KPMG Türkiye tarafından hazırlanan “Üretken Yapay Zekâ ile Finansın Yeni Normali” raporuna göre, finans sektörünün yöneticileri, yapay zeka kullanımının artmasını istiyor.
Üretken yapay zekâ çok kısa sürede küresel bir sansasyon haline geldi. Son dönemin en popüler teknolojilerinden birinin; toplum, istihdam, kültür ve iş dünyası üzerindeki etkilerine yönelik tahminler ve beklentiler interneti ele geçirdi. Bu süreçte iş dünyasındaki liderler de bu alandaki fırsatları keşfetmeye odaklandı. KPMG Türkiye de bu konuya bütüncül bir perspektif sunmak amacıyla, yapay zekâ, teknoloji etkinleştirme ve uyum ve risk yönetimi alanındaki profesyonellerinin deneyimini ve görüşünü; Türkiye finans sektöründeki önemli oyuncuların değerlendirmeleriyle bir araya getirdi.
“Üretken Yapay Zekâ ile Finansın Yeni Normali” isimli rapora göre 2022 yılında üretken yapay zekâ teknolojisi, 1,37 milyar doların üzerinde risk sermayesi yatırımı çekti. Küresel çapta üretken yapay zekâ pazar payı ise 2022 yılında 10,8 milyar dolar iken, bu rakam 2023 yılında 13,7 milyara çıktı. Bu payın 2032 yılında 118 milyar doları aşması bekleniyor. Bölgesel bazda en büyük payı yüzde 41 ile Kuzey Amerika alırken, bunu yüzde 26 ile Avrupa takip etti.
Verimliliği artırıp büyümeyi destekler
KPMG’nin raporunda yer verdiği ve dünya genelinde 300 üst düzey yönetici arasında gerçekleştirdiği araştırmasına katılanların yüzde 60’ından fazlası, üretken yapay zekâyı verimliliği artıracak, büyümeyi destekleyecek ve rekabet avantajı sağlayacak bir fırsat olarak görüyor. Üretken yapay zekâ, finansal hizmetler sektöründe ise bankalardan sigorta şirketlerine, uyumdan robo-danışmanlık hizmetlerine kadar birçok fırsat sunuyor. Genel olarak, finansal hizmet şirketlerinin üretken yapay zekâyı benimsemek konusunda istekli olduğunu gözlemleniyor.
KPMG’nin araştırmasına katılanlara göre finansal hizmetler sektöründe üretken yapay zekânın kullanımı için suistimal tespiti ve önleme, uyum ve risk yönetimi, müşteri hizmetleri ve kişiselleştirme alanları öne çıkıyor. KPMG’nin araştırmasına katılanların yüzde 76’sı suiistimal tespit ve önlemeyi üretken yapay zekânın temel kullanım alanı olarak yorumluyor.
İş gücü üzerinde olumlu etki
Katılımcıların yüzde 62’si, şirketlerinde üretken yapay zekânın en kritik alanları arasında uyum ve risk yönetiminin kritik önemde olduğunu belirtiyor. Katılımcıların yüzde 67’si ise daha gelişmiş chatbot’lar ve sanal asistanlar için üretken yapay zekâ teknolojilerini devreye alabileceğini belirtiyor. Bu kullanım alanlarını, yüzde 62 ile müşteri hizmetleri ve kişiselleştirme takip ediyor. Üretken yapay zekânın iş gücü üzerinde olumlu bir etkisinin olduğunu düşünen finans liderlerinin oranı yüzde 81 olurken, şirketlerinin üretken yapay zekâya yönelik riskleri başarılı bir şekilde yönetebileceğini düşünen finans liderlerinin oranı yüzde 77.
KPMG’nin üretken yapay zekâ araştırmasında finans sektörü için üretken yapay zekânın sunduğu fırsatlar ise aşağıdaki şekilde özetleniyor:
- Tahmin ve bütçelemeyi destekler: Araştırmaya katılanların yüzde 83’ü finans ve muhasebe fonksiyonlarının finansal tahmin ve bütçeleme için üretken yapay zekâ teknolojisini araştırdığını belirtti. Bu fırsatlar, tahminsel modelleme ve olası finansal sonuçlara yönelik öngörüleri içeriyor.
- Önemli sunumlar için veri desteği sunar: Teknoloji; finansal raporlama ve yönetim kurulu toplantıları için gerekli zaman ve emeği minimize edebilir. Finansal trendlere, risklere ve fırsatlara göre gerekli verileri baz alarak öngörü oluşturarak, verileri sınıflandırabilir.
- Rakip analizi yapar: Üretken yapay zekâ, kamuya açık kaynaklardan veri toplayarak, pazarlara, rakiplere ve müşterilere yönelik bir öngörü sağlamak için güçlü bir araç olabilir. Analizler, coğrafya veya müşteri profili bazında özelleştirilebilir.
- Stratejik öngörüler sağlar: İç ve dış kaynaklardan ve CRM veya ERP gibi farklı sistemlerden öngörü sağlamak için veriler analiz edilir. Stratejik kararlarda finansın eşsiz pozisyonu kullanılarak fiyatlandırma, performans ve karşılaştırma metriklerinden faydalanılabilir.
- Sözleşme yönetimine imkân tanır: Üretken yapay zekâ araçları, standart koşullar ve şartlardaki sapmaları baz alarak yeni sözleşme taslakları oluşturabilir. Böylelikle, ilgili koşulları ve gelir fırsatlarını kapsayan doğru sözleşmelerin yapılmasını destekleyebilirler.
“Finans fonksiyonlarını kökten değiştirecek bir güce dönüşüyor”
Konuyla ilgili açıklama yapan KPMG Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri, Şirket Ortağı Sinem Cantürk, “Finans sektörü, günümüzde hızlı inovasyonlara sahne olan teknolojik bir ortamda önemli bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün ivmelerinden biri olarak üretken yapay zekâ ön plana çıkıyor ve sektöre yeni bir boyut kazandırıyor.
Yapay zekânın finans sektöründeki uygulamaları uzun bir geçmişe sahip olsa da üretken yapay zekânın öne çıkmasının nedeni, sadece sorunları çözmekle kalmayıp, aynı zamanda yeni içerikler üretebilme yeteneğidir. Kullanıcı dostu arayüzü sayesinde, bu teknoloji finans fonksiyonlarını kökten değiştirecek bir güce dönüşüyor.
Değer odaklı görevler
Tekrarlı ve manuel işlemleri ortadan kaldırarak, finans profesyonellerine daha stratejik ve değer odaklı görevlere odaklanma fırsatı sunuyor. Hem küresel hem de yerel deneyimimizle hazırladığımız bu rapor, finans dünyasındaki bu heyecan verici dönüşümü ele alarak üretken yapay zekânın finans sektörüne sunduğu fırsatları ve getirdiği önemli değişimleri inceliyor. Aynı zamanda Türkiye’deki finans liderlerinin üretken yapay zekâ ile ilgili çalışmalarına ve beklentilerine yer vererek yerel bir perspektif sunuyor.
Çalışmamızın, finans liderlerine üretken yapay zekânın getirdiği avantajları anlama ve yenilikçi teknolojiyi stratejik bir şekilde hayata geçirmek konusunda bir rehber işlevi görmesini umuyoruz” dedi.