Türk sigorta endüstrisinin 2030 yılına kadar büyük bir dönüşüm geçireceği, ekonomiye sağlanan fon miktarının 2,4 trilyon TL’ye ulaştığı ve önümüzdeki beş yılda sektörün iki kat büyüyebileceği vurgulandı. Sektör temsilcileri, 2030 yılına kadar sigortalılık oranının yüzde 4,7 seviyesine yükselmesinin ve prim üretiminin 44,3 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini belirtti.
2025 sonu hedefi 1.2 trilyon TL prim
Paylaşılan verilere göre, 2024 yılında sektörde 81 milyar adet veri işlendi, günlük açılan dosya sayısı 221 milyona ulaştı. Bu sayının 2025 yılı sonunda 250 milyonu bulması bekleniyor. Aynı dönemde toplam poliçe sayısı 128 milyon olarak kaydedildi. 2025 yılı sonunda ise 1,2 trilyon TL’lik prim üretimi hedefleniyor.
Dünyadan alınan pay artacak
Küresel ölçekte sigorta prim üretimi 7,2 trilyon dolar seviyesine ulaşırken, Türkiye’nin bu pastadaki payı yüzde 0,45 düzeyinde. Bu oranın düşük olmasının aynı zamanda büyük bir potansiyele işaret ettiği ifade edilerek, sektörün dijital dönüşüm, yeni ürünler ve uluslararası uygulamalarla bu payı hızla artırabileceği belirtildi.

Katılımcılar, Türkiye’de sigorta sektörünün güçlü sermaye yapısına, genç ve dijital odaklı iş gücüne, ayrıca hızla gelişen ekonomik dinamiklere sahip olduğunu vurguladı. Bu faktörlerin, yatırımcılar için cazip bir ortam oluşturduğu dile getirilerek, yeni oyuncuların sektöre girişinin desteklendiği ifade edildi. Sektörün büyüme potansiyelinin yüksek olduğu, mevcut 75 şirketin ilerleyen yıllarda 100’e çıkmasının sürdürülebilir olduğu görüşü öne çıktı.

İstanbul bölgesel sigorta merkezi olsun
2030 vizyonu çerçevesinde, sigorta sektörünün yalnızca tazminat ödeyen bir yapıdan çıkarak, riskleri önceden analiz eden ve toplumsal direnci artıran bir yapıya evrilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, İstanbul’un bölgesel bir sigorta ve reasürans merkezi haline getirilmesi, dijitalleşme ve uluslararası iş birliklerinin artırılması planlanıyor. Etkinlikte ayrıca, sektörün sosyal sorumluluk alanındaki projeleri de öne çıktı. Çocuklarda erken yaşta sigorta bilinci oluşturmayı amaçlayan eğitim etkinlikleriyle, sigorta ve risk kavramları eğlenceli bir şekilde anlatıldı. Oyunlar, atölyeler ve hikâye kitapları aracılığıyla gerçekleştirilen bu etkinliklerde çocuklar hem eğlendi hem de sigortanın toplumdaki önemini keşfetti.
Uzmanlar, erken yaşta oluşturulan farkındalığın gelecekte sorumluluk bilinci yüksek bireylerin yetişmesine katkı sağlayacağını belirterek, bu tür sosyal projelerin yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekti. Sigorta sektörü, hem ekonomiye sağladığı finansal katkıyla hem de toplumun risklere karşı dayanıklılığını artıran yapısıyla Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme hedeflerinde kilit rol üstlenmeye devam ediyor.


