İflasların önüne geçmek için kredi maliyetlerinin düşürülmesi şart

2024 yılında küresel iflaslarda beklenen yüzde 11’lik artışın, Türkiye’de özellikle ihracat yapan firmaları ciddi anlamda zora sokacağını söyleyen İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, “Bu durum firmaların borçluluk oranlarının artmasına, işletme maliyetlerinin yükselmesine ve istihdam kaybına sebep olabilir” dedi. İçinde bulunduğumuz dönemde firmaların maliyetlerini kontrol altına alıp risklerini düşürecek tedbirlerin alınmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Önel, “Türkiye’deki iflasların önüne geçilmesi açısından alacak sigortası ve Eximbank kredileri ile reeskont kredilerinde maliyetlerinin düşürülmesi önemli rol oynayacaktır” diye konuştu.

Eximbank kredileri ile reeskont kredilerinde maliyetlerinin düşürülmesi önemli rol oynayacaktır

2024 yılı veri ve araştırmalarıyla yenilenen Allianz Trade’in Küresel İflas Raporu’na göre, küresel iflasların bu yıl yüzde 11 oranında artması bekleniyor. İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, küresel iflaslardaki artışın Türkiye İhracatının büyük kısmını oluşturan Euro Bölgesi’nde yoğunlaşmasının özellikle o bölgeye ihracat yapan lokomotif sektörlerin zorlanmasına neden olacağını belirterek “Bu durum firmaların borçluluk oranlarının artmasına, işletme maliyetlerinin yükselmesine ve istihdam kaybına sebep olabilir” dedi. İçinde bulunduğumuz dönemde firmaların maliyetlerini kontrol altına alıp risklerini düşürecek tedbirlerin alınmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Önel, “Türkiye’deki iflasların önüne geçilmesi açısından alacak sigortası ve Eximbank kredileri ile reeskont kredilerinde maliyetlerinin düşürülmesi önemli rol oynayacaktır” diye konuştu.

Başlangıç notası küresel pandemi

2020-2022 yılları arasında tüm dünyayı etkisi altına alan küresel pandeminin tüm sektörlerde üretim ve satış süreçlerini büyük ölçüde etkilediğini anlatan Önel, şunları söyledi:

“Küresel İflaslardaki dramatik artışın başlangıç noktasını oluşturan bu dönem, küresel anlamda işletmelerin ciddi oranda öz kaynak ile ciro ve kapasite kaybı yaşadığı bir dönem oldu. Başta Çin, ABD ve Euro Bölgesi’nde 2020’nin nisan, mayıs ve haziran aylarında ISO PMI verileri, sanayi üretimi ve fabrika siparişleri 20-30 puan geriledi. Daha sonra ortaya çıkan Ukrayna-Rusya savaşı hem enerji tedarikinde hem de küresel hububat ticaretinde başta Euro Bölgesi’ni ektilerken gıda tarafında Afrika bölgesinde ciddi krizler yarattı. Tüm dünyada yaşanan talep düşüklüğü ve arz kaynaklı artan enflasyon oranları da reel sektörün maliyetlerini yükselttiği gibi, finansman giderlerini ve operasyonel maliyetlerini ciddi boyutlara taşıdı. Artan ürün maliyeti ve yükselen nihai ürün fiyatları tüketimin ve talebin düşmesine sebep oldu. Artan maliyetlere karşın azalan kârlar, düşük kapasite ve artan finansman gideri maalesef işletimlerin kapanmasına, konkordato ve iflaslara sebep verdi.”

Türkiye’deki iflasların yüzde 20 artacağı öngörülüyor

Raporda Türkiye’deki iflas oranlarının yüzde 20 artacağının öngörüldüğüne dikkat çeken İlker Önel, tüm bu küresel etkilerin yanı sıra Mart 2021’de başlayan faiz indirim süreci ve heteredoks ekonomi politikası uygulanması ile artan enflasyon karşısında Türkiye’deki firmaların zorlanmaya başladığını belirtti. Artan maliyetler ve azalan öz kaynaklar ile birlikte reel sektör üzerinde artan yükün, ödemelerde vadelerin uzamasına, nakit akısının bozulmasına ve satışlarda ciroların düşmesine neden olduğunu dile getiren Önel, şöyle devam etti:

Karşılıksız çeklerde yüzde 200’lere varan artış

“Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verileri, uzun zamandır kurulan şirket sayılarında düşüş, kapanan şirket sayılarında ciddi artışlar gösteriyor. Konkordato rakamları yılın ilk 7-8 ayında geçen yılın rakamlarını geçtiğini, karşılıksız çeklerde ise yüzde 200 varan artışlar olduğunu gösteriyor. Diğer taraftan şu anki ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele programı ve talebi düşürücü ekonomiyi soğutma çabası, reel sektörün hareket alanını iyice zayıflattı. Tüm bunlara ek olarak küresel iflaslardaki artışın Türkiye İhracatının büyük kısmını oluşturan Euro Bölgesi’nde yoğunlaşmasının özellikle o bölgeye ihracat yapan lokomotif sektörlerin zorlanmasına neden olacak. Bu durum firmaların borçluluk oranlarının artmasına, işletme maliyetlerinin yükselmesine ve istihdam kaybına sebep olabilir. İçinde bulunduğumuz dönemde firmaların maliyetlerini kontrol altına alıp risklerini düşürecek tedbirlerin alınmasının hayati önem taşıyor. Türkiye’deki iflasların önüne geçilmesi açısından alacak sigortası ve Eximbank kredileri ile reeskont kredilerinde maliyetlerinin düşürülmesi önemli rol oynayacaktır.”

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search