Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsüne gireceği beklentisi, yatırımcıların sabit getirili enstrümanlardan hisse senetlerine kaymasını ve halka arzların yeniden hızlanmasını gündeme getiriyor.
2024 yılında yatırımcılar, yüksek enflasyon ve düşük faiz politikası sonrası TL mevduat ve para piyasası fonlarına yöneldi. Hisse senedi piyasası, geçmiş yıllarda olduğu gibi yatırımcıların ilgisini çekmedi ve halka arzlar sınırlı sayıda ve düşük katılımla sonuçlandı. Bu yıl, 31 şirket halka arz ederek toplam 55.9 milyar lira kaynak sağladı. Ancak 2025, hem hisse senedi fonları hem de halka arzlar açısından daha parlak bir yıl olma potansiyeline sahip. Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine gitmesiyle sabit getirili enstrümanlardan borsaya kayacak olan ilginin, halka arzları da canlandırması bekleniyor.
Faiz indirimleri ile risksiz yatırım araçlarındaki getirilerde düşüş beklentisi yaşandı
Ekonomim’den Şebnem Turhan’ın haberine göre, İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül, aralık ayında başlaması beklenen faiz indirimleri ile risksiz yatırım araçlarındaki getirilerde düşüş beklentisi olduğuna vurgu yaptı. Akgül, piyasalardaki toparlanma ile birlikte halka arzlara olan ilginin de artmasını beklediklerini dile getirerek halka arz başvuruları göz önüne alındığında 2025 yılında halka arz sayısının muhtemelen piyasa şartlarına da bağlı olarak 2024 yılının üzerinde gerçekleşmesini ön öngördüklerini vurguladı. Yabancıların 2024 yılında tahvil piyasalarına olan ilgisinin 2025 yılında hisse tarafında da görülebileceğini kaydeden Akgül, “Bu kapsamda halka arzlar tarafında da yabancı ilgisinin artabileceğini düşünüyoruz. Halka arz başvurularına bakıldığında ön plana çıkan sektörler olarak GYO & inşaat, enerji, sanayi, perakende, gıda, finans şirketlerinin ön plana çıktığı görülüyor” dedi.
Her dönemin ayrı bir hikâyesi var
Akgül, “Her dönemin ayrı bir hikâyesi olduğunu ve bu hikâyelerden olumlu ya da olumsuz etkilenebilecek hisse senedi ve sektör grupları olduğunu” ifade ederken, bu süreçte faiz indiriminden olumlu etkilenmesi beklenen ve yabancı ilgisini çekebilecek sektörlerin ön plana çıkmasının beklenebileceğine işaret etti. Akgül’e göre bu sektörlerin başında da bankacılık, holding, gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve ulaştırma geliyor.
Yüksek faiz ortamında borçlanma araçlarındaki getiriler yabancı yatırımcılar için biçilmiş kaftan
2023 yılının ikinci yarısında rasyonel adımların atılması ile yabancı ilgisinin tekrar yurt içine kaydığını kaydeden Akgül, şunları söyledi: “Rasyonel adımların rakamlara sirayet etmesi, Türkiye’nin üç yıl sonra gri listeden çıkması ve kredi derecelendirme kuruluşlarının yıllar sonra gelen not artırımları yabancı takas oranını BIST’te artırdı. Fakat yurt içinde politika faizindeki artış ile yabancı yatırımcılar getiri garantili enstrümanlara yani borçlanma araçları piyasasına yakınlaştı. Haftalık bazda açıklanan yabancıların hisse & DİBS işlemlerinde de bu durum görüldü. Yüksek faiz ortamında bu denli borçlanma araçlarındaki getiriler yabancı yatırımcılar için biçilmiş kaftan. Getirilerin yüksek olması bir süre daha yabancı yatırımcıyı borçlanma araçları piyasasında tutabilir.”
Yabancı yatırımcılar para ve maliye politikalarını ve kredi derecelendirme kuruluşlarını takip edecektir
Akgül, aralık ayında başlaması beklenen faiz indirimleri ile risksiz getirilerde düşüş beklentisi olduğunu belirterek gerek vade dönüşlerinin gerekse de risksiz getiri oranlarının düşmesinin yabancı yatırımcıyı riskli varlıklara çekebileceğini vurguladı. Akgül, “Bu süreçte yabancı yatırımcılar para ve maliye politikalarını ve kredi derecelendirme kuruluşlarını takip edecektir. MSCI Turkey, Gelişmekte Olan Ülkelerin MSCI endekslerine göre geride kalmış görünmesi de fırsat açısından yabancı ilgisini çekebilir” diye konuştu.
Risksiz getirilerin enflasyon karşısında yeterli kalması riskli varlıklardan çıkışları hızlandırdı
İnfo Yatırım Genel Müdürü Akgül, 2024 yılına hızlı başlayan BIST100 endeksinde son aylarda risk iştahının oldukça fazla düştüğünü söyleyerek, ekonomi yönetiminin değişmesinin ardından, atılan rasyonel adımların rakamlara sirayet etmesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışları ve yabancı yatırımcı ilgisinin de kısmen artması ile BIST100 endeksinde yıl içinde TL bazlı rekor kırıldığını anımsattı.
Özellikle yabancıların alımlarının arttığı bankacılık ve holding sektörü önderliğinde endeksin yukarı yönlü gidişinin daha da hızlandığını anımsatan Akgül, yılın ikinci yarısından sonra işlerin tersine döndüğünü belirtti. Akgül özellikle politika faizindeki yükseliş ile risksiz getirilerin enflasyon karşısında yeterli kalmasının riskli varlıklardan çıkışları hızlandırdığını söyledi.
Swap kanallarının açılma beklentisi ve geri çekilmesi beklenen CDS, BİST’e katalizör etki oluşturabilir
Akgül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ağustosta önce globaldeki resesyon endişeleri ardından ise jeopolitik gerginliklerin artarak devam etmesi BİST’in ilk yarıdaki yükselişini gölgeledi. Yılın ilk yarısındaki yabancı algısı ise yerini satış baskısına bıraktı. Öyle ki yüksek faiz ortamında yabancı yatırımcılar için borçlanma araçları oldukça güçlü bir getiri garantili enstrümandı. Yurt içinde faiz indirim sinyallerinin konuşulmaya başlaması, yeni hikâyeyi şekillendirebilir. Çünkü faiz indirim döngüsü ile yüksek faizlerden getiri elde eden yabancı yatırımcıların riskli varlıklara geçişlerini hızlandırabileceğini düşünüyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışları, swap kanallarının açılma beklentisi ve geri çekilmesi beklenen CDS, BİST’e katalizör etki oluşturabilir.”