Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız her an sizi şaşırtacak bir haberi bekleyebilirsiniz. Bunu niçin söylediğimi herhalde anlamışsınızdır. Sanki hiç sorunumuz yokmuş ve ekonomi tıkırındaymış gibi bir de Merkez Bankası Başkanı ile ilgili gelişmeleri takip etmeye başladık. Hafize Gaye Erkan ismi mayıs seçimleri sonrası telaffuz edildiğinde ben de herkes gibi özgeçmişine baktım. Genç başarılı kariyer basamaklarında hızla yükselmiş bu isim, ekonomi çevrelerinde batan First Republic Bank geçmişine rağmen geçer notu almıştı. Mehmet Şimşek ekonomi yönetiminde kendi kadrolarını kuruyor ve ekonomi rasyonelliğe dönüyor yorumunu yapmıştık.
Ne var ki geçen hafta sosyal medya ve bazı internet sitelerinde yer alan, hafta sonu da ana akım medyaya kadar yansıyan gelişmeler bu hafta piyasayı meşgul edecek. TCMB Başkanı olarak aralığın son haftasından beri ABD’de olduğu, aile fertlerinin banka genel müdürlüğünde hakimiyet kurduğu, çalışanların mutsuzluğu gibi birçok konu tartışıldı. Aslında her şey Manhattan’dan pahalı bulduğu Türkiye’de kiralık ev bulamayıp Sadık abiyle dertleştiği PR çalışmasının iktidar kanadında olumsuz algılanmasıyla başladı.
Bu yazıyı kaleme alırken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hatta bakan Şimşek’in konuyla ilgili olarak tek kelime etmemesi kafamda deli soruları beraberinde getirdi. Acaba eski yönetimin yeni yönetimle ilgili bir kumpası mı? İktidara yakın medyadan birçok isim sert şekilde eleştirirken neden bazı muhalifler başkanın savunuculuğunu yapar oldu? Bu hafta perşembe günü açıklanacak faiz kararı nedeniyle başkan Türkiye’ye gelecek mi?
İhtimal vermemekle birlikte hem seçim önü hem de KKM’de 2,5 trilyon TL’lik risk varken yabancının gelişi için ifade edilen yüksek kur, düşük borsa senaryosu mu uygulanacak? Bir başkan değişikliği olacak mı ya da magazinsel bir haber olarak unutulup gidecek mi?
Neyse uzatmadan gelelim konunun piyasalara etkisine…
Hafize Gaye Erkan ile ilgili iktidardan gelecek her türlü destek açıklaması piyasaya olumlu yansır. Çünkü hâlâ piyasalar kendine güvenmek istiyor.
Peki görevden alınır ve yerine yine çok konuşulan isimler gelirse? Mesela Naci Ağbal. Evet, olumlu isim ama demezler mi madem güveniyordunuz neden faizi %19’a yükseltti diye görevden aldınız?
Hakan Kara, Cevdet Akçay gibi kişiler piyasayı çok olumlu etkileyecek isimler olarak gündemde yer alıyor. Eğer ki liyakatsiz bir başkanımız olursa onu konuşmak bile can sıkıcı olabilir.
Haftalık borsa yorumumuza geçersek…
Geçtiğimiz hafta 8.000 civarında sıkışan BİST 100 endeksinin yukarı hareketlerinin sınırlı kaldığını ancak düşüşte de hemen alımların geldiğini gözlemledik. Zaten aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere yılbaşından Borsa İstanbul’un dünya endekslerine göre olumlu ayrıştığını görüyoruz.
Ancak bu ayrışmada mali, bankacılık, bilişim, iletişim, gayrimenkul ve sigortacılık gibi bazı sektörlerin endekse göre daha iyi performe ettiğini gördük.
Bu hafta yazımın başındaki gelişmelerin etkisi ile 7.800 seviyesindeki 50 günlük ortalamaya doğru geri çekilmeler oluşabilir. Genel anlamda borsa için 8.150 geçilmedikçe net bir yukarı yönden bahsetmek zor olacak.
Geçen yazımda bahsettiğim Süveyş Kanalı sorunu devam ediyor. DTÖ buğday gösterge tablosuna göre AB, Ukrayna ve Rusya’dan Asya ve Afrika’ya giderken alternatif rotaları kullanan sevkiyatların payı %8’den ocak ortası itibariyle %42’ye yükselmiş.
Süveyş Kanalı üzerinden transit geçen kargoların sayısı bir yıl öncesine göre %40 azalmış. Alternatif rotanın bir gemiye maliyetinin 1 milyon dolar olduğu söyleniyor. Bir de kuraklık nedeniyle su seviyesi düşen Panama kanalı var ki navlun sorunu maalesef derinleşiyor. Aksaklıklar daha da kötüleşirse, gıda emtia fiyatlarında sert hareketler görebiliriz.
Yukarıdaki sorun, yarattığı enflasyon baskısıyla dünyada artırılan faizlerin kısa vadede düşüş ihtimalini zorlaştırıyor. Bu da ALTIN için baskılayıcı bir durum oluyor. Ons altında 2072 dolar direncini kısa vadede geçmesini sağlayacak gelişme mevcut değil. 2072 dolar ile 2000 dolar arasında sıkışıklık bir süre daha devam edebilir.
Pamukkale Üniversitesi İİBF İşletme bölümünden 2001 yılında mezun oldu. 20 yılı aşan iş hayatında aralıksız olarak çeşitli aracı kurumlarda müşteri temsilcisi, yatırım uzmanı ve kıdemli yatırım uzmanı olarak çalıştı. Son 11 yıldır Osmanlı Yatırım'da Finansal Ürünler Danışmanı olarak görev yapmaktadır. Bazı ekonomi televizyonları ve YouTube kanallarına konuk olarak finans piyasaları ve borsa ile ilgili görüşlerini paylaşmaktadır.