İhracatta umutsuz olma lüksü yok, teknoloji yeni kapılar aralıyor

Kendi kuyruğunu yiyen yılan sembolünü bilirsiniz. Ouroboros ismiyle anılan bu sembol antik Mısır ve Yunan başta olmak üzere pek çok medeniyet tarafından kullanıldı. Sonsuzluğu temsil ettiği gibi bir döngüye de işaret eder.

Biz bu yazımızda “döngü” kısmını anımsayalım…

İhracatımızı ve dünya pazarlarındaki gelişmeleri son 15 yıldır takip ediyorum. Bu dönemki kadar bir belirsizlik yaşadığımızı hatırlamıyorum. Evet, ihracat artıyor, rekorlar açıklanıyor ama iş dünyasının neden yüzü gülmüyor?

Sanayicilerimizle bir araya geldiğimizde bu sorunun cevabını bulmak için sohbetler ediyoruz.

Aldığım cevaplar zihnimde Ouroboros‘u anımsatıyor. Bir döngü içine girilmiş ancak nasıl çıkılacağı bilinmiyor.

Artan maliyetler, büyük pazarlardaki resesyonlar, Çin’in agresif yayılışı, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika’daki rakip ülkeler…

Liste uzayıp gidiyor…

***

İhracatta çok sayıda sektörde kayıp yaşanıyor ancak hazır giyimin ön plana çıktığını söyleyebilirim. 2023’te yüzde 10 civarında kayıp yaşayan sektör, küçülmeye devam ediyor. İhracat kaybı ile birlikte işletmeler kapanıyor.

Ekonomi Gazetesi’nden dostum Dış Ticaret Editörü İmam Güneş ile birlikte yılbaşı öncesinde sektör temsilcileri ile bir araya geldik. Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Başkanı Nüvit Gündemir, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Başkanı Burak Sertbaş ve Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Gürkan Tekin ile sohbetimize daha sonra Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de katıldı.

Hazır giyimin “şampiyonlar ligi” ile bir araya geldiğimiz sohbetimizde yaşanan sıkıntıları en ince ayrıntısına kadar konuştuk.

Maliyetlerin fiyatlara yansıtılamadığı en fazla ön plana çıkan konu oldu.

Sektör bunu ne zaman dile getirse, “ucuz iş gücü ile çalışmaktan başka bir şey yapmıyorlar” eleştirilerini alıyorlar.

Bunun doğru veya yanlış olması, başka bir yazının konusu. Değinmemiz gereken nokta, ihracattaki kaybın yanı sıra, büyüyen ithalat.

Tam bu noktada diğer emek yoğun sektörler deri mamulleri ve ayakkabıdan bahsetmek istiyorum.

Sektör toplantısında konuştuğumuz İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca söyledi. 2022’de 370 milyon çift olan ayakkabı ihracatı geçen yıl 290 milyona düştü. Aynı dönemde 36 milyon çift olan ithalatımız da 47 milyon adede yükseldi.

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten de sektördeki istihdam kaybının yüzde 30’a ulaştığını kaydetti.

***

Bu sektörlerdeki istihdamın başta hizmet sektörü olmak üzere farklı alanlara yönelmesi, işsizlik rakamlarının hızla yükselmesini engelliyor. İnsanlar da iş bulduğu için kamu tarafı burada kapanan işletmeleri pek umursamıyor.

Ancak, işletmelerin kapanması sadece ihracat kaybına neden olmuyor. İç pazarın ihtiyacı olan ürünlerin arzında sıkıntı yaşanıyor ve ithalatın önü açılıyor. Cari açıkla mücadele sekteye uğruyor.

Bu nedenle emek yoğun sektörlere biraz fazla haksızlık yapılıyor.

Evet, sadece işçi maliyetini düşürüp ihracat yapmanın bir faydası yok. Mutlaka markalaşıp katma değerli ihracat yapılmalı. Ancak bu sadece iş insanının yapabileceği bir atılım değil.

Bunun finansmanı, kalifiye istihdam kaynağı, lojistik imkanı, hukuki güvencesi, stabil piyasa şartları gibi unsurları da var.

