Yurt içinde ve küresel piyasalarda merkez bankaları haftasını geride bıraktık. TCMB beklenmedik şekilde 500 baz puanlık faiz artışı yaparken, Fed faizleri sabit tutarak 2024 yılı için 3 faiz indirimi beklentisini korudu. Asya’da ise Japonya’da 17 yıl sonra faiz artırımı ile pozitif faiz tarafına geçildi. Geçen haftanın bu yoğunluğu sonrası mart ayının son haftasında sakin bir gündem bizi bekliyor.
Yurt içi piyasalarda bilanço döneminde olmamız nedeniyle bilanço açıklayan şirketlerin sert hareketleri görülüyor. Buna sebep ise enflasyon muhasebesi nedeniyle gelen rakamların beklentilerden son derece ayrıştığı bir dönem yaşıyor olmamız. Her ne kadar halka açık şirketler TFRS mali tablo yayımlıyor olsalar da VUK‘ta uyguladıkları enflasyon muhasebesinin ertelenmiş vergi yoluyla TFRS mali tablolara da etkisi oluyor. Ertelenmiş vergi basitçe ileride oluşacak vergi avantajı veya yükümlülüğünün bugünden mali tablolara yansıtılması olarak tanımlanabilir. Bu nedenle ertelenmiş vergi geliri şirketlerin bugün itibariyle nakdi olmayan bir geliri veya gideri olarak gözükse de, gelecekteki nakit akışlarına vergi yoluyla artı veya eksi etki edeceğinden, değerlemede önemli girdilerden biri olacak.
Bilanço demişken ana hisselerden ASELS ve PETKM’in 2023 4. çeyrek bilançolarını bu hafta merakla bekleyeceğiz.
Peki TCMB faiz artırımının Borsa İstanbul’a etkisi önümüzdeki dönemde nasıl olur kısaca buna değinelim. Faiz denince ilk akla gelen tabi ki bankacılık sektörü oluyor. Normal şartlarda artan faizlerin bankalar üzerinde negatif etkisi olması beklenir. Ancak rakamlar öyle demiyor. TCMB tarafından yayımlanan verilere göre 15 Mart ile sona eren haftada bankacılık sektörü genelinde ortalama tüketici kredisi faizi 322 baz puan artışla %67,43’e yükselirken, ortalama ticari kredi faizi 425 baz puan artışla %59,58’e çıktı.
Aynı haftada 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi ise 203 baz puan artışla %55,66 oldu. Dikkat edilirse faiz artırım kararı öncesi bile bankalar kredi faizlerini hızlı yükseltiyor ve makası geçtiğimiz yaz aylarından bu yana pozitifte tutuyor. Ayrıca son dönemdeki makro ihtiyati tedbirlerin net etkisi bankalara olumsuz değil müspet yansıyor. (Kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından nakit kullanma faizinin aylık yüzde 4.4’ten yüzde 5’e yükseltilmesinin olumlu olması gibi.) Bu durumlar bankaları olumlu etkilemeye devam edecektir. Özellikle AKBNK, YKBNK, ISCTR, GARAN gibi bankalar bu durumdan olumlu etkileniyor. Kamu bankaları üzerindeki devlet otoritesi baskısı seçim öncesinde daha da artacaktır.
Yüksek faizin borsadan ciddi para çıkışına neden olmasa da mevduattan borsaya yönelişi engelleyebileceği düşüncesindeyim. Yüksek faiz, krediyle finansman ihtiyacını karşılayan şirketler için maliyet artışı demek. Bu ortamda perakende sektörü gibi nakit fazlası olan ya da nakit yaratabilen şirketler avantajlı olacak. Bu sektörde performans olarak geride kalan SOKM takip edilebilir.
GYO sektörü yüksek faiz ortamından olumsuz etkilenen sektörlerin belki de en başında gelecek. Seçimler sonrası kentsel dönüşüm ve depreme dayanıklı yapılar konusunda hızlı bir adım gelmedikçe sektör üzerinde baskı devam edecektir.
Otomotivde satışlar ilk çeyrekte iyi olsa da hem ihracat hem de yurtiçi satış rakamları yılın geri kalanında iyi olmayabilir.
Havacılık sektöründe ise büyümenin rakamlara olumlu yansımasını 2024 yılında da görmeye devam ederiz.
Bir diğer konu temettü konusu. 2023 yıl sonu bilançolar sonrası kârlı şirketler temettü ödemelerini gerçekleştirecekler. Nisan ve mayıs ayları temettü ödemelerinin yoğun olduğu aylardır. Bu beklentiyle pozisyon ayarlayacak yatırımcılar alttaki tablodan mayıs sonuna kadar şu ana kadar açıklanmış temettü ödeme miktarı ve tarihini takip edebilirler.

Kazancınız bol olsu…