistemleri sunuyor. Bu sistemler 20’den fazla ülkede kullanılıyor ve vergi otoritelerinin ne üretildiğini, ürünün nereye gittiğini ve nihayetinde kimin satın aldığını gerçek zamanlı olarak izlemesine olanak tanıyor.
Prensipte, böyle bir sistem yasa dışı ticareti önlemeyi ve devlet gelirlerini artırmayı vaat ediyor. Ancak gerçekte, bu, özel bir yabancı şirkete ulusal verilere önemli bir erişim ve iç gelir uygulamasında kritik bir rol sağlıyor; bu güç, gerekli şeffaflık veya hesap verebilirlik olmadan kullanılıyor.
Halka açık şirketlerin aksine, Sicpa aile şirketi olarak özel bir yapıda kalıyor. Devlet sözleşmelerinin tam kapsamını açıklamıyor veya hissedar denetimine tabi değil. Daha da kötüsü, Sicpa nadiren medya röportajları veriyor. Yine de Latin Amerika’dan Doğu Avrupa’ya kadar, ulusal mali sistemlere, tüketim vergisi izlemesine ve giderek artan şekilde dijital kimlik ve para birimi mimarisine derinden gömülü, sessiz ama güçlü bir altyapı oyuncusu haline geldi.
Aslında, Sicpa yalnızca bir yüklenici olarak değil, hizmet verdiği devletlerin ekonomik çerçeveleri içinde yarı egemen bir varlık gibi işliyor.