Yaşanan ekonomik kriz derin etkilerini sürdürüyor ve bu durum, bireylerin yaşam biçimlerini ve alışveriş alışkanlıklarını ciddi şekilde değiştiriyor. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süphan Nâsır yönetiminde yapılan araştırma, enflasyonist ortamda tüketici davranışları açısından 2024’ün özeti niteliğinde çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor.
Günümüzün ekonomik koşulları, bireylerin yaşam tarzlarını ve alışveriş alışkanlıklarını kökten değiştirdi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölümü Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süphan Nâsır liderliğinde, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’dan Dr. Öğr. Üyesi Yonca Nilay Baş ve Medipol Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Betül tarafından yürütülen “Beyaz Yakadan Emekliye 2024’e Genel Bir Bakış: Ekonomik Zorlukların Farklı Tüketici Gruplarına Etkisi” başlıklı kapsamlı araştırma tüketiciyi zorlayan bu ekonomik sıkıntının sebeplerine ışık tutuyor.
Farklı tüketici gruplarının ekonomik zorluklar karşısındaki tepkilerini derinlemesine ele alan araştırmaya katılan 1968 kişi, özel sektör çalışanlarından emeklilere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Araştırma, ekonomik daralma ve enflasyonun son dönemde Türkiye’de tüketicilerin harcama alışkanlıklarında yaşanan radikal değişimleri çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.
Enflasyonun en çok etkilediği grup: Emekliler
Araştırma sonuçları, ekonomik zorlukların en derin şekilde emekliler tarafından hissedildiğini gösteriyor. Emeklilerin büyük bir kısmı, yaşam kalitelerinin ciddi şekilde düştüğünü belirtiyor. Enflasyon ve artan yaşam maliyetleri, emeklilerin ekonomi ve sağlık sistemine yönelik memnuniyetsizliklerini daha da artırıyor. Emeklilerin ekonomi ve sağlık sistemi ile ilgili memnuniyetsizliklerinin toplumun geneline kıyasla daha yüksek olduğu ortaya çıkan üzücü sonuçlardan biri ne yazık ki. Sonuçlar gösteriyor ki, emeklilerin büyük çoğunluğu ekonomik sıkıntılar yaşıyor ve mevcut ekonomik politikaların ihtiyaçlarını karşılamadığını düşünüyor. Araştırmaya katılan emeklilerin büyük bir kısmı, hayatlarından genel olarak memnun olmadığını belirtiyor. Katılımcıların %98,5’i, ülkenin mevcut ekonomik koşullarından memnun olmadıklarını ifade ediyor. Bu oran, emeklilerdeki ekonomik hoşnutsuzluğu ve güvensizliği açıkça ortaya koyuyor. Emeklilerin ise yaklaşık yüksek 70’inin genel olarak hayatından memnun olmadığı görülüyor.
Sosyal hayattan geri çekiliş
Araştırma, tüketicilerin sosyal etkinliklere katılımının ciddi şekilde azaldığını gösteriyor. Katılımcıların %85’i, sinema, tiyatro ve konser gibi etkinliklere olan ilginin azaldığını belirtiyor. Kültürel etkinliklere olan bu ilgi düşüşü, sadece bireysel eğlence tercihlerinin değil, aynı zamanda kültür ve sanat sektörünün de ekonomik daralmadan nasıl etkilendiğini gösteriyor. Ayrıca, tatil planlarını erteleyen %58’lik kesim, ekonomik baskıların sosyal yaşamı nasıl kısıtladığını gözler önüne seriyor. Son üç yılda tatile gitmeyenlerin oranı %25 iken, %58’i ise tatillerini eskisi kadar sık yapamadıklarını belirtiyor. Bu veriler, enflasyonun tüketicilerin sosyal hayatlarına etkisinin ne denli büyük olduğunu ortaya koyuyor. Tüketicilerin tüketim tercihleri, bütçe planlamaları ve harcama önceliklerinin enflasyonist ortamdan etkilendiği net bir şekilde gösteriyor.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 76’sı, güncel ekonomik koşulların evlilik veya çocuk sahibi olma gibi kritik kararlarını etkilediğini belirtti. Ekonomik belirsizlikler, bireylerin gelecek planlarını ertelemelerine ya da tamamen değiştirmelerine neden oluyor. Bu durum, sadece bireysel hayatları değil, aynı zamanda toplumun demografik yapısını da tehdit ediyor. Özetle; enflasyon tüketicilere özellikle sosyal hayatları ile ilgili harcamalarında kemer sıktırdı.
Ekonomik zorluklar, gıda harcamaları gibi zorunlu ihtiyaçların bütçelerde önemli bir yer kaplamasına neden oluyor. Gıda fiyatlarındaki artış, özellikle düşük gelirli vatandaşlar için büyük bir zorluk yaratıyor. Ayrıca, enflasyonun en çok etkilediği sektörlerden biri de yeme içme sektörü oluyor. Katılımcılara geçmiş yıla kıyasla bu yıl hangi alanlarda daha çok kesinti yapmak zorunda kaldınız diye sorulduğunda, ilk sıralarda ev dışı yemek, giyim, tatil ve seyahat yer aldığı görüldü. Hatta bu yılın nisan ayında fahiş fiyat artışlarına karşı kafe ve restoranlara gitmeme çağrısı yapıldı.
