Türkiye’de güneş enerjisi kapasitesi, 2025 yıl sonu hedefini 2024’te geçti

Ankara, 28 Ocak – Türkiye güneş enerjisi kapasitesi, iki buçuk yılda iki katına çıkarak, 2025 hedefini geride bıraktı. Ember’in son raporuna göre, 2024 yılının Ağustos ayında güneş enerjisi kurulu gücü 18 GW seviyesini geçerek, 2025 yıl sonunda hedeflenen güneş enerjisi kapasitesini 1,5 yıl önce aşmış oldu. Bu gelişme, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında daha iddialı hedefler belirleme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Enerji alanında çalışan düşünce kuruluşu Ember, Türkiye’de güneş ve rüzgar enerjisinin elektrik üretim sistemindeki güncel yerini irdeliyor. Güneş enerjisi kapasitesinin iki katına çıkma hızı, enerji dönüşümü ve enerji ithalatını azaltma açısından Türkiye’nin potansiyelini gösteriyor.

Güneşte kapasite öztüketim ile yükselişte

Ember’in analizine göre, son iki yılda yaşanan kapasite artışında, yeni projelerin yaklaşık %90’ını oluşturan öztüketim odaklı güneş enerjisi kurulumları önemli bir rol oynadı. Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinde bu ivmenin devamlılığı; çatı, hibrit, yüzer ve depolamalı güneş santrali çözümlerinin yüksek potansiyeli kullanılarak sağlanabilir.  

Güneş enerjisi kurulu gücünün son iki buçuk yılda yüzde 102 artarak ikiye katlandığı ifade edilen raporda, benzer artışa daha önce 2018-2022 arasında, dört yıldan fazla (51 ay) bir sürede ulaşıldığı hatırlatılıyor. Ember, Türkiye’nin 2035 yılına kadar güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini mevcut seviyenin dört katına çıkararak 120 GW’a ulaşma hedefi doğrultusunda bu büyüme eğiliminin önümüzdeki yıllarda da süreceğini öngörüyor.

Güneş enerjisinde yeni fırsatlar: yüzer GES ve batarya depolama

Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeli, 2025 yılında da güneş ve rüzgar enerjisinde kapasite artışını desteklemeye devam edecek. Ember, 2025 yılında güneş ve rüzgar için toplam 2 GW’lık yeni bir ihalenin planlandığını belirtirken, Türkiye’nin en az 53 GW olarak tahmin edilen yüzer GES potansiyeline de dikkat çekiyor. Bu projelerin de YEKA kapsamında ihale edilmesi hem yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına hem de kullanılmayan su yüzeylerinin değerlendirilmesine ve buharlaşma kaynaklı su kaybının önlenmesine önemli katkı sağlayacağı belirtiliyor.

Güneş enerjisinde bir diğer potansiyelin batarya depolama alanında olduğunu ifade eden Ember, 2024 itibarıyla Türkiye’de 14 GW’lık depolamalı güneş enerjisi kapasitesinin  ön lisans aldığını belirtiyor. Ulusal Enerji Planı’nda (UEP) 2030 yılı hedefi olarak belirlenen toplam 2 GW’lık batarya depolama hedefinin sadece güneş projelerine verilen önlisans  ile şimdiden yedi kat aşıldığını ifade eden Ember, bu durumun Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerini daha da yükseltme potansiyelini ortaya koyduğunu dile getiriyor. Ayrıca, depolama teknolojilerinin yenilenebilir enerji sistemlerini şebekeye daha kolay ve verimli bir şekilde entegre edebileceğine dikkat çekerek, bu gelişmenin enerji santrallerinin şebeke entegrasyonunu önemli ölçüde kolaylaştıracağını ve enerji sisteminin esnekliğini artıracağını öngörüyor.

Güneş ve rüzgar, 15 milyar dolar gaz ithalatını engelledi

Rapor, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitelerinin enerji ithalatına yönelik etkisini gösteren verileri de içeriyor. Buna göre, son iki buçuk yılda güneş ve rüzgar enerjisinin elektrik üretimindeki payı, 15 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını engelledi. Bu dönemde yalnızca güneş enerjisi, ülkenin toplam elektriğinin yüzde 6’sını sağlayarak 5,4 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının önüne geçti.

Rapor,  rüzgar enerjisindeki gelişmeleri de içeriyor. Güneş enerjisindeki kayda değer ilerlemelere rağmen yıldan yıla rüzgar enerjisi kurulumlarında yavaşlama yaşandığını belirten Ember, 2024 yılında rüzgar enerjisinde yalnızca 770 MW ilave kapasite eklenerek toplam kapasitenin 12,5 GW’a ulaştığını belirtiyor. Bu haliyle rüzgar enerjisi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Stratejik Planı’ndaki 2024 yılı sonu hedefi olan 13,3 GW hedefinin gerisinde kaldı. Bununla birlikte Ember; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıkladığı Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi (LTS) 2035 yılı için güneşte 77 GW ve rüzgarda 43 GW hedefiyle yenilenebilir enerji için iddialı bir yol haritasının oluştuğunu savunuyor.

Güneş ve rüzgar potansiyeli, Türkiye’nin önünü açabilir   

Güneş ve rüzgar enerjisindeki gelişmeleri Türkiye’nin ulusal iklim hedefi açısından da değerlendiren Ember, LTS’de sunulan 2035 hedeflerinin uluslararası alanda resmi taahhütler haline gelmesi için 2025 yılında güncellenmesi beklenen Ulusal Katkı Beyanı’nda (NDC) yer alması ve mevcut 2030 yılı hedeflerinin güncellenmesi gerektiğini belirtiyor. Böylece Türkiye, küresel iklim hedefleriyle uyumlu bir yol izlenmesi ve iklim değişikliğiyle mücadelede daha etkin bir rol üstlenebilir.

Ember Türkiye Enerji Analisti Bahadır Sercan Gümüş analizdeki bulguları, “Son dört yıldır güneş enerjisi kapasitesinde kesintisiz ivme artışı, doğru politikalarla Türkiye’nin enerji şebekesinde gerçekleştirebileceği dönüşümün güçlü bir göstergesidir. Türkiye sadece iki buçuk yılda güneş enerjisi kapasitesini iki katına çıkararak 2025 hedefini zamanından önce aşmış ve daha iddialı hedefler belirleme potansiyelini göstermiştir. Yenilenebilir enerji hedeflerini yükseltmek ve bu ivmeyi sürdürmek, Türkiye’ye enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltma, enerji güvenliğini güçlendirme ve uluslararası alanda dönüşüm taahhüdünü daha güçlü bir şekilde ortaya koyma fırsatı sunmaktadır. Bununla birlikte, güneş ve rüzgar enerjisindeki potansiyelin Ulusal Katkı Beyanı’na yansıtılması, 2026 yılında gerçekleştirilecek COP31’e ev sahipliği için iki aday ülkeden biri olan Türkiye’nin, enerji dönüşümündeki kararlılığını uluslararası alanda güçlü bir şekilde sergilemesine olanak sağlayacaktır” şeklinde yorumladı.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search