Stratejist Tuğba Özay, krediye erişimin zorlaşması ve borçlanma maliyetlerindeki artışların şirketleri zorladığını ifade ederek, “İflaslar önümüzdeki dönemde bir miktar ön plana çıkabilir” dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın, yılın ikinci enflasyon raporu toplantısında yaptığı açıklamalar geçen haftanın en önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. Fatih Karahan’ın açıklamalarının oldukça önemli olduğunu ifade eden Stratejist Tuğba Özay, ForInvest YouTube kanalında yaptığı değerlendirmede, “2024 yılında Merkez Bankası enflasyon tahminini yükseltti. 2024 yıl sonu yüzde 36 olan enflasyon tahmini, yüzde 38 olarak güncellendi. Enflasyonun yılbaşından bu yana beklentilerin üzerinde seyretmesinin nedenleri arasında aslında ekonomi yönetimi 2 konuya dikkat çekiyor.
Birincisi, ücret artışları nedeniyle ön plana çıkan iç talep, güçlü talep. İkincisi, fiyatlama davranışlarında beklenen enflasyona değil de geçmiş enflasyona yönelik fiyatlama hareketi. Diğer taraftan, hizmet enflasyonunun yapışkanlığı da gündeme geliyor. Burada özellikle kiralar tarafındaki etkinin ön plan çıktığını görüyoruz. Ancak, kira artışlarının bir miktar durmuş olmasının gelecek dönemde hizmet enflasyonu tarafındaki katılığı yumuşatması bekleniyor” dedi.
TCMB ücret artışlarını desteklemiyor
‘Ücret artışı yapılacak mı?’ sorusunun da son dönemlerde sıklıkla dile getirildiğini kaydeden Tuğba Özay, ForInvest Youtube kanalında şu konulara dikkat çekti: “İçeride enflasyon artmaya devam ettikçe, alım gücü eriyor. Alım gücü eridikçe, yeni ücret artışları beklentileri ön plana çıkıyor. Ücret artışlarını yapan TCMB değil elbette. Ancak, bu soru da soruldu Fatih Karahan’a. Merkez Bankası burada yetkili merci olmadığı için bu soruya çok cevap vermedi. Ancak, daha önce bu konuda ücret artışlarını desteklemedikleri yönündeki görüşlerini belirtmişlerdi. Yılın ikinci yarısında sıkı para politikalarıyla birlikte güçlü iç talebin zayıflamasını bekliyorlar. Diğer taraftan bu zayıflamayla birlikte cari dengede de iyileşmenin devam etmesini hedefliyorlar. Enflasyon tahmininin yüzde 36’dan, yüzde 38’e yükseltilmesinin nedenleri arasında ise emtia ve ithalat fiyatlarında yukarı yönlü seyir olması var. Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimin artması, petrol fiyatlarını ve diğer emtia fiyatlarını yükseltti. Diğer taraftan sadece emtialar değil, gıda tarafında da yukarı yönlü bir revizyon olduğunu görüyoruz. Enflasyonda zirve ise yüzde 75-76 ile mayıs ayında bekleniyor.”
Şu an için sert iniş söz konusu değil
Uygulanan para politikaları ile ‘yumuşak iniş, sert iniş’ senaryolarının konuşulduğunu kaydeden Tuğba Özay, “Para politikasının gecikmeli etkisini de göz önünde bulundurduğumuzda şu an itibarıyla sert inişten bahsedemeyiz. Ancak, önümüzdeki dönemde sıkı para politikaları, krediye erişimin zorlaşması, borçlanma maliyetlerindeki artışlar özellikle şirketleri zorlayacak. Burada, iflasların önümüzdeki dönemde bir miktar daha ön plana çıktığını görebiliriz. Almanya’da dahi sıkı para politikalarının etkileriyle iflaslarda yüzde 30’a yakın artış görülüyor. Geçtiğimiz ay itibarıyla iflas başvuruları tüm dünyada artmış durumda.” diye konuştu.
Yabancının kalıcı olup olmadığı belli değil
Yabancı yatırımcı tarafında son haftalarda özellikle tahvil alımlarının dikkat çektiğini hatırlatan Tuğba Özay, “Son 2 haftada 1 milyar 364 milyon dolarlık tahvil alımı gerçekleşti. Bir taraftan da hisse almaya devam ediyorlar. Ama yabancının gelip kalıcı olduğunu hâlâ söyleyemiyoruz.” dedi.
Türkiye’nin gri listeden çıkacağı beklentisi ve diğer taraftan hafta içerisinde S&P’den gelen not artışının üzerine Türkiye’nin Kredi Risk Primi’nin (CDS) geri çekildiğini söyleyen Özay, “5 yıllık kredi risk primi 276 baz puan ile 2020 Şubat ayından bu yana en hızlı düşüşü gerçekleştirdi. CDS geri gelmeye devam ettikçe, içeride hem yeni not artışlarının geldiğini hem de yabancı yatırımcının TL cinsi varlıklara olan talebinin arttığını göreceğiz. Bu anlamda da CDS’teki düşüş oldukça önemli bir gelişme olarak ön plana çıkıyor.” ifadelerini kullandı.