Prof. Dr. Aziz Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından 2025 yılı asgari ücretinin 22 bin 104 TL olarak açıklanmasının ardından dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Asgari ücretin IMF ve uluslararası sermaye çevrelerinin talepleri doğrultusunda belirlendiğini söyleyen Çelik, “Siz bakmayın yerli ve milli oldukları iddialarına asgari ücrete bile uluslararası sermaye çevrelerinin karar verdiği bir ülkede yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Aziz Çelik bugün Birgün Gazetesindeki köşesinde “Asgari ücret rezaleti: Büyük sermayenin dediği oldu!” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Çelik yazısında, “2025 yılı asgari ücreti net 22 bin 104 lira olarak ilan edildi. “İlan edildi” diyorum. Çünkü asgari ücret, bu konuda tek yetkili merci olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda konuşulmadı, müzakere edilmedi. Komisyona bir miktar tebliğ edildi. Komisyon bu miktarı imzalayıp Resmî Gazete’de yayımlayacak” diye belirtti.
Prof. Dr. Aziz Çelik’in Birgün Gazetesindeki yazısı şu şekilde:
23 Aralık 2024’te BirGün’de yayımlanan “Asgari ücrette neler olacak” başlıklı yazımda bu olacakları öngörmüştüm. Öngörülerim doğru çıktı. “Asgari ücreti Komisyon değil hükümet belirleyecek” demiştim. Öyle oldu. Hükümet, üstelik tam bir emrivaki içinde asgari ücreti ilan etti. 50 yıldır ilk kez Komisyon bir gece vakti toplantıya çağrıldı. Komisyon tarihinde böyle bir toplantı yok. Zaten toplantı da yapılmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı geldi ve asgari ücreti ilan etti. Asgari ücret, işveren kesimi ve hükümet tarafından bir teklif sunulmadan ve müzakere yapılmadan oldu bitti ile açıklandı.
Asgari ücreti büyük sermaye belirledi
Asgari ücreti aslında hükümet de belirlemedi. Asgari ücreti başta uluslararası sermeye çevreleri olmak üzere büyük sermaye belirledi. Asgari ücretin gece yarısı apar topar açıklanmasında da büyük sermeye çevrelerinin etkili olduğu ve bir an önce asgari ücret meselesini kapatmak istedikleri anlaşılıyor. Hükümete bir asgari ücret dikte ettiler ve hükümet de sermayenin ricasını yerine getirdi! Sorumluluk hükümetin, fail hükümet ama perde arkasındaki güç büyük sermayedir.
Hükümet bu kararı ile kemer sıkma politikasına devam edeceğini, uyguladığı “sermaye dostu-emek düşmanı” ekonomi politikasını kararlılıkla sürdüreceğini ve enflasyonun faturasını halka yıkacağını da ilan etmiş oldu.
“Asgari ücret kararına işçi tarafı katılmayacak” demiştim. Öyle oldu. Türk-İş’e hükümetin teklifi konusunda bilgi dahi verilmedi. Türk-İş gece apar topar yapılan toplantıya katılmadı. Asgari ücret konusunda uzun süre net ve kararlı bir tutum sergilemeyen Türk-İş’in 3. toplantıdan sonra 30 bin liraya yakın bir miktar açıklaması, ucube toplantıya katılmaması ve Asgari Ücret Tespit Komisyonundan çekilmesi geç ama önemli bir gelişmedir.
Asgari ücret resmi enflasyonun altında ezildi
“Asgari ücretin resmi enflasyonun çok altında kalacak” diye yazmıştım. Öyle oldu. Yüzleri kızarmadan ve hiçbir utanç belirtisi göstermeden asgari ücrete yüzde 30 zam yaptılar. Asgari ücret resmi enflasyonun altında ezildi. Resmi yıl sonu enflasyonunun bile yüzde 46 civarında olması beklenirken, yeniden değerleme oranı yüzde 44 iken asgari ücrete yüzde 30 zam yapılması tartışmasız bir biçimde milyonlarca işçinin enflasyona ezdirilmesidir. Asgari ücrete sadece 5 bin 100 lira zam yaptılar. Oysa bir yıl önce asgari ücrete 5 bin 600 TL zam yapılmıştı. Yaşanan onca enflasyona rağmen asgari ücreti geçen yıldan daha az artırdılar.
Asgari ücret sıradan bir ücret değil. Çalışanların yarısının doğrudan ücretidir. Asgari Ücret ortalama ücrettir. Asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlenmesi milyonlarca insanın sefalete mahkûm edilmesidir. Yeni asgari ücret şubat veya mart ayında açlık sınırının altında kalacak. Açlık sınırı kasım ayı itibariyle 21 bin TL civarındayken 2025’te 22 bin liralık asgari ücret kabul edilemez. Asgari ücret çok muhtemel şubat ayında açlık sınırının altında kalacak.
“Saptanacak ücret büyümeden pay alamayacak” demiştim. Saptanan asgari ücret ile 2025 yılında tahmini kişi başına gayri safi yurtiçi hasılayı karşılaştırdığımızda asgari ücretin kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 40’lar civarına geriledi. Saptanan asgari ücretin pastadaki payı, 12 Eylül dönemine geriledi. Oysa çok değil 8 yıl önce, 2016’da asgari ücret KB GSYH’nin yüzde 60’ı düzeyindeydi. Saptanan asgari ücret emeğin pastadaki payını daha da düşürecek.
“Üç ayrı asgari ücret olacak” demiştim. Öyle oldu. Özel sektör asgari ücreti, kamu işçisi asgari ücreti ve asgari memur maaşı arasındaki fark kapanmadı. Tersine ciddi fark oluştu. En düşük kamu işçisi ücreti 2025’in ilk 6 ayında 40 bin liraya, en düşük memur maaşı 45 bin liraya yaklaşırken, en düşük özel sektör işçisi ücreti 22 bin lira düzeyinde kalmış oldu.