Market alışverişlerinde yeni dönem: İndirim avcılığı
Ekonomik sıkıntılar, tüketicilerin günlük alışveriş alışkanlıklarını da kökten değiştirdi. Gıda harcamaları bütçelerde en büyük payı alırken, tüketiciler markalar arası fiyat karşılaştırmaları yapmaya yöneldi. Marka sadakati, yerini indirim avcılığına bıraktı. Bu yeni tüketici davranışı, market alışverişlerinde daha bilinçli ve stratejik hareket etme zorunluluğunu beraberinde getirdi. Tüketiciler en çok; ev dışı yeme-içme, gıda, ulaşım-akaryakıt, giyim, ayakkabı, aksesuar ve konut kirası ile ilgili harcamalarında zorlandı. Dünya genelinde pandemiyle başlayan gıda fiyatlarındaki yükseliş geriledi, ancak Türkiye’de son dört yıldır gıda fiyatları yükselişini sürdürdü.
Ekonomik zorluklar ve enflasyon, tüketicilerin market alışveriş alışkanlıklarını ve harcama eğilimlerini etkiledi. Araştırma sonuçları, ekonomik sıkıntıların tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını değiştirdiğini gösteriyor. Tüketiciler market alışverişlerinde daha bilinçli ve fiyat odaklı bir strateji ile hareket ederek, farklı markalar arasında fiyat karşılaştırmaları yapıyor. Market alışverişlerinde her iki tüketiciden biri marka sadakatini bir kenara bırakıp, indirim avcılığı yapmak zorunda kalıyor.
Ayrıca, araştırmaya katılanların %35’i nakit taşımadığını, %30’u taksitli alışveriş yaptığını ve %21’i nakit sıkıntısı nedeniyle kredi kartı kullandığını ifade ediyor. Araştırma, kredi kartı kullanımının artmasına rağmen, borç birikmesinin de ciddi bir sorun haline geldiğini gösteriyor. Katılımcıların %30’u, kredi kartı borçlarını ödeyemediklerini belirtiyor. Bu durum, ekonomik daralmanın finansal sıkıntıları daha da derinleştirdiğini gösteriyor.
Artan eğitim ve sağlık maliyetleri aileleri zorluyor
Araştırma sonuçları, artan eğitim ve sağlık maliyetlerinin aile bütçeleri üzerindeki baskısını ve enflasyonist ortamda eğitim tercihlerinin de nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor. Eğitim harcamalarının aile bütçelerini zorladığı ve bu nedenle birçok ailenin devlet okullarını tercih ettiği görülüyor. Katılımcıların %21’i, yapılan okul zamları nedeniyle çocuklarını devlet okuluna almak istediklerini, yüzde 25’i ise ileride çocuklarının kaydını devlet okuluna almayı düşündüklerini belirtiyor.
Devlet okullarına yönelen aileler, eğitim maliyetlerinden tasarruf etmeye çalışırken, sağlık hizmetlerinde de memnuniyetsizlik yükseliyor. 2020 yılında yapılan bir araştırmada “sağlık sisteminden hiç memnun değilim” diyenlerin oranı yüzde 37 iken, dört yıl sonra “hiç memnun değilim” diyenlerin oranı dramatik bir artışla yüzde 55’e ulaştığı gözleniyor. Ortaya çıkan bu çarpıcı sonuç, pandemi sonrasında daha iyi çalışma koşulları, yüksek maaşlar, daha az iş yükü ve daha fazla saygı görmek amacıyla doktorlarımızın yurtdışına göç etmesinin Türkiye’deki sağlık sistemi memnuniyetsizliğinin artışına zemin hazırladığını gösteriyor.
Araştırmanın bir diğer dikkat çekici sonucu ise, katılımcıların %52’sinin genel olarak hayatlarından memnun olmadığını belirtmesi oldu. Emeklilerde ise bu oran %70’e kadar yükseliyor. Araştırma bulguları, ekonomik zorlukların yalnızca tüketim alışkanlıklarını değil, aynı zamanda bireylerin genel yaşam memnuniyetini de olumsuz etkilediğini gösteriyor. Bu sonuçlar, ekonomik politikaların bireyler üzerindeki etkilerini yeniden değerlendirme ve toplumsal refahı artıracak stratejiler geliştirme gerekliliğini ortaya koyuyor. Ekonomik zorlukların bireylerin sadece tüketim alışkanlıklarını değil, sosyal hayata katılımını ve gelecek planlarını da derinden etkilediği açıkça görülüyor.
Kabataş Erkek Lisesi'nde lise eğitimi alarak, İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi MBA ve Marmara Üniversitesi Global Pazarlama alanında yüksek lisansı bulunmaktadır. İlaç, telekomünikasyon, insan kaynakları sektörlerinde çeşitli firmalarda satış ve pazarlama alanlarında farklı roller üstlenmiş olup, halihazırda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölümü'nde doktora yapmaktadır.
- Özge Seskir Güvendikhttps://www.tclira.com/author/ozge-guvendik/
- Özge Seskir Güvendikhttps://www.tclira.com/author/ozge-guvendik/
- Özge Seskir Güvendikhttps://www.tclira.com/author/ozge-guvendik/
- Özge Seskir Güvendikhttps://www.tclira.com/author/ozge-guvendik/