Nöbetçi Eczaneler
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkan Yardımcısı Luis de Guindos, euro bölgesinde yüksek enflasyon döneminin sona erdiğini ve yerini yavaş ekonomik büyümeye bıraktığını söyledi. Guindos, ekonomik görünümün belirsizliklerle gölgelendiğini vurgulayarak, Avrupa’nın yapısal reformlara ve daha güçlü ekonomik entegrasyona ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
ECB projeksiyonlarına göre büyümenin 2025’te %0,9 olması hedefleniyor
Guindos, 2025’in ilk çeyreğinde euro bölgesi ekonomisinin %0,6 büyüdüğünü ancak bunun geçici faktörlerden kaynaklandığını belirtti. Yüksek gümrük tarifeleri ve güçlü euronun ihracatı zorlaştırdığını, belirsizliğin ise yatırımları baskıladığını söyledi. Orta vadede güçlü iş gücü piyasası ve artan reel gelirlerin büyümeye katkı sağlayacağını dile getirdi. ECB projeksiyonlarına göre büyümenin 2025’te %0,9, 2027’de ise %1,3 olması bekleniyor.
Guindos, enflasyonun şu anda ECB’nin orta vadeli %2 hedefine yakın seyrettiğini, ücret artışlarının ise yavaşladığını ifade etti. 2025 yılı için ortalama %2,0’lık bir ücret artışı öngörüldüğünü belirten Guindos, enflasyonla mücadelede kaydedilen ilerleme sayesinde ECB’nin Haziran 2024’ten bu yana toplamda 200 baz puanlık faiz indirimi yaptığını hatırlattı.
Ticaretteki parçalanma büyümeyi tehdit ediyor
Guindos, küresel ölçekte artan jeopolitik gerilimlerin ve ticaretteki parçalanmanın büyümeyi tehdit ettiğini belirtti. Euro bölgesi ekonomisinin dirençli kaldığını, ancak sık ve büyük şoklara karşı savunmasız olabileceğini söyledi. Yapısal reformlar ve büyüme odaklı maliye politikalarının verimlilik ve rekabet gücü açısından kritik olduğunu vurguladı.
Konuşmasının sonunda Guindos, Avrupa’nın ekonomik ve siyasi gücünün artırılması için “Daha Fazla Avrupa” çağrısında bulundu. ABD dolarının uluslararası ticaretteki ağırlığının kısa vadede değişmeyeceğini, ancak euro’nun rolünün artırılabileceğini kaydetti.
Guindos, mal ve hizmetlerin tek pazarında kalan engellerin kaldırılması, gerçek bir bankacılık ve sermaye piyasası birliğinin kurulması gerektiğini söyledi. Bu adımların, sermayenin verimli dağılımı, yatırımcıların korunması ve yenilikçi şirketlerin desteklenmesi açısından önemli olduğunu belirtti. Bankalar ve sermaye piyasalarının birbirini tamamlayan bir ekosistem oluşturduğunu vurgulayan Guindos, Avrupa projesine ulusal çıkarların önünde öncelik verilmediği sürece ilerleme sağlanamayacağını ifade etti.