“Magazine evrilen ekonomi” başlıklı yazımın ikinci paragrafında “Aslında her şey Manhattan’dan pahalı bulduğu Türkiye’de, kiralık ev bulamayıp Sadık abiyle dertleştiği PR çalışmasının iktidar kanadında olumsuz algılanmasıyla başladı” diyerek giriş yaptığımız konuya “Bir başkan değişikliği olacak mı ya da magazinsel bir haber olarak unutulup gidecek mi?” diyerek nokta koymuştuk.
Cuma günü konu başkan değişikliği ile sonuçlandı. Hem de tartışmaları beraberinde getiren açıklamalarla beraber. Hafize Gaye Erkan, 8 aylık görev süresini özel nedenlerini bahane edip affını isteyerek bıraktığını belirtse de çok geçmeden Resmi Gazete’de görevden alındığını öğrendik. Özel sektörde kurum tarafından işten çıkarılmanın işsizlik maaşı alabilmenin koşulu olması nedeniyle istifa edilse bile ilgili şirketle işten çıkarma pazarlığı yapıldığını duymuşsunuzdur. 2 yıl daha MB maaşını alabilmek için bu şekilde pazarlık yapılır mı ya da bunun için kariyer yıpratılır mı bilmiyorum. Nedense istifa mekanizmasının affını istemek olarak değiştirildiği günümüzde Gaye Hanım’ın açıklamasının hemen ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ve sonrasında bakan Mehmet Şimşek’in açıklamaları olayın planlı bir görev değişikliği olduğunu net olarak ortaya koydu.
Merkez Bankası başkanlarının itibarları önem taşır. Siz FED başkanının ekonomi ya da MB konuları dışında gündem olduğunu duydunuz mu? Duymazsınız, duyamazsınız. Başkan güven unsurudur, başkan kurumunun da itibarıdır. Maalesef bizde TCMB 2018 sonrası atama ve görevden almalarla o itibarı ciddi anlamda kaybetmişti. Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi ekibi bunu umarım en kısa zamanda sağlar.
Birkaç söz de yeni başkan için söyleyeyim. Prof. Burak Arzova hocamın klasikleşen bir sözü var. “Mevcut sistemde ‘Bernanke olsanız’ yapabileceğiniz size tanınmış alanla sınırlı.” O nedenle isimlerden önemli olan bağımsız MB inşa edebilmek. Yeni başkan Fatih Karahan da ABD’de bankacılık deneyimi olan birisi. En önemlisi de MB tecrübesi var. Siyaseten iktidara yakın olması, çok konuşulan Cevdet Akçay hocanın önünde yer almasına neden olmuş olabilir. Ama yurtdışı tecrübeleri bu kurumda iyi işler yapabileceğinin göstergesidir. Kendisine başarılar diliyorum.
Gelelim Borsa İstanbul’da beklentilerime… Cuma akşamı haber gelince açık olan vadeli işlem piyasalarında sert geri çekilmeler yaşansa da ilerleyen saatlerde toparlanarak küçük bir düşüşle kapandı. Bu bize pazartesi günü satışla açılsa bile bunun alım fırsatı olacağını gösterdi. Gelen açıklamalar, hızlı aksiyon alınması, Fatih Karahan’ın Ortodoks politikaları benimsemesi gibi unsurlar bir sorun yaratmayacaktır.
Geçen hafta, aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi sadece iki sektörün negatif kapattığı, haftalık %3.83 yükselen, tarihi zirveleri görüp tarihi zirveden kapanış yapan BIST100 endeksinde yukarı seyrin devamını bekliyorum.
Daha önce TL bazlı zirvemiz olan 8562 seviyesi geçildi geçilmesine ama dolar bazlı olarak bu nokta 312 dolarlara denk geliyor. Orası da yaklaşık 9500 seviyeleri. Yani düzeltmeler olsa bile yeni hedefimiz 9400-9500 seviyeleri olacak.
Son dönemde endekste ağırlığı yüksek olan bazı hisselerle endeksin yukarı çekilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bir gün THYAO piyasayı sürüklerken, perşembe günü KCHOL piyasayı sürükledi. Cuma günü bir yabancı kurum nedeniyle SAHOL amiyane tabirle borsaya gazı verdi. Bu durum bir süre daha devam edecek. Enflasyonda yukarı seyrin de borsayı destekleyeceğini düşünüyorum. Çünkü borsa enflasyondan beslenen bir finansal ürün. (2022 yükselişi bunun göstergesidir)
Şu aşamada endekse göre ucuz kalmış hisselere yoğunlaşmak gerekiyor. www.borsadirekt.com sitesinden aldığım tabloda son 52 haftada zirveye en yakın ve dibe en yakın hisseleri sizinle paylaşıyorum. Tabi zirveye yakın olanları pimli olarak değerlendirmek yerine endeksle beraber gidiyorlar demek doğru olacaktır. Dibe yakın olmanın ucuz demek olmadığı gibi…
Pamukkale Üniversitesi İİBF İşletme bölümünden 2001 yılında mezun oldu. 20 yılı aşan iş hayatında aralıksız olarak çeşitli aracı kurumlarda müşteri temsilcisi, yatırım uzmanı ve kıdemli yatırım uzmanı olarak çalıştı. Son 11 yıldır Osmanlı Yatırım'da Finansal Ürünler Danışmanı olarak görev yapmaktadır. Bazı ekonomi televizyonları ve YouTube kanallarına konuk olarak finans piyasaları ve borsa ile ilgili görüşlerini paylaşmaktadır.
Tablolardaki hisseleri kantitatf açıdan değerlendirirsek negatif kırılım başlangıcındayız.