İstanbul Sanayi Odası (İSO) Enerji Yönetimi Meclis Çalışma Grubu, Türkiye’de enerji sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren önemli bir çalıştay düzenledi. Türkiye’nin 2053 enerji hedeflerine yönelik kapsamlı bir değerlendirmenin yapıldığı çalıştayla ilgili konuşan İSO Enerji ve Elektrik Ekipmanları Sanayii Meclis Üyesi Rıdvan Mertöz; yenilenebilir enerji, nükleer, hidrojen-hidroelektrik ve termik santraller olmak üzere dört masada gerçekleştirdikleri çalıştaya, üniversitelerden kamuya ve sivil toplum örgütlerine kadar çok geniş katılım olduğunu söyledi. Çalıştayın ardından bir rapor hazırlanacağını kaydeden Mertöz, bu raporu Cumhurbaşkanlığı’na kadar giderek bir enerji stratejisi raporuna dönüştürmek istediklerini kaydetti.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Enerji Yönetimi Meclis Çalışma Grubu, Enerji Teknolojilerinde Dünyada ve Ülkemizde Görünüm, Mevcut Durum ve Beklentiler Projesi Çalıştayı’nı gerçekleştirdi. Yenilenebilir enerji, nükleer, hidrojen-hidroelektrik ve termik santraller olmak üzere dört masada gerçekleştirilen çalıştayda Türkiye’nin 2053 enerji hedefleri ele alınırken, enerji sektörünün fotoğrafı çekildi ve hedeflere ulaşabilmek için yapılması gerekenler konuşuldu.
Türkiye’nin enerji ihtiyaçları gözden geçirilerek yol haritası belirlendi
Düzenlenen çalıştayla ilgili bilgi veren İSO Meclis Üyesi Rıdvan Mertöz, İSO Enerji Yönetimi Meclis Çalışma Grubu’nun ilk toplantısının 2023 yılı Haziran ayında yapıldığını söyledi. Çalışma grubunun sadece enerji ekipmanları komitesi üyelerinden oluşmadığını ve içerisinde sanayinin her kolundan iş insanlarının da yer aldığını kaydeden Mertöz, “‘Türkiye’nin enerji ihtiyaçları neler, enerji arzı yeterli mi, enerji tüketimimiz ne kadar? Bunların içerisinde yenilenebilir enerji ne kadar olmalı? Nasıl yol almalı, ne kadar pay almalı?’ gibi tüm konuları toplantıda gözden geçirdik ve bir yol haritası belirledik. Son toplantımızda da ‘İSO olarak sanayimizin ihtiyacını, elektrikle ilgili yatırımları ve bunun gibi konuları etraflıca tartışacağımız bir çalıştay oluşturalım.’ dedik. 10 Aralık itibarıyla da çalıştayımızı gerçekleştirdik” dedi.
Hidrojen-hidroelektrik ve termik santraller, yenilenebilir enerji, nükleer enerji olmak üzere toplam dört masada gerçekleştirdikleri çalıştaya, üniversitelerden kamuya ve sivil toplum örgütlerine kadar çok geniş katılım olduğunu aktaran Mertöz, şöyle devam etti: “Zaman zaman enerji sektörü ile ilgili raporlar hazırlanıyor. Biz de sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren bu kadar geniş katılımlı bir çalıştaydan; sanayicinin ihtiyacı, katkısı ve yerlileştirme çalışmaları gibi içeriğe de sahip olan sonuç raporu hazırlayacağız. Bu raporu önce İSO yönetim kurulumuza sunacağız. Ardından bakanlığa ve daha sonra belki Cumhurbaşkanlığı’na kadar giderek bir enerji stratejisi raporuna dönüştürmek istiyoruz.”
İki önemli konu: Fiyatlar ve kesintisiz enerji
Sanayici için enerjide iki önemli konunun ‘fiyatlar ve kesintisiz kaliteli enerji’ olduğunu söyleyen Mertöz, bu konuların sektörün geleceğinden bağımsız konuşulamayacağına dikkat çekti. Türkiye’nin 2053 enerji hedefleri üzerinde önemli konuşmaların gerçekleştiğini anlatan Mertöz, “Yenilenebilir enerji, en çok ilgi duyulan konumuz oldu. Ülkemizde özellikle güneş enerjisinde çok büyük bir potansiyel var. Ama bunun da yerlileştirilmesi, kaliteli bir şekilde yapılması, aynı anda trafoların ve enerji nakil hatlarının yeterli duruma getirilmesi gibi konular da görüşüldü. Ayrıca, ‘2053’te nükleerin payı ne kadar olacak? Termik santrallerin ağırlığı yüzde kaça düşecek veya tamamen kapanacak mı?’ gibi çok önemli konuları da ele aldık” dedi.
Enerji sektöründeki desteklere de değinen Mertöz, eskisi kadar olmasa da devletin destek verdiğini ancak, bu desteklerin daha doğru kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Enerjide bürokrasinin biraz ağır işlediğini ve bu durumun işleri zorlaştırdığını vurgulayan Mertöz, “Bizim, şirket olarak yurt dışında da yatırımlarımız var. Orada da küçük de olsa çatımıza bir enerji santrali yaptık ve büyük kolaylık gördük. Sanayiciye devletin güveni ve bakışı yurt dışında daha farklı. Bizde, konuya biraz daha ihtiyatlı ve şüpheyle yaklaşılıyor. Dolayısıyla maalesef bürokrasiyi aşmak zor hale geliyor” diye konuştu.