“O cılız, yeni yetme fideciklerin bir gün böyle büyüyüp
insana olgun öğütler, teselliler sunacak duruma geleceği
kimin aklına gelirdi?”
Trevanian
İstanbul’da yaşayanlar bilir. Yılın bu döneminde mevsime uymayacak şekilde güneş açar kısa süreliğine, bahar erken gelmiş gibi olur. Elbette bu güneşli hava geçicidir. Normalin dışındadır. Yine de ağaçlar kanarak tomurcuklanıverirler. Özellikle de erik ağaçları. Görüntü çok güzeldir. Yaşam canlanmaktadır gözlerinizin önünde. İnsana umut verir. Ardından mart havası geri gelir, zamansız açmış tüm tomurcuklar solar gider. Kasvetli, koyu gri rengin egemenliğinde dallar eski karanlık, bir şey vaat etmeyen hallerine geri döner. Beklemeye başlarlar günlerinin gelmesini.
Tomurcukları her görüşümde hem mutlanır hem de hüzünlenirim. Bana yaşamın zarif bir temsili gibi gelir. Benzerlikler çarpıcıdır. İkisi de sonludur, kısadır, güneşle başlar soğukla biter. Bir taraftan olmaması gerekir diye düşünürsünüz, ağaçlar mart ayında açan güneşe kanarak yaşam enerjilerini boşa harcamamalıdır, diğer taraftan tam da olması gereken şeyin bu olduğunu bilirsiniz. Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da hiçbir şey düşünmeyip gözlerinizin önündeki güzelliğin tadını çıkarırsınız. Düşüncelerle açıklanamayan, sözcüklerle ifade edilemeyen hüzünlü bir mutluluk vardır çünkü. Neresinden baksanız paradokstur kış tomurcukları.
Yaşamın gücünü, sürekliliğini, durdurulamazlığını vurgularlar ders almasını bilenler için. Aynı zamanda kırılganlığını, geçiciliğini, umarsızlığını. Kısa da sürse güzellikten zevk almayı, onunla beslenmeyi öğretir size. Sorular sordurur. Mesela, insan aynı anda bir çok duygu hissedebilir mi? Evet, olabilir. Sonunu bilmesine rağmen kısacık bir yaşamda mutlu olabilir mi?, başkalarını mutlu edecek, ilham verecek, faydalı olacak şekilde tomurcuklanabilir, üretebilir, parlayabilir ve yaşayabilir mi ? Evet, olur. Hepimizin yaptığı gibi. Acaba tüm bunları yaparken ödül mü bekler? Hayır bence… Sadece var olmayı, kendi olmayı…
Altı üstü erken açmış bir erik ağacı insana hem güzellik hem de teselli sunabilir mi? Lütfen kendi cevabınızı verin. Belki önümüzdeki yıl, bu mevsimde siz de tomurcukları ararsınız… Belki…
Ömür yeterse o zarafetin, narinliğin, gücün, umudun ve inancın tadını çıkarırsınız.
Hepimize hayırlı ramazanlar olsun.
1972 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra aynı üniversitede Personel Yönetimi alanında yüksek lisans yaptı, akabinde Yeditepe Üniversitesi'nde İngilizce İşletme Doktora programını tamamladı. İnsan Kaynakları Yönetimi alanında çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlarda 30 yılın üzerinde görev yaptı. Çalışmalarına danışman, akademisyen ve eğitmen olarak devam etmektedir.