Doç. Dr. Oğuz Demir bu hafta “İki resim, tek kriz: Vatandaş altına koşarken, yabancı “liralaşıyor” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Demir’in değerlendirmesinde, altının bu yılki hareketi üç ayrı dönemde farklı dinamiklerle şekillendi. İlk dönemde küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimi beklentileri etkili olurken, Türkiye’de ise kur dalgalanmaları ve iç siyasi gerilimler gram altını yukarı taşıdı. Nisan-Ağustos arasında yatay seyir dönemi yaşanırken, hükümetin altın ithalatına getirdiği kotalar iç piyasada arz sıkışıklığını artırdı” ifadelerine yer verdi.
Gram altın enflasyon beklentilerini yapışkan hale getiriyor
20 Ağustos sonrasında ise küresel ölçekte yaşanan “mükemmel fırtına”nın Türkiye’deki baskılarla birleştiğini vurgulayan Demir, bu sürecin gram altın fiyatlarının dünyadaki artıştan da fazla yükselmesine yol açtığını belirtti.
Altın fiyatlarındaki bu artışın makroekonomik yansımalarına da değinen Demir, “gram altın artışı enflasyon beklentilerini yapışkan hale getiriyor” dedi. Ayrıca, altın ithalat kotalarının cari açıkla, para politikasının etkinliğini ise tasarrufların “yastık altına” yönelmesiyle zayıflattığını ifade etti.
“Tarihin en büyük servet transferlerinden biri”
Demir, aynı dönemde yabancı fonların Türkiye’ye yüksek faiz farkından yararlanmak için yöneldiğini hatırlatarak, “carry trade” mekanizmasının ekonomiye kısa vadeli rahatlama getirdiğini ancak uzun vadede ciddi riskler barındırdığını vurguladı.
Yabancı yatırımcının elde ettiği yüksek faiz getirilerinin Türkiye Hazinesi üzerinden finanse edildiğini belirten Demir, bu durumun “tarihin en büyük servet transferlerinden biri” olduğunu söyledi. Ayrıca, olası bir siyasi ya da küresel kriz halinde bu sıcak paranın hızlı çıkış yapmasının finansal istikrarsızlığı tetikleyebileceği uyarısında bulundu.
Demir, analizinin sonunda, hem vatandaşın altına yönelmesinin hem de yabancı sermayenin kısa vadeli TL yatırımlarının ortak bir temele dayandığını vurgulayarak, “Her iki tablo da Türkiye’de ekonomik yönetime duyulan güvensizliğin sonucu. Bu güven açığı kapanmadıkça altın ve sıcak para ekonomiyi aydınlatmak yerine yeni krizlerin gölgesini büyütecek” ifadelerini kullandı.