Prof. Dr. Soner Gökten, Türkiye’de enflasyonun yapışkan hale gelmesinde rekabetten uzak piyasa yapısının belirleyici olduğunu vurguladı. Paramedya.com’daki yazısında gıda, kira ve Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinde yoğunlaşmanın tüketiciyi ezdiğini belirten Gökten, “Rekabet mekanizması yoksa, enflasyonla mücadele başlamadan kaybedilir” dedi.
“Kartel tadında bir oligopol”
Gökten, “Yoğunlaşma” kavramını hatırlatarak, az sayıda büyük oyuncunun sektörü kontrol etmesiyle serbest piyasa mekanizmasının işlemez hale geldiğini ifade etti. Türkiye’nin bugün bu tabloyla karşı karşıya olduğunu belirten Gökten, özellikle gıda, kira ve KÖİ alanlarında oligopol yapıların fiyatları belirlediğini söyledi.
Gıda perakendesinde ilk beş şirketin pazar payının yüzde 80’i aştığını hatırlatan Gökten, zincir marketlerde fiyatların paralel hareket etmesinin “kartel tadında bir oligopol” yarattığını dile getirdi. Konut piyasasında ise çok sayıda daireyi elinde bulunduran mülk sahiplerinin kira artışlarını paralel şekilde uyguladığını, bunun da barınma krizini derinleştirdiğini ifade etti.
KÖİ projelerine de dikkat çeken Gökten, köprü, otoyol ve şehir hastanelerinde aynı şirketlerin garantilerle öne çıktığını, riskin vatandaşa ve kamu bütçesine yüklendiğini belirtti. Bu yapının enflasyonu besleyen bir unsur haline geldiğini savundu.
Rekabet Kurumu hakem değil izleyici konumda
Rekabet Kurumu’nun bu konuda etkisiz kaldığını da eleştiren Gökten, “Kurum hakem değil, izleyici. Oysa görevi tam tersiydi” ifadesini kullandı.
Türkiye’de enflasyonun yapışkan olmasının nedenlerinden birinin rekabetten uzak piyasa yapısı olduğunu söyleyen Gökten, “Merkez Bankası faizi artırır ama oligopol fiyatların artış hızı durmaz. Rekabet mekanizması yoksa, enflasyonla mücadele zaten başlamadan kaybedilmiştir” değerlendirmesinde bulundu.