Tüketici enflasyonundaki gidişatı her ay kamuoyu ile paylaşan TÜİK’in yayınladığı resmi istatistikler arasında TÜFE’yi hesaplamada kullanılan mal ve hizmetler sepetinin ana harcama grupları için ayrı ayrı hesaplanmış yıllık fiyat artış oranları da mevcut. 3 Ekim’de yayınlanan sayılar bu harcama grupları içinde en büyük yıllık artışın yüzde 94’le “lokanta ve oteller” grubunda, en düşük artışın ise yüzde 26’yla “konut” grubunda yaşandığını gösteriyor. Gayrimenkul fiyatlarının iki yıl önceye göre 5’e 10’a katlandığı, kredi faizlerinin yükseldiği ve kiraların da uçuşa geçtiği bir dönemde, enflasyon sepetindeki ağırlığı yüzde 16,6 olan konut harcamalarının genel enflasyonu aşağı çekiyor olması izaha muhtaç bir bulgu.
Elektrik indirimli, doğal gaz sudan ucuz
Bu şaşırtıcı durumun bir nedeni son bir yılda konutlarda kullanılan elektriğe zam yapılmamış, aksine, nisan ayında yüzde 15 indirim yapılmış olması. Doğal gazdaki indirim oranı ise abonelere her ay 25 metreküp bedava verildiği için çok daha yüksek. Hatta Merkez Bankası Başkanı’nın Enflasyon Raporu sunumunda bu konuya değinmesini gerektirecek kadar yüksek.
TÜİK’in hesaplamalarına göre suya son bir yılda yüzde 71 zam gelmiş. Ama suyun sepetteki ağırlığı elektrik ve doğal gazdan daha düşük olduğu için konut harcamalarındaki enflasyona etkisi sınırlı. Konutlardaki bakım ve onarım işlerindeki yıllık fiyat artışının yüzde 43 olduğu iddiası ise son aylarda evine usta çağırmak durumunda kalanların da teyit edeceği üzere, biraz iyimser görünüyor.
Kiracısın sen, kiracı kal
Konut harcama grubu fiyat endeksinin yavaş artışının bir diğer nedeni, ilgili hesaplamaların konutların satış fiyatlarını ve asgari ücretle birlikte artan apartman aidatlarını göz ardı ediyor olması. Bu diğer ülkelerde de kullanılan standart bir ölçüm yöntemi olabilir ama sonuçta tüketicilere “ev almayı unutun; ancak kiraya çıkarsınız” diyen bir yaklaşım söz konusu.
“Peki, TÜİK’e göre kiralar ne kadar artıyormuş” sorusunun yanıtını da yayınlanan verilerden bulabiliyoruz. Ekim 2023 itibarıyla son bir yılda kiracıların ödediği ortalama aylık kira yüzde 101 artmış. Doç. Orhan Karaca’nın Twitter’da paylaştığı grafikte kiracıların ödediği ‘gerçek kira’daki yıllık değişimin son aylarda hızla yükseldiğini görüyoruz. Bu belirgin trendin ortaya çıkması, TÜİK’in kira artışlarını gittikçe daha gerçekçi bir şekilde hesaplıyor olmasından da kaynaklanıyor olabilir.
Ev sahibisin sen, fedakârlık yap
Yüzde 101’lik kira enflasyonun en ilginç tarafı, hükümetin kira artışlarına yüzde 25’lik bir üst sınır getirdiği dönemde ortaya çıkmış olması. 2021 yılının sonlarında patlayan kur, enflasyon ve gayrimenkul fiyatlarındaki hızlı artış, ev sahiplerinin bu durumu fırsata çevirerek yüksek kira bedelleri talep etmelerine yol açmıştı. Buna gösterilen tepkiler büyüyünce Haziran 2022’de çıkarılan bir kanunla yıllık kira artışları yüzde 25 ile sınırlamıştı.
Tüm ev sahiplerinin varlıklı olduğunu varsayan, kira geliriyle geçiniyor olabileceklerini hesaba katmayan bu toptancı uygulamanın geçerlilik süresi, seçimler sonrasına kalmasından emin olmak için 1 Temmuz 2023 olarak belirlenmişti. Uygulamadaki çeşitli sorunlar (mahkemelik olma, tehdit, darp, cinayet, vb.) görülmesine rağmen yüzde 25’lik sınır daha sonra Temmuz 2024’e kadar uzatıldı. Yani ev sahiplerinden bir yıl daha fedakârlık yapmaları istendi.
Kağıt üstünde kalan yüzde 25 sınırı
Kira artışlarında yüzde 25 sınırı varken nasıl oldu da son bir yılda kiralar yüzde 101 artabildi? Bunun bir sebebi birçok ev sahibinin yüzde 25 kuralına uymayarak kiracılarından daha yüksek oranlı bir zam almayı başarabilmesi. Diğer sebebi ise kiraya yeni verilen konutların kira bedellerinin çok yüksek bir düzeyde belirlenmesi. “Gelecek yıl enflasyon oranında zam yapamayabilirim; en iyisi şimdi yüksek bir bedel isteyeyim” diyor ev sahipleri. Konut fiyatları çok yüksek olduğu için çoğu ailenin zorunlu olarak kiralık ev arayışında olduğunu da biliyorlar. Sonuçta ortaya konut kira artışlarının sınırlanmasının hem adaletsiz, hem de uygulamada başarısız bir icraat olduğunu gösteren bir tablo çıkıyor. Yerel seçimler geride kalmış olacağı için, gelecek yaz ‘kiralara enflasyon kadar zam’ kuralına geri dönülmesi muhtemel.
Tüm yazıları:
https://www.tclira.com/author/cem-baslevent/
1973 İstanbul doğumlu olan Prof. Dr. Cem Başlevent, ekonomi alanındaki yüksek lisans ve doktora derecelerini Boğaziçi Üniversitesi'nde almıştır. 2000-2023 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışan Başlevent, halen İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmaları bireylerin işgücüne katılımı, politik tercihleri, yaşam memnuniyeti gibi konuları kapsamaktadır.