Finansal Piyasalar Uzmanı Murat Aysan, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın ABD’de yaptığı sunum hakkında açıklamalar yaptı. Aysan, sosyal medya hesabında yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın ABD’de yaptığı sunumun özeti + yorumum
TCMB Başkanı, konuşmasına dezenflasyon sürecinin sürdürülebilirliğine olan güçlü bağlılığını vurgulayarak başlıyor. Enflasyonla mücadelede para politikasının yanı sıra maliye politikasıyla koordinasyonun da kritik bir rol oynayacağı ifade ediliyor.
Sıkı Para Politikası Uygulaması:
Mart ve Nisan aylarında uygulanan faiz artışları ile gecelik borç verme faizine yönelik teknik ayarlamalar anlatılıyor.
Likidite Yönetimi ve Sterilizasyon Adımları:
Türk Lirası likiditesini sterilize etmek ve para politikası aktarımını güçlendirmek amacıyla vadeli mevduat ihaleleri, likidite bonoları ve döviz vadeli işlem (NDF) piyasası devreye alınmış. Başkan Karahan, geçmişe kıyasla birçok adımın daha seri ve eşzamanlı olarak devreye sokulduğunu belirtiyor.
Döviz Talebi ve TL’ye Geçiş:
Dolarizasyonun kontrol altına alınmasına yönelik adımların etkileri anlatılıyor. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları çözülüyor, TL’ye geçiş devam ediyor. Aynı zamanda bireysel döviz talebinde göreli bir sakinlik gözlemleniyor.
Enflasyon Görünümü ve Riskler:
Kur geçişkenliği ve fiyatlama davranışlarında iyileşme olduğu belirtilirken, iç talebin öngörüleri aşması nedeniyle risklerin sürdüğü vurgulanıyor.
Politika Aktarımı ve Piyasa Faizleri:
Politika faizindeki artışların kredi ve mevduat faizlerine güçlü bir şekilde yansıdığı görülüyor. Bu durum, para politikasının etkinliğinin arttığını ve sıkı duruşun reel ekonomi üzerindeki etkisinin belirginleştiğini gösteriyor.
Makro İhtiyati Tedbirler:
Kredi büyümesini sınırlayan düzenlemeler, TL mevduatları artırmayı amaçlayan hedefler ve zorunlu karşılık düzenlemeleri ile para politikası destekleniyor. Aynı zamanda rezerv yönetimi sadeleştirilerek güçlendiriliyor.
Son Mesaj Olarak:
Sıkı para politikasına yönelik kararlılık, yurt içi talebin dengelenmesi, Türk Lirası’nda reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki iyileşme yoluyla dezenflasyon süreci desteklenmektedir.
İleriye dönük olarak, maliye politikasıyla artan koordinasyonun da bu sürece önemli ölçüde katkı sağlayacağı belirtiliyor.
Fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir; bu, enflasyonda kalıcı bir düşüşle mümkün olacaktır.
Politika faizi, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun yanı sıra temel enflasyon eğilimi dikkate alınarak, öngörülen dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılık düzeyine göre belirlenecektir.
Para Politikası Kurulu, enflasyon görünümüne odaklanarak politika faizini her toplantıda ihtiyatlı bir şekilde ayarlayacaktır.
Enflasyonda önemli ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu ilave sıkılaştırma yönünde gözden geçirilecektir.
Sunuma Dair Kendi Yorumum:
Orada bulunmadığım ve soru-cevap bölümü olup olmadığını bilmediğim için sadece sunum üzerinden değerlendirme yapabiliyorum.
Ancak dikkatimi çeken bazı eksikler var:
Yabancı yatırımcıların çıkışıyla ilgili hiçbir bölüme yer verilmemiş. Acaba soru-cevap kısmında bu konu gündeme geldi mi? Yabancıların “gittikleri gibi geri dönecekleri” yönünde bir beklenti var mı?
Kredi ve mevduat faizlerinin sıkı para politikasından etkilenmekte olduğu görülüyor. Bu sıkılaşmanın ne kadar süreceği ve olası etkileri nasıl öngörülüyor?
Kur-enflasyon geçişkenliği %40’ın altında öngörülüyor. Ancak geçtiğimiz yılın modeline göre kur artışı enflasyonun altında, faiz ise enflasyonun üzerinde oluşacaktı. Bu denge, yılın ilk üç ayında bozulmuş görünüyor. Nisan ayı da umut vermiyor. Geri kalan sekiz ayda bu denge yeniden sağlanabilir mi?