Geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda, Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu 2024 yılına ilişkin toplam üretim, ihracat ve pazar verilerini açıkladı.
2024 yılında Türkiye’de toplam otomotiv üretimi, geçen yıla kıyasla yüzde 7 oranında bir azalış göstererek 1 milyon 365 bin 296 adede geriledi. Otomobil üretimi ise yüzde 5 azalarak 904 bin 513 adede düştü. Bununla birlikte, traktör üretimi dahil edildiğinde toplam üretim 1 milyon 410 bin 934 adede çıktı.
Ticari araç grubunda üretim de geçen yıla oranla yüzde 11 azalarak dikkat çekerken, ağır ticari araç grubundaki düşüş yüzde 25, hafif ticari araç grubundaki düşüş ise yüzde 9 seviyelerinde kaldı. Bu azalışların, sektörün kapasite kullanım oranlarında da etkisini gösterdiği kaydedildi.
Türkiye otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı 2024 yılında yüzde 70 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında ise hafif araçlar (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 71, kamyon grubunda yüzde 71, otobüs ve midibüs grubunda yüzde 52, traktör grubunda ise yüzde 61 seviyelerinde kaldı.
İhracat açısından bakıldığında, 2024 yılı Türkiye otomotiv sanayisi için önemli bir yıl oldu. Toplam ihracat, 2023 yılıyla benzer bir seviyede kalarak 1 milyon 13 bin 34 adet olarak gerçekleşti. Ancak, otomobil ihracatında yüzde 1’lik bir azalma yaşandı. Öte yandan, ticari araç ihracatı aynı dönemde yüzde 1 artış gösterdi. Traktör ihracatında ise ciddi bir düşüş gözlemlendi ve bu alandaki ihracat yüzde 23 azalarak 12 bin 988 adet olarak kaydedildi.
Ancak, otomotiv sanayisinin toplam ihracat geliri, 2024 yılında 37,2 milyar dolar olarak gerçekleşerek yüzde 6 artış gösterdi. Bu değer, Türkiye’nin sektörel ihracat sıralamasında ilk sırada yer almasını sağladı. 2024 yılında, Euro bazında otomotiv ihracatı ise yüzde 2 oranında artarak 33,7 milyar Euro’ya ulaştı. Ayrıca, ana sanayi ihracatı yüzde 1 artarken, tedarik sanayi ihracatı yüzde 5 oranında bir artış gösterdi.
2024 yılı itibarıyla otomotiv pazarı, geçen yıl ile paralel seviyelerde kalarak 1 milyon 285 bin 632 adette kapandı. Özellikle otomobil pazarı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1 artış göstererek 980 bin 341 adede yükseldi. Ancak, ticari araç pazarında toplamda yüzde 4, ağır ticari araç pazarında yüzde 8 ve hafif ticari araç pazarında ise yüzde 3 oranında düşüş yaşandı. Bu yıl içinde otomobil satışlarındaki yerli payı yüzde 30, hafif ticari araç satışlarındaki yerli araç payı ise yüzde 27 olarak kaydedildi.
Otomotiv sektöründe yaşanan bu değişimlerin ve gelişmelerin öncüsü olarak Cengiz Eroldu’nun değerlendirmeleri dikkat çekiyor. Türkiye’nin otomotiv sektöründe karşılaştığı fırsatlar ve tehditler konusunda kapsamlı bir bakış açısı sunan Eroldu, özellikle Çin’in yükselen etkisini ve Türkiye’nin sektördeki dönüşümünü derinlemesine ele alıyor. Eroldu, Türkiye’nin ihracat performansına dair önemli bilgiler sunarak, adet bazında düşüş yaşansa da, ihraç edilen ürünlerin değer bazında artış gösterdiğini belirtiyor. Hