Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Silah varsa, patlar: Prof. Adem Yavuz Elveren’den çarpıcı değerlendirme

TCLira yazarı Prof. Dr. Adem Yavuz Elveren, “Silahlanmada sonsuz talep söz konusu” diyerek savunma sanayii yatırımlarını eleştirdi. Elveren, “Bir sahnede silah görünüyorsa, o mutlaka patlar” ifadelerini kullandı.

TCLira yazarı Prof. Dr. Adem Yavuz Elveren, “Silahlanmada sonsuz talep

Küresel askeri harcamalar rekor seviyeye ulaşırken, Türkiye savaş sanayisi yatırımlarını artırıyor. Fitchburg State Üniversitesi’nden TClira yazarı Prof. Dr. Adem Yavuz Elveren, artan askeri harcamaları ve Türkiye’deki savunma sanayi politikalarını değerlendirdi. Elveren, silahlanmanın, dengesiz ve kendini sürekli yeniden üreten bir yapıya sahip olduğunu belirtirken, “Silah üretimi klasik ekonomiyle açıklanamaz” ifadelerini kullandı.

“Ekonomik olarak atıl bir alandan bahsediyoruz”

Evrensel’den Zeliha Irmak’a açıklamalarda bulunan Fitchburg State Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Adem Yavuz Elveren, askeri harcamaların doğasına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Elveren, küresel silahlanma yarışının ardında yapısal bir güvensizlik ve sürekli yeniden üreyen bir tehdit algısının olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Silahlanmada sonsuz bir talep söz konusu. Ekonomik olarak da atıl bir alandan bahsediyoruz. Klasik denge teorileriyle açıklanamaz. Silah kapasitenizi istediğiniz kadar artırın; karşı taraf teknolojiyi artırdığında sisteminiz anlamını yitiriyor. Bu da sürekli yatırım anlamına geliyor.”

Çehov’un tiyatro kuralına atıf yapan Elveren, “Bir sahnede silah görünüyorsa, o mutlaka patlar” diyerek artan silahlanmanın savaş riskini de beraberinde getirdiğine dikkat çekti.

“Türkiye’de aile içi askeri sanayi kompleksi”

Türkiye’deki savunma sanayi yatırımlarına dair de konuşan Elveren, bu alanda siyaset ve özel sektör ilişkilerinin yoğunlaştığını belirterek, “Türkiye’deki yapıya ‘aile içi askeri sanayi kompleksi’ diyorum. En büyük üreticilerden biri damat. Kamudaki firmaların dahi bu yapıya devri konuşuluyor. Bu tür ilişkiler, karar süreçlerini daha da şeffaf olmaktan uzaklaştırıyor” diye konuştu.

Elveren, savunma sanayi harcamalarının halk nezdinde sorgulanmadan kabul gördüğünü de vurguladı: “Ulusal güvenlik dendiğinde akan sular duruyor. Muhalefet dahil her kesim bu söyleme teslim oluyor.”

“Savaş sektörü en kârlı alan”

Silah endüstrisinin yüksek kârlılığına dikkat çeken Elveren, bu sektörün piyasa mantığı açısından cazibesini şöyle özetledi:

“Silah sektörü en kârlı alanlardan biri. Risk düşük, kâr yüksek. Üstelik ürün kolayca elden çıkıyor. Müşteriniz zaten tehdit algısıyla size gelmiş durumda. Ayrıca bu ürünler showroom’larda sergileniyor, fuarlarda tanıtılıyor, savaşlarda test ediliyor.”

Elveren, ABD’nin bu sektördeki hegemon rolününe ilişkin ise şunları ifade etti :

“ABD jandarmalık değil, adeta mafyalık yapıyor. Güvenlik sağlıyor, komisyonunu alıyor. Bu düzen içinde devletler daha fazla silahlanmak zorunda hissediyor.”

Dünya barışı kapitalizmde mümkün değil

Dünya barışının kapitalizmde mümkün olmadığını görmek gerekiyor diyen  Elveren, “Kapitalizm kendi içsel çelişkileri olan, kendini yenileyemeyen bir sistem. Bunun için de savaşlara ihtiyaç duyuyor. Tam da şu an daha güçlü bir şekilde “ya sosyalizm ya barbarlık” demek gerekiyor. Neoliberal kapitalizm bitti. Ama yerine gelen şey daha da kötü. Bu çağı “karanlık çağ” olmaktan çıkarıp “mücadele çağı” haline getirebilmek için umutsuz olmamak lazım” diye konuştu.