Nöbetçi Eczaneler
TC Lira TV’de tclira.com Genel Yayın Yönetmeni Taylan Büyükşahin’in sorularını yanıtlayan Remzi Özdemir, Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi açıdan benzeri görülmemiş bir krizden geçtiğini söyledi. Özdemir, “Tanımlanamayan bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Siyaset şu anda ekonomiyi mahvediyor” dedi.
“İktidar enflasyonun düşeceğine inanmıyor”
Özdemir, son dönemdeki faiz ve enflasyon politikalarını da eleştirirken, “Mehmet Şimşek’in göreve gelmesiyle faiz artırımlarına gidildi ama 2,5 yıldır süren yüksek faiz uygulamasına rağmen enflasyon hedeflenen seviyelere inmedi. Türkiye’de 5 yıllık tahvil faizi yüzde 37, enflasyon ise bunun çok altında. Bu, iktidarın enflasyonun düşeceğine inanmadığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Ekonomideki tabloya ilişkin değerlendirmesinde Özdemir, iş dünyasının durumu ve borçlanma politikalarına dikkat çekti. “Arçelik ve Vestel gibi büyük şirketler zarar ediyor, beyaz eşya ve inşaat sektöründe ciddi tıkanmalar var. Bireysel iflaslar artıyor. Satılan ikinci el konutların ekonomiye katkısı sınırlı. Sanayi üretimi yetersiz kaldığı için ekonomide tıkanma yaşanıyor” dedi.
Gündemdeki casusluk soruşturması ve politik gelişmelerin ekonomiye etkilerinin de ele alındığı programda Özdemir, “Bu operasyonlar, piyasaya olan güveni sarsıyor ve ekonomik istikrarı tehdit ediyor. Siyaset ve ekonomi arasındaki bu karmaşa, sürdürülebilir bir iyileşme olasılığını zorlaştırıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin bir erken seçim sürecine girdiğini ve bunun işaretlerinin geçtiğimiz hafta verildiğinin altını çizen Özdemir şunları belirtti:
“İmamoğlu’nun adliyeye çağrıldığı anda tutuklanacağı belliydi”
“Aslında İmamoğlu olayını savcı adliyeye çağırdığı anda ben o gün İmamoğlu’nu tutuklayacaklar dedim. Çünkü eğer savcı İmamoğlu’nu tutuklamak istemeseydi, ifadesini cezaevinde alırdı. Her cezaevinde bir savcı vardır, talimat verilir ve ifadesi alınırdı. Neden adliyeye getirildi? Çünkü tutuklanacağı belliydi. Tutuklama kararının yüzüne karşı okunması gerekiyordu ve öyle de oldu. Savcı ifadesinin ardından nöbetçi mahkemeye sevk etti, mahkeme de tutuklama kararı verdi” ifadelerini kullandı.
“Erdoğan en büyük rakibini bertaraf etti”
Özdemir, bu gelişmeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi hamlesi olarak yorumlarken şunları kaydetti:
“Bir kere Erdoğan en önemli rakibini bertaraf etti. Orada bir rahatlama yaşadı. İkinci nokta ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Mansur Yavaş’a da bir soruşturma açtılar ama bunu bir anda değil, adım adım yaptılar. Mansur Yavaş’ın bu saatten sonra aday olup olamayacağı bile belirsiz. Çünkü iktidar bu konuda sürekli baskı unsuru yaratıyor” dedi.
“Seçim startı verildi”
Özdemir, siyasetteki bu adımların Türkiye’yi seçim sürecine hızla yaklaştırdığına dikkat çekti:
“Mansur Yavaş üzerindeki baskı artırılırsa Türkiye hızlı bir şekilde seçim sürecine girer. Erdoğan, kendisine karşı fark yaratan adayları birer birer devre dışı bırakıyor. Geçen cuma seçim startını verdi. Bunun işareti de ‘Yüzyılın Konut Projesi’ydi. 2008’de AK Parti kesin kaybedecek durumdaydı, ancak TOKİ aracılığıyla yürütülen konut projesi sayesinde seçimi kazandı. Bugün de benzer bir strateji izleniyor” değerlendirmesinde bulundu.