TÜİK sonuçları açıkladı, ‘asrın ekonomi deneyi’nin hanehalkı harcamalarına etkisi ortaya çıktı

Geçtiğimiz aylarda tclira.com’da yayınlanan bir yazıda TÜİK’in Hanehalkı Bütçe Araştırması’nın (HBA) sonuçlarına dayanarak, ülkemizdeki hanehalklarının tüketim harcamalarındaki eşitsizliğin 2019-2022 döneminde belirgin bir şekilde arttığına dikkat çekmiştik. Bu durumu 2021’de uygulanmasına başlanan düşük faiz politikasının gelir ve servet dağılımlarında yol açtığı bozulmanın tüketim harcamaları tarafına yansıması olarak yorumlamıştık.

Geçtiğimiz günlerde HBA’nın 2023 sonuçlarının yayınlamasıyla birlikte, halkın tüketim harcamalarının hangi harcama türlerinde yoğunlaştığına ve harcama kalıplarının farklı gelir düzeyleri arasında nasıl farklılaştığına dair en son veriler erişime açıldı. 2022 yılı sonuçlarına göre Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 22,8 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları almışken, 2023 yılında en yüksek paya yüzde 23,9 ile konut ve kira harcamaları sahip olmuş. İkinci sırayı yüzde 21,9 ile ulaştırma harcamaları, üçüncü sırayı ise yüzde 20,6 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları almış.

2019 yılında yaklaşık 5 bin lira olan ve 2022 yılında 12.159 liraya ulaşan hanehalkı ortalama aylık tüketim harcaması ise 2023’te 24 bin 383 liraya çıkarak sadece bir yılda ikiye katlanmış. Bu artışın yüzde 100’ün epeyce altında olan resmi enflasyon oranının güvenilirliği bakımından ne anlama geldiğine dair bir yorum için ekonomist Zafer Yükseler’in yazısını öneriyorum.

Tüketim harcamalarının Gini katsayısı yükselmeye devam ediyor

Yeni verilerin yayınlanması bize de daha önceki yazıda yaptığımız egzersizi tekrarlayarak tüketim harcamalarındaki eşitsizliği yeniden ölçme olanağını sağlıyor. Yayınlanan sonuçların dayandığı tüketim harcamaları, önemli bir bölümünde ultra-düşük faiz politikasının uygulanmakta olduğu 2023 yılına ait olduğu için, eşitsizliğin ne yönde değiştiği yanıtını merak ettiğimiz bir soru.

Bu egzersizde yüzde 20’lik gelir (veya harcama) dilimlerinde yer alan hanelerin tüketim harcamalarının toplamın yüzde kaçına karşılık geldiği bilgisinden yola çıkarak tüketim harcamalarının Gini katsayısını hesaplıyoruz. Anketin 2019 ve 2022 yıllarındaki uygulamalarında, yüzde 20’lik gelir dilimlerindeki tüketim harcaması miktarlarının ima ettiği Gini katsayılarını sırasıyla 0,256 ve 0,275 olarak bulmuştuk. Yeni yayınlanan 2023 verileriyle hesaplanan Gini katsayısı ise 0,307.

TÜİK’in Hanehalkı Bütçe Araştırması’nın sonuçları medyada geniş yer buldu.

Aynı hesabı gelir yerine tüketim harcamalarının büyüklüğüne göre sıralanmış hanehalklarının harcamalarına dayalı olarak yaparsak, 2023 yılı için elde edilen Gini katsayısı 0,385 oluyor. Yani her iki hesaba göre de, eşitsizlikte önceki yıla göre belirgin bir artış var. Eğer yüzde 20’lik dilimlerin paylarını kullanmak yerine araştırmanın hanehalkı düzeyindeki mikro verileriyle çalışıyor olsaydık, elde edeceğimiz Gini katsayısı muhtemelen 0,40’ın da üzerinde olacaktı.

Harcamalardaki eşitsizliğe 2002’den bu yana bakarsak

Aşağıdaki grafikte görüldüğü üzere, 2023 için elde ettiğimiz Gini katsayıları 2002’den bu yana görülen en yüksek değerlere sahip. Geçtiğimiz yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar uygulanan ekonomi politikalarının harcama eşitsizliğine yaptığı etkiyi burada net bir şekilde görebiliyoruz.

Varlıklı hanelerin gelirlerinin bir bölümüyle tasarruf yapıyor olmalarına karşılık, dar gelirli hanelerin tüketim harcamalarının gelirlerinin üzerine çıkması evrensel bir olgu. Dolayısıyla, hanehalklarının tüketim harcamalarından elde edilen Gini katsayılarının gelir dağılımı için geçerli olanların epeyce altında olması beklenir. Oysa ki güncel veriler ülkemizde harcama eşitsizliği ölçütünün dahi normalde gelir eşitsizliği için görmeye alışık olduğumuz 0,40 düzeyine ulaştığını ortaya koyuyor.

Onların arabası var, biz Metrobüs kullanıyoruz

Yukarıdaki eşitsizlik egzersizini toplam tüketim harcamasını oluşturan ana harcama gruplarının her biri için tekrar ettiğimizde, en dengeli harcama dağılımının gıda, alkol-sigara ve konut-kira gruplarında, en dengesiz dağılımın ise ulaştırma, finansal hizmetler ve eğitimde olduğunu buluyoruz. Bu bulgular, hanehalklarının gıda ve konut için yaptıkları harcamaların payının hane geliri arttıkça azalması, buna karşılık ulaştırma ve eğitimin payının gelir ile birlikte artmasının bir sonucu.

Düşük gelirli aileler bütçelerinin çok daha büyük bir kısmını gıda ve konut harcamalarına ayırdıkları için, toplam nüfustaki harcama dağılımında daha düşük bir eşitsizlik söz konusu. Bu da hükümetin bu harcama gruplarına dair kararlar alması söz konusu olduğunda, düşük gelirli hanelerin maruz kalacağı büyük etkiyi dikkate alması gerektiğini ima ediyor.

Son yayınlanan HBA sonuçlarıyla ‘asrın ekonomi deneyi’nin hanehalkı harcamaları üzerindeki etkisi büyük ölçüde ortaya çıktı. Gelir dağılımı üzerindeki etkiyi görmek için ise 2023 Gelir ve Yaşam Koşulları Anketi sonuçlarının yayınlanacağı ocak ayını beklememiz gerekiyor. Ancak, HBA’dan elde ettiğimiz Gini katsayıları, gelir dağılımındaki bozulmanın da devam etmiş olduğuna ve bu yıl başında açıklanan 0,43’lük Gini katsayısının 0,45’i bulduğuna dair güçlü bir sinyal veriyor. Bakalım resmi istatistikler bu tahmini doğrulayacak mı?

Cem Başlevent’in tüm yazıları

1973 İstanbul doğumlu olan Prof. Dr. Cem Başlevent, ekonomi alanındaki yüksek lisans ve doktora derecelerini Boğaziçi Üniversitesi'nde almıştır. 2000-2023 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışan Başlevent, halen İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmaları bireylerin işgücüne katılımı, politik tercihleri, yaşam memnuniyeti gibi konuları kapsamaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search