Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Medyadaki dönüşüm, influencerlar ve Patiswiss olayı

Sosyal medyanın hızla gelişmesiyle birlikte, bireysel yayıncılık ortaya çıktı. Gazete,

Sosyal medyanın hızla gelişmesiyle birlikte, bireysel yayıncılık ortaya çıktı. Gazete, dergi, internet sitesi veya bir televizyon kanalına bağlı olmadan insanlar fikirlerini sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere duyurabiliyor. Bu bireysel yayıncılara tüm dünyada influencer, YouTuber, blogger gibi isimler veriliyor.

Bireysel yayıncılıkla gazetecilik çok iç içe gibi görülse de aslında çalışma prensibi ve etik değerler bakımından ciddi şekilde ayrışıyorlar.

Şunu baştan söylemek isterim, elbette gazeteciler daima mesleğin etik değerlerine uymuyorlar. Kalemlerini bireysel veya siyasi çıkar uğruna kullanabiliyorlar. Ancak günün sonunda etik değerlerden uzak bu insanlar sektörden dışlanıyor, kamuoyu nezdinde itibarları kalmıyor.

Fakat aynı durum, bireysel yayıncılarda söz konusu olmuyor. Popülizmi dibine kadar kullanan bazı yayıncılar, daha fazla etkileşim için her türlü taklayı atıyorlar. İşini düzgün yapan bireysel yayıncılara elbette lafımız yok. Lakin, milyon takipçili bazı hesap sahiplerinin yaptıkları da ortada ve tüm camialarını etkiliyor.

İftira atıyorlar, hedefindeki isim ve markaları halka linç ettiriyorlar veya kötü bir ürünü insanlara iyi tanıtıyorlar.

Bir meslek dalı olarak tanımlanmadıkları, aslında iş olarak yasalar karşısında ne oldukları bile belli olmadığı için otorite yaptırımlarından uzaklar. Genellikle Ticaret Bakanlığı bunların reklam anlaşması yapıp yapmadığına bakıyor ve arada cezalar kesiyor.

Bahsettiğim etik değerler işte tam bu noktada karşımıza çıkıyor. Bir gazeteci ne olursa olsun kamusal sorumluluk taşır. Yazdığı haberin, anlattığı konunun kamuoyuna karşı etkilerini hesaba katar. İnce eleyip, sık dokur.

Evet, yine vurguluyorum, tüm gazeteciler bu kurallara uymuyor ama mesleğin çerçevesini bu değerler oluşturuyor.

Bireysel yayıncıların, özellikle influencerların ürün tanıtımında sıkça karşımıza çıktıklarını görüyoruz. Kozmetik, giyim, teknoloji ve gıda gibi sektörlerdeki markalar, yüklü satış adetlerine ulaşmak için influencerları kullanıyor. Ancak son dönemde iş dünyası temsilcilerinden duyduğumuz şikayetler artmaya başladı.

Anlaşma sağlanmazsa ürün kötüleme, basın toplantısına davet edilmezse hakaret, tehdit, açıkça para isteme gibi olayların sayısı artmış durumda.

Biz, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) olarak bu sorunların büyüyeceğini öngörüp, ilgili kurumlara uyarımızı yapmıştık. EGD Başkanı Recep Erçin ile birlikte İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) üst yönetimlerine yaklaşan tehlikeyi ve önerilerimizi anlatmıştık. (İlgili konuyla alakalı şubat ayında şu yazıyı kaleme almıştım.)

Bireysel yayıncıların artık kontrolden çıkmaları nedeniyle biz gazeteciler de hedef tahtasına konuyoruz. Martı TAG Kurucusu Oğuz Alper Öktem ile taksi sorununu konuştuğum bir yazı kaleme aldım. Öktem ile fotoğrafımızı da yazıda kullandım. Saklayacak bir şeyim yok çünkü. Sadece işimi yapıyorum. Sosyal medyada yemediğim hakaret kalmadı. Bir olayı, sorunu anlatırken bunu söyleyen gazeteci tıpkı bireysel yayıncılar gibi çıkarcı damgasını yiyor.

Bir örnek daha vermek istiyorum…

Medyadaki dönüşüm, influencerlar ve Patiswiss olayı
Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu

Biliyorsunuz, son dönemde en fazla gündeme gelen markalardan birisi çikolata üreticisi Patiswiss oldu. Şirketin CEO’su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu‘nun bir müşteriye karşı söylediği sözler nedeniyle marka sosyal medyada linç edildi. Marketlerde ürünün satışı durduruldu. Tunaoğlu da görevini bıraktı.

Olayın savunulacak bir tarafı yok. Tunaoğlu da defalarca özür diledi. Ama sosyal medyadaki bireysel yayıncılara bunlar yetmiyordu. Patiswiss daha fazla linç edilmeliydi. Sahte açıklamalar, raporlar, itiraflar havada uçuşuyordu.

Daha sonra öğrendiğimize göre bu bireysel yayıncıların bazıları para istemiş!

Ne Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu’nu ne de diğer Patiswiss yöneticilerini tanımam. Çoğunluğu kadın olmak üzere 800 kişiye istihdam sağladıkları çeşitli mecralarda yazıldı. Gördüğüm kadarıyla katma değerli ürün imalatı gerçekleştiriyorlar. Gıda üretimi, hijyen koşulları, istihdam ve vergi kanunlarına uyuyorlarsa sorun yok. Peki, neden bu şirketin batması için mücadele ediliyor?

Türkiye’nin kalkınması, yüksek katma değerli üretim ve ihracat yapılması, çalışanlara haklarının fazlasıyla verilmesi hepimizin en büyük dileğidir.

Neymiş, Tunaoğlu’nun dilediği özür yetmezmiş, şirket imajını düzeltmek için PR’a başlamış, bunlar kabul edilemezmiş!

Bunları söyleyen bahsettiğim yayıncılar, influencerlar!

Peki, ne yapacaktı şirket? Kepengi kapatıp gidecek miydi?

Şimdi bunları yazdığım için yine hedefe konacağımı biliyorum. Daha önce yanlış halka arzları kaleme aldığım için de benzer tepkileri almıştım. Ama günün sonunda doğru bildiklerimi yazmaya devam ediyorum.

Patiswiss yöneticilerini de görsem, gider bu sorularımı sorar ve yazarım.

İş dünyası temsilcileri, üst yöneticiler, kurumsal iletişim, PR ve medya satın alma şirketlerine büyük sorumluluk düşüyor. Sadece popülerlik ve yüksek tık uğruna kişilik sorunu olan, etik değerler taşımayan insanları desteklemeye devam ederseniz, bunlar günün sonunda dönüp yine sizi vurur.

Yalanlarla halkı kandıran, kendi markalarını çıkarıp sağlıksız ürünleri insanlara satan, kara para aklayan, uyuşturucuya bulaşan, ırkçılık yapan isimleri unutmayın. Bunların büyümesinde sizin de payınız var…