Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ekonomist Arda Tunca açıkladı: İşte altın fiyatlarındaki rekor yükselişin perde arkası

Ekonomist Arda Tunca, 2025 yılında altın fiyatlarının neden peş peşe rekorlar kırdığını analiz etti. Tunca küresel belirsizlikler, faiz indirimleri ve merkez bankalarının altın talebinin fiyatları tarihi zirvelere taşıdığını ifade etti.

Ekonomist Arda Tunca, 2025 yılında altın fiyatlarının neden peş peşe

Altın fiyatlarında peş peşe rekorlar gelirken, altının neden bu kadar yükselişe geçtiğine dair finans çevrelerinde farklı yorumlar yapılıyor. Ekonomist Arda Tunca, da ParaAnaliz’de kaleme aldığı yazısında, altındaki bu olağandışı dönemi değerlendirdi.

Tunca, 2025 yılında altın fiyatlarındaki hızlı yükselişin arkasında bir dizi ekonomik ve jeopolitik faktör bulunduğunu vurguladı. Bunların başında, ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politikasının bir parçası haline gelen tarife politikalarıyla dünya genelinde yarattığı ekonomik belirsizlikler geliyor. Bunun yanında ABD ile Çin arasındaki ticari gerilimler, Ukrayna-Rusya savaşı, Fransa ve Japonya’daki siyasi istikrarsızlıklar da yatırımcıları güvenli liman arayışına yöneltti.

“Belirsizlik dönemlerinde güvenli liman işlevi görüyor”

Tunca, küresel ölçekte merkez bankalarının faiz indirimlerine gitmesinin de altın fiyatlarını yukarı taşıyan bir diğer önemli unsur olduğunun altını çizdi. “Faizler düşerken, getiri oranı azaldıkça yatırımcılar alternatif araçlara yöneliyor. Altın sabit getiri sunmamasına rağmen belirsizlik dönemlerinde güvenli liman işlevi görüyor” dedi.

Merkez bankalarının altın rezervlerinde son yıllarda ciddi artış yaşandığını belirten Tunca, “Merkez bankaları yaklaşık 36 bin ton altın rezervine sahip. Son üç yılda rezervlerine her yıl ortalama 1.000 ton altın eklediler. Bu, talebi artıran güçlü bir etken” ifadelerini kullandı.

Altın portföy dengeleyicisi olarak öne çıkıyor

Tunca’ya göre ABD Doları’nın değer kaybı ve altına dayalı borsa yatırım fonlarının artan ilgisi de fiyatlardaki yükselişi hızlandırdı. “Merkez bankalarının bu yöndeki stratejileri adeta bir sürü etkisi yaratıyor ve talebi daha da artırıyor” diyen Tunca, altının “portföy dengeleyicisi” olarak öne çıktığını söyledi.

2025 yılı içinde altın fiyatlarının yaklaşık yüzde 55 arttığını belirten Tunca, küresel borçluluk düzeyine de dikkat çekerek şöyle dedi:

“Küresel sabit getirili varlıkların toplamı 145,1 trilyon dolar, bunun 37,1 trilyonu ABD’ye ait. Son 10 yılda bu miktar yüzde 75 arttı. Buna karşın gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3-4 civarında, bono faizleri ise yüzde 5’in altında. Getirinin düşüklüğü, yatırımcıları alternatif arayışına itiyor.”

Küresel hisse senedi piyasalarının büyüklüğünün 126,7 trilyon dolara ulaştığını hatırlatan Tunca, “Faiz indirimleri devam ettikçe piyasalar şişmeye devam edecek. Ancak reel ekonomi bu şişmenin altını ne kadar doldurabilecek? Bu soru da altın fiyatlarının yönünü belirleyen temel etkenlerden biri” değerlendirmesinde bulundu.