HBO’nun yeni belgeseli “Money Electric: The Bitcoin Mystery”, Bitcoin’in gizemli yaratıcısı Satoshi Nakamoto’nun kimliği hakkında yeni iddiaları gündeme taşıyor. Bazı spekülasyonlara göre, belgeselde Satoshi’nin aslında Amerikalı kriptograf Len Sassaman olabileceği öne sürülüyor. Sassaman’ın 2011’deki ani ölümü, bu teoriyi destekleyen unsur olarak gösteriliyor. Sassaman, dijital gizlilik konusunda yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Belgesel aynı zamanda Satoshi’nin devasa servetine dikkat çekiyor. Yaklaşık 1.1 milyon Bitcoin’e sahip olduğu düşünülen Satoshi’nin cüzdanları, bugüne kadar hareket etmedi. Ancak, Satoshi döneminden kalma (2009’da madencilikle elde edilen) cüzdanlardan bazıları zaman zaman hareketlendi. Örneğin, 2024 yılında birkaç eski cüzdanın yeniden aktif hale geldiği gözlemlendi.
Cüzdanlardan bir tanesi, 250 BTC’yi yeni cüzdanlara taşıdı, bu hareketler borsalara yönlendirilmediği için satış amacıyla mı yapıldığı bilinmiyor. Hareketlerin Nakamoto ile bağlantılı olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmuyor. Daha çok, eski madencilerin cüzdanlarını yeniden keşfetmesi olarak değerlendiriliyor. Satoshi dönemine ait cüzdanların yeniden aktif hale gelmesi kripto topluluğunda büyük bir ilgiyle takip edilse de Nakamoto’nun kimliği hâlâ sır olarak kalmaya devam ediyor. Eğer bu fonlar bir gün hareket ederse, Bitcoin piyasasında büyük dalgalanmalara neden olabilir. Kripto varlık dünyasında bu hareket, hem yatırımcıları hem de madencileri etkileyecek büyük olaya dönüşebilir.
Bitcoin’i yaratma amacı
Satoshi Nakamoto’nun kimliği bilinmiyor olabilir, fakat Bitcoin’i yaratma amacı gayet netti. Nakamoto’nun hedefi, finansal sistemi merkezsizleştirmek ve bireyleri büyük finansal kurumların kontrolünden kurtarmaktı. Bitcoin’in en güçlü yanlarından biri, merkezi bir otoriteye bağlı olmaması, herkese açık olmasıydı. Satoshi’nin manifestosunda da görüldüğü gibi, yeni finansal sistem, tamamen şeffaf, denetime açık şekilde tasarlanmıştı. Bitcoin’in açık kaynak olması, dünyanın dört bir yanından geliştiricilerin katkıda bulunabileceği anlamına geliyor. Bu, sistemi daha dayanıklı ve güvenilir hale getiriyor. Satoshi’nin tasarımı, bir otoritenin Bitcoin üzerinde tam kontrol sahibi olmasını engelleyecek şekilde planlandı.
Çifte harcama problemi ve iş kanıtı (Proof of Work)
Satoshi’nin 31 Ekim 2008’de yayımladığı “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System” adlı whitepaper’ı, dijital para birimiyle ilgili en büyük sorunlardan biri olan çifte harcama sorununa çözüm getirdi. Problem, aynı dijital varlığın birden fazla kez harcanabilme riskini içeriyordu. Satoshi, sorunu çözmek için iş kanıtı (Proof of Work) adlı konsensüs mekanizması önerdi. İş kanıtı, merkezi otoriteye ihtiyaç duymadan işlemleri doğrulayan bir sistemdir. Ağdaki madenciler, karmaşık matematiksel işlemler gerçekleştirerek işlemleri doğrular ve bunları bloklara ekler. Her yeni blok, bir önceki bloğa kriptografik olarak bağlanır, blok zincirinin değiştirilemezliğini sağlar. Süreç, aynı zamanda ağın güvenliğini güçlendirir ve çifte harcamayı önler.
Bitcoin’in kökeni ve kriptografik atıflar
Bitcoin’in yaratılması, daha önceki kriptografik çalışmalardan büyük ölçüde ilham almasının yanı sıra bazı kavramları da temel almıştır. Örneğin Satoshi, Wei Dai’nin b-money adlı konsepti merkeziyetsiz para birimi fikrine önemli referans olmuştur. b-money, tam anlamıyla uygulanmamış olsa da, merkeziyetsiz para birimi fikrine büyük katkıda bulunmuştur. Satoshi ayrıca, dijital zaman damgaları konusunda yapılan önceki çalışmalardan da faydalandı.
Çalışmalar, özellikle Stuart Haber, Scott Stornetta ve Dave Bayer gibi bilim insanlarının işlerine dayanıyordu. Bitcoin’in blok zincir yapısındaki işlemlerin zaman damgaları, işlemlerin sırayla ve geri alınamaz şekilde kaydedilmesini sağlıyor. Blok zincirinin değişmez ve güvenli bir yapıya sahip olmasına yardımcı oluyor. Zaman damgalarının getirdiği yenilik, Bitcoin’i diğer dijital varlık birimlerinden ayıran kritik bir özellik oldu.
Merkle ağaçları ve dijital imzalar
Bitcoin’deki bir diğer önemli yenilik Merkle ağaçlarıdır. Büyük veri kümelerinin güvenliğini sağlamak için kullanılan kriptografik yapıdır, blok zincirindeki işlemlerin bütünlüğünü korur. Her işlem bloğu, önceki blokla kriptografik olarak bağlanır, böylece blok zinciri geri alınamaz bir hale gelir. Yapının temelini oluşturan dijital imzalar, her işlemin güvenli bir şekilde doğrulanmasını sağlar. Dijital imzalar sayesinde ağda yapılan işlemler değiştirilmez, izinsiz müdahale edilemez.
Bitcoin’in ilk gerçek dünya işlemi
Bitcoin ile yapılan ilk gerçek dünya işlemi, Mayıs 2010’da Laszlo Hanyecz tarafından gerçekleştirildi. 10.000 Bitcoin karşılığında iki pizza satın alarak tarihe geçti. O dönemde Bitcoin’in değeri oldukça düşük olmasına rağmen, bu işlem Bitcoin’in gerçek dünyadaki potansiyel kullanımına dair önemli örnek teşkil etti. Zamanla Bitcoin, suç dünyasında kara para aklama, yasa dışı işlemler için kullanılmakla suçlanmış olsa da, kripto varlıkların meşru finansal sistemler içinde giderek daha fazla kabul görmeye başladığı söylenebilir.
Bugün Bitcoin, yalnızca yasa dışı işlemlerle ilişkilendirilen bir varlık değil; aynı zamanda yatırımcılar, şirketler ve hatta hükümetler tarafından benimsenen dijital varlık haline geldi.
İletişimci ve yazar Rachel Aysen Odacıoğlu, Türkiye'de bir kripto platformunda basın, proje ve halka ilişkiler görevini üstlendi. Kripto paralarla ilgili etkinlikler gerçekleştirdi. Çeşitli konularda dergilere yazılar yazdı. Aynı zamanda Türkiye'nin tanınmış markaları, global lüks markalara iletişim danışmanlığı görevini halen sürdürmektedir.