Ekonomist Arda Tunca: Enflasyon beklentileri siyasi gelişmelere bağlı şekilleniyor

Ekonomist Arda Tunca ekonomi gündemine ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Merkez Bankası Faiz indirimi başladıktan sonra sıkılaştıracak başka önlemleri arka taraftan almaya başladı diyen Tunca, “Ekonomi politikasının içerisinde olmaması gereken siyasi müdahaleler, yakın geçmişteki hafızaların tazelenmesine ister istemez neden oluyor. Onun için siyaset vurgusunu biraz fazla yapıyorum. Konut, altın, döviz gibi yatırım araçlarına para politikası ne kadar sıkı ya da doğru çalışıyor olursa olsun, Türkiye’de geleneksel olarak Türk toplumunun bir eğilimi var” diye konuştu.

CNBC-E kanalında katıldığı e-Cafe programında konuşan Arda Tunca, Tüketici güven endeksindeki artışı şu sözlerle açıkladı:

“Siyasi atmosferin ekonomik yansımaları belirleyici olacak”

Tunca, “2024 yılında Türkiye’de üretim adeta durma noktasına gelmişti ama kasımdan itibaren bir miktar hareketlenme ve onun verdiği cesaret durumu da söz konusu. Tüketici güven endeksindeki artışta sürdürülebilirlik konusundaki cevap, asıl olarak Türkiye’de ekonomi politikalarından çok, siyasi taraftaki gelişmeler, Türkiye’nin önümüzdeki dönemlerdeki siyasi atmosferinin ekonomik yansımaları bu noktada belirleyici olacak. Sürdürülebilirlik konusunda ekonomi politikaları tabi ki önemli ancak ekonomi politikalarının daha üstünde etkiye sahip olacak gelişmelerin siyaset kanadında olacağı kanısındayım. Güven siyaset cephesindeki gelişmelerle şekillenecek” diye konuştu.

“Ekonomideki gelişmeleri siyaset kanadından daha fazla okumak gereken günler içerisindeyiz”

Enflasyon konusundaki beklentiler üzerine konuşan Tunca, “Enflasyon konusu ağırlıklı olarak beklentiler yönetimine kalmış durumda gibi gözüküyor ama şu anda ekonomideki gelişmeleri siyaset kanadından daha fazla okumak gereken günler içerisindeyiz. 2023 yılının haziran ayında göreve gelmiş olan hem Hazine ve Maliye Bakanı hem de Merkez Bankası yönetiminde yapılan değişimlerle, enflasyonun aslında çok daha hızlı bir şekilde düşeceği bugünlerde geldiği seviyelerin 30’un altına, 20’li seviyelerin başlarına çekileceği gibi bir beklenti vardı ancak bu gerçekleşmedi. Dolayısıyla, buradaki beklentiler enflasyonda yetersiz gördüğüm düşüşten kaynaklı olarak bir şekilde aşağı gidiyor. Maliye politikası yardımcı olamadı ancak bunun anlaşılır nedenleri de mevcuttur. Deprem, anlaşılabilir olarak ortaya koyduğumuz bir nedendi. Maliye politikasının son ‘Merkez Bankası Enflasyon Raporu’ sunumunda da bu yıl maliye politikasının para politikasına daha uyumlu duruma geleceğini anlatıldı. Türkiye’de satın alma gücündeki düşüş, geçim sıkıntısı şu anda Türkiye’nin ana problemi olarak ortaya çıkıyor ki maliye politikası tarafında hem vergilerle ilgili düzenlemelerde hem de asgari ücretteki artışta toplumun memnuniyetsizliğini ortaya koyan, ekonomik gücünü zayıflatan bir gelişmeler kaydedildi” dedi.

“Türk toplumunu ikna edecek gelişmeler olmaktan çok uzak”

Tunca, “Dolayısıyla bütün bunlar enflasyonla da ilgili beklentilerin önümüzdeki süreçte sadece talep kaynaklı değil, fiyatlama davranışlarıyla da ilgili olduğunu belirten konu var. Bütün bunlar algının ekonomiyle ilgili olumlu beklentilerin oluşmasına sebep olamıyor. Tüketici güveninde düzelmeler söz konusu ama bunlar ekonominin temellerini düzeltecek belli bir aya girdiğini Türk toplumunu ikna edecek gelişmeler olmaktan çok uzak. Onun için enflasyon da bu şartlar altında büyük bir direnç gösteriyor. Bu nedenle de bugün olmasını beklediğimiz yerin çok üstünde bir yerde gidiyor” diye konuştu.

“Türk toplumunun geleneksel olarak bir eğilimi var”

Faiz indiriminin erken başladığını söyleyen Tunca, “Merkez Bankası faiz indirimlerini yapmaya başladıktan sonra sıkılaştıracak başka önlemleri arka taraftan almaya başladı. Ekonomi politikasının içerisinde olmaması gereken siyasi müdahaleler, yakın geçmişteki hafızaların tazelenmesine ister istemez neden oluyor. Onun için bugün siyaset vurgusunu biraz fazla yapıyorum. Konut, altın, döviz gibi yatırım araçlarına para politikası ne kadar sıkı ya da doğru çalışıyor olursa olsun, Türkiye’de geleneksel olarak Türk toplumunun bir eğilimi var. Bunun da geleneksel olarak temel nedeni Türkiye gibi ülkelerde, her zaman ama siyaset kaynaklı ama ekonomi kaynaklı bir istikrarsızlığın bozulabileceği beklentisiyle ister istemez para politikası ya maliye politikalarından, ekonominin kendi dinamiklerinden bağımsız ve geleneksel olarak Türk toplumunu bu güvenli gördüğü yatırım araçlarına yönlendiriyor” şeklinde konuştu.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search