Üretim reformu dediğimiz kavram işte bunlardan oluşuyor.

İş dünyası kur-enflasyon sarmalının ötesine geçip, yetkililer de gerekli reformunu gerçekleştirdiğinde görevini eksik yapanı eleştiririz.

***

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2024’te iç pazarda işlerin kolay olmayacağını söylemişti. Şimşek, parasal sıkılaşmanın etkileri nedeniyle sanayicileri ihracata yönlendirdi.

Bu sözün altını doldurmak gerekiyor. Eximbank‘tan verilen destekler artırıldı ancak yurt dışında çok büyük bir rekabet söz konusu.

Farklı kanallar kullanmak gerekiyor.

İşte bu noktada önemli bir girişimden size bahsedeceğim. Yaklaşık 2 yıl önce ihracat pazar yeri platformu Turkbaba kuruldu. Sadece 1,5 yıl isim patenti için beklediler. Bir süredir test çalışmalarını sürdürüyorlar ve 2024 yılı içinde büyüyecekler.

Gerekli altyapıları hazırlandı. Üretimden teslimata kadar şirketlere Turkbaba ile toptan e-ihracat yolu açılıyor.

Çin’in dünya pazarlarında büyümesine önemli katkı sağlayanlardan birisi de alibaba.com platformudur. Bunun bir benzeri ve hatta daha iyisini neden biz yapmayalım?

Turkbaba sadece online satış kanalı kurmuyor. Showroomlardan B2B görüşmelere, lojistikten fuarlara kadar 360 derece bir ihracat atılımı hedefliyor.

Şirketlerin markalaşması ve katma değerli ihracatı için önemli bir teknolojik altyapı diyebiliriz.

***

Turkbaba’nın da hedefleri arasında yer alan lojistik meselesi çok önemli. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sarıbekir, belki de bu konuyu en çok dile getiren isimlerden birisi. Türkiye’nin ihracatını artırması için lojistik merkezleri ve tren kullanımının mutlaka artırılması gerektiğini ısrarla vurguluyor. Sarıbekir, Avusturya’nın deniz kıyısında olmamasına rağmen kiraladığı limanlar ve bu limanlarla bağlantılı tren yolları sayesinde önemli bir ticaret üstünlüğüne sahip olduğu örneğini veriyor.

***

Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformlarından Hepsiburada da e-ihracat konusunda önemli çalışmalar yapıyor. Hepsiburada Global markası ile önce Azerbaycan ve Ukrayna’ya açılan şirket, yakında Türkiye’den 4 saat uçuş mesafesinde ülkelere yayılacak.

Hepsiburada’nın 100 bini aşkın iş ortağı var ve bunlar yavaş yavaş ihracatla tanışmaya başladı.

Bunların önemi ne biliyor musunuz?

Üreticilerimizin yurt dışına ulaşmaları çok değerli.

“İhracatçı” kimliğini edinen işletmeler, bunun devamlılığını sağlamak için çalışacaklardır.

***

Su akıp yolunu buluyor…

Perakende ve toptan tarafı teknolojiye, online satışa çabuk uyum sağlayabiliyor. Pandemi bu geçişi daha da hızlandırdı. Biz de bu noktada karamsar olmak yerine çok daha hızlı hareket etmeliyiz.

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Öğrenciyken, Cumhuriyet gazetesinde mesleğe başladı. İnsan hayatına dair haberler yaptı, fotoğraflar çekti. Bir dönem Avustralya'da gazetecilik yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra Referans gazetesinde ekonomi gazeteciliğine adım attı. Küresel ekonomi, tarım, enerji, çevre ve reel sektör üzerine çalıştı. Daha sonra Dünya gazetesine geçti ve burada 3 yıldan fazla dış ticaret editörlüğü ve yazarlığı yaptı. Yeni Yüzyıl gazetesinin yeniden kuruluşunda ekonomi şefi olarak görev aldı ancak zayıf kurumsal yapı nedeniyle 3 ay sonra istifa edip Sözcü gazetesine geçti. Yaklaşık 8 yıl Sözcü’de muhabir, editör ve ekonomi müdür yardımcısı olarak görev yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyesi.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search