“Finans çevrelerinin kırmızı çizgisi olan yüzde 30 aşılmadı”
Asgari ücret artışı yerli ve yabancı sermaye çevrelerinin talepleri doğrultusunda yüzde 30 olarak açıklandı. Asgari ücrette sermeyenin ve uluslararası finans çevrelerinin kırmızı çizgisi olan yüzde 30 aşılmadı. Hükümet asgari ücreti emperyalist çevrelerinin arzusuna göre ilan etmiştir. Yüzde 30’luk asgari ücret zammı sermayenin özellikle de uluslararası sermayenin üst sınırı ve kırmızı çizgisiydi.
Bloomberg’in haberine göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan birkaç ay önce ABD’de yatırımcılara yüzde 25’lik asgari ücret artışının enflasyon görünümüyle tutarlı olduğu mesajını vermişti. Siyasi iktidarın gözde sermaye örgütü MÜSİAD asgari ücrete yüzde 25 civarında zam istemişti. İstanbul Ticaret Odası asgari ücretin beklenen enflasyona göre saptanmasını istemişti. IMF Ekim ayında yaptığı açıklamada Türkiye’nin yüksek bir asgari ücret artışından kaçınmasını istemişti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P) Kasım 2024’te Türkiye’nin kredi notunu yükseltirken asgari ücret konusundaki görüşlerini de açıklamıştı. Şöyle demişti: “Yüzde 30’un üzerinde bir artışın, hâlihazırda uzayan dezenflasyon sürecini neredeyse kesin olarak daha da uzatacağı ve 2027’de tek haneli enflasyonu elde etmeyi zorlaştıracağı kanaatindeyiz. Türkiye’de 2028’e kadar planlanmış seçimlerin olmaması nedeniyle, Türk politika yapıcılar talebi ve enflasyonu azaltmak için kademeli mali sıkılaştırma ve gelir politikaları uygulamak adına bir alana sahip görünüyor. Bu ayarlamanın bir parçası olarak, hükümetin 2025’te asgari ücreti sadece bir kez ayarlama kararı aldığı anlaşılıyor. Bu durum, önümüzdeki yıl reel ücretlerde bir düşüş ve hanehalkı harcamalarında aşağı yönlü bir baskı anlamına gelecektir.”
Uluslararası sermaye çevrelerinin asgari ücret planı bu
Bu saptamanın ardından şu değerlendirmeyi yapmıştım: “Anlaşılan o ki uluslararası sermaye çevreleri asgari ücret için yüzde 30’luk bir üst sınır koymuş durumda. Uluslararası sermaye çevrelerinin 22 bin-22 bin 500 bandında bir asgari ücret beklediği ve hükümete böyle bir limit koyduğu anlaşılıyor. Ayrıca “seçim yokken kemerleri sıkın” diyorlar! Uluslararası sermaye çevrelerinin asgari ücret planı bu!”
IMF ve S&P ne dediyse, uluslararası sermaye çevreleri ne istediyse aynen gerçekleşti. Uluslararası sermaye çevreleri asgari ücret için yüzde 30’luk bir üst sınır koymuştu. Hükümet bu üst sınıra uydu. Asgari ücrete Komisyon değil uluslararası sermaye çevreleri karar verdi. Hükümet bunun gereğini yerine getirdi.
Siz bakmayın “yerli ve milli” oldukları iddialarına asgari ücreti bile uluslararası sermaye çevrelerinin karar verdiği bir ülkede yaşıyoruz. Gerçek budur. Onların yerli ve millî dedikleri ucube hukuk sistemidir, ucube siyasal sistemdir. İş ekonomi politikasına gelince emperyalizme göbekten bağlı bir politikayı uyguluyorlar.
“Yeni bir asgari şarttır”
Asgari ücrette yüzde 30 artışla yetinmeleri ocak ayındaki diğer emek gelirleri artışı için de bir gözdağıdır. Ocak 2025’te emekli aylıkları ve memur maaşlarında da bir iyileştirme yaşanmayacak. Hükümet sermayeye verdiği söze sadık kalarak kemer sıkma programını uygulamaya devem edecek ve 2025 yılında seçim olmasının verdiği pervasızlıkla daha sert davranacak.
Hükümetin körü körüne inandığı neoliberal hurafeye göre ücret artışları enflasyonun sebebidir. “Enflasyonu düşürmek için ücretleri düşürmek gerekir” fikrine inanıyorlar. Bu yüzden asgari ücreti ve diğer emek gelirlerini bastırıyorlar ve daha da bastıracaklar.
Ancak 22 bin liralık asgari ücretle 2025 yılı geçmez. Asgari ücret en kısa zamanda revize edilmelidir. Şimdi veya kısa bir süre içinde asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek bir düzeye çıkarılması için ses yükseltmek şart. Asgari ücretin revize edilmesi sendikaların ve emek örgütlerinin ve muhalefetin mücadelesine bağlı olacaktır.
Artık yeni bir asgari ücret şarttır! Yeni asgari ücret asgari ücretin sadece miktarının artırılması değildir. Yeni bir asgari ücret, asgari ücretin asgari bir çalışan grubunu kapsayan ücret olmasıdır. Ücretler sendikalar ve toplu pazarlık yoluyla belirlenmeli. Sendikaların ve toplu iş sözleşmesinin olmadığı işyerlerinde sendikaların o işkolundaki toplu iş sözleşmeleri teşmil edilmelidir. Asgari ücret hükümetin ve sermayenin iki dudağı arasından alınmalıdır.