Gaz etkisi biterken

Bir önceki yazıda tüketici enflasyonunun güçlü bir baz etkisiyle hızla değişebildiğini görmüştük. Yıllık enflasyon rakamları üzerindeki etkisi baz etkisi kadar büyük olmasa da, incelenmeye değer bir faktör daha var ki, onu da ‘gaz etkisi’ olarak adlandırabiliriz. Hatırlanacağı üzere, genel seçimlere yaklaşırken Karadeniz’den çıkarılan yerli ve milli doğal gazımız devreye alınmış, bu önemli gelişmenin şerefine vatandaşlara iki müjde verilmişti. Bunların birincisi 1 ay boyunca hanelerin tüm doğal gaz tüketimlerinin bedava olması, ikincisi ise doğal gazın tamamen bedava olduğu birinci ayı takip eden 11 ay boyunca hanelerin 25 metreküpe kadar olan tüketimlerinin bedelsiz olarak verilmeye devam edecek olmasıydı.

Doğal gaz aboneliği olmayan dar gelirli bir vatandaş bu uygulamadan hiç faydalanamazken, Boğaz’daki yalısını doğal gaz ile ısıtan orta halli (!) bir vatandaşın fazlasıyla faydalanacak olması, bu müjdenin ne kadar adaletli olduğuna dair bir şüphe uyandırmış olsa da, uygulamaya geçildi ve yurt çapında 1 ay boyunca bol bol doğal gaz tüketildi. İlerleyen dönemlerde yayınlanan resmi istatistikler Türkiye’nin doğal gaz üretiminde bu yıl kaydadeğer bir artış olmadığını ve Enerji Bakanlığı’nın doğal gaz dağıtım şirketlerine bedava gaz için milyarlarca lira ödeme yaptığını ortaya koyunca akıllara “acaba bu bedava doğal gaz yerli değil de, ithal edilmiş bir gaz olabilir mi” sorusu da geldi.

Doğal gaz müjdesinin öngörülmeyen sonucu

Bedava doğal gaz müjdesinin ilk anda öngörülmeyen önemli bir etkisi enflasyon oranları üzerinde oldu. TÜFE hesaplamasında kullanılan mal ve hizmetler sepetindeki ağırlığı yüzde 3’e yakın olan doğal gazın fiyatı bir anda sıfıra inince, mayıs ayı resmi enflasyonu da normalde olacağından 3 puan kadar aşağı indi ve sıfıra çok yakın bir değer olarak hesaplandı. Mayısı takip eden yaz aylarında da hanelerin ortalama doğal gaz tüketimi 25 metreküpün altında kaldığı için TÜİK doğal gaz fiyatını sıfır olarak kullanmaya devam etti. Mayıs ve haziran aylarında enflasyon düşük hesaplanınca, 2023’ün ilk altı ayının birikimli enflasyonu da nispeten düşük çıktı ve sabit gelirlilerin büyük çoğunluğu temmuz ayında umduklarından daha düşük oranlı bir maaş zammıyla yetindi. Maaş zammı meselesini bir sonraki yazıya bırakıp, enflasyon hesabına odaklanalım.

Görünen o ki, önümüzdeki 2-3 ayda da doğal gaz fiyatı sıfıra yakın bir değerde hesaplanmaya devam edecek ve TÜFE’deki artışı sınırlayan bir gaz etkisi söz konusu olacak. Buna karşılık, hava sıcaklıklarının daha düşük olacağı önümüzdeki yılın ilk aylarında hanelerin ortalama doğal gaz tüketimi 25 metreküpün üzerine çıkacak, TÜİK’in kullandığı gaz fiyatı yükselecek ve olumlu gaz etkisi kaybolmaya başlayacak. Örneğin, ortalama gaz tüketimi 50 metreküpe çıktığında, enflasyon hesabına giren madde fiyatı doğal gazın tüketiciye satış fiyatının yarısı olacak. Çünkü gazın yarısı hanelere bedava veriliyor olacak. Mayıs 2024’e geldiğimizde de, uygulamanın sona ermesiyle enflasyon hesabına giren madde fiyatıyla doğal gazın birim fiyatının eşit olduğu normal düzene dönmüş olacağız.

‘Gaz etkili’ ve ‘gaz etkisiz’ enflasyon

Bedava doğal gaz uygulamasının ilgili 12 aylık dönemde enflasyon oranları üzerindeki etkisini gözlemlemek için bazı varsayımlar yapmak durumundayız. Aşağıdaki grafikteki ‘gaz etkili’ ve ‘gaz etkisiz’ (yani bedava doğal gaz uygulaması yapılmamış olması durumunda elde edilecek olan) TÜFE değerlerini şu varsayımları yaparak hesapladım: (1) Eğer doğal gaz bedava olmasaydı, Mayıs 2023’te aylık enflasyon sıfır yerine yüzde 3 olacaktı. (2) Haziran – eylül dönemindeki enflasyon oranları bugüne kadar gerçekleşmiş olan oranlarla aynı olacaktı. (3) Yılın son 3 ayında enflasyon her iki senaryoda da her ay yüzde 4 olacak. (4) 2024’ün ilk altı ayında aylık enflasyon gaz etkili senaryoda yüzde 2,5 olacak ama eğer bedava doğal gaz uygulaması olmasaydı, gaz fiyatı gittikçe artmıyor olacağı için aylık enflasyon yüzde 2 olacaktı.

Bu varsayımlar altında Haziran 2024 TÜFE değeri her iki durumda da aynı oluyor. Yani yaklaşık 1 yıl aradan sonra doğal gaz indiriminin bitmesiyle ‘normal’ duruma dönmüş olacağız. İki senaryodaki TÜFE değerlerinin eşitlenmesi pratikte biraz daha erken ya da geç olabilir ama bu genel örüntüyü değiştirecek bir durum değil. Grafikte görüldüğü üzere, bedava doğal gaz uygulaması TÜFE’nin yaklaşık 12 ay boyunca normalde olacağından daha düşük bir düzeyde seyretmesine yol açıyor.

“Peki, bu TÜFE değerlerinin ima ettiği yıllık enflasyon oranları nedir” dersek, bunun yanıtı için de ikinci grafiğimize bakabiliriz. Haziran 2023’te yıllık enflasyonun gaz indirimi sayesinde normalde olacağından yüzde 4 puan daha düşük çıktığını, 2023’ün sonu itibarıyla iki senaryo arasındaki farkın yüzde 5 puana kadar yükseldiğini görüyoruz. Haziran 2024’e geldiğimizde ise olumsuz bir baz etkisinden dolayı tablo tersine dönmüş oluyor ve gaz etkili – yani gerçekleşmesini beklediğimiz – yıllık enflasyon diğer senaryodaki enflasyonun yaklaşık 5 puan üzerinde bir değer alıyor.

Böylece bedava gaz uygulamasının enflasyonu başlangıçta aşağı, sonrasında ise yukarı çeken bir faktör olduğunu görmüş oluyoruz. Nitekim TÜİK’ten bu konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada da bu yönde bir öngörüde bulunulmuştu. Kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkacak olan bu durum gelecek yıl ekonomi yönetiminin işini biraz daha zorlaştıracak olsa da, gaz etkisi biterken başka bir faktörü devreye sokarak enflasyon hedeflerini tutturmanın bir yolunu bulacaklarını umuyoruz.

1973 İstanbul doğumlu olan Prof. Dr. Cem Başlevent, ekonomi alanındaki yüksek lisans ve doktora derecelerini Boğaziçi Üniversitesi'nde almıştır. 2000-2023 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışan Başlevent, halen İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmaları bireylerin işgücüne katılımı, politik tercihleri, yaşam memnuniyeti gibi konuları kapsamaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search