Ekonomist Sabri Öncü, Türkiye’de enflasyonun temel nedeninin para arzı veya talep fazlası değil, ekonomik yapının dışa bağımlı karakteri olduğunu vurguladı. Öncü, 1980’lerden bu yana uygulanan ithalata dayalı üretim modelinin enflasyonu kalıcı hale getirdiğini belirtti.
“Enflasyon bastırılmıyor sadece üretim ve istihdam zayıflıyor”
“Türkiye’deki enflasyonun ana nedeni talep fazlası ya da para arzındaki genişleme değil; döviz kurundaki oynaklık ve enerji fiyatlarındaki dış şoklardır” diyen Öncü, Merkez Bankası’nın faiz artışlarıyla bu tür bir enflasyonu bastıramayacağını, bunun sadece üretimi ve istihdamı zayıflattığını ifade etti.
“Sermaye hareketleri serbest olduğu sürece ülke risk primi ve beklentiler TL’nin kaderini belirler”
Kurun değer kaybının da iç dinamiklerden çok küresel finansal koşullara bağlı olduğunu belirten Öncü, “Sermaye hareketleri serbest olduğu sürece, küresel faiz oranları, ülke risk primi ve beklentiler TL’nin kaderini belirler. Küresel likidite daraldığında ya da jeopolitik risk arttığında TL değer kaybeder, ithalat pahalanır, TÜFE zıplar” değerlendirmesinde bulundu.
Öncü, sıkı para ve maliye politikalarıyla enflasyonu düşürme iddiasının, gerçekte gelir transferine dönüştüğünü ifade ederek, “Bu politikalar ücretleri baskılar, kamu harcamalarını kısar, büyümeyi yavaşlatır ama ithalat bağımlılığını azaltmaz. Bu yüzden enflasyon geçici olarak düşse bile, ilk kur şokunda yeniden yükselir” dedi.
Bunları bir tartışmamızda ChatGpt yazdı. ChatGpt’nin konuyu, ekonomimizi yönettikleri iddia edilen doğal zekalardan çok daha iyi anladığı açık:
Türkiye’nin enflasyonu, 1980’lerden bu yana yapısal ve dışa bağımlı bir enflasyondur. Yani üretim yapısının, enerji ve ara malı…
— T. Sabri Öncü (@KeloglanBM) October 7, 2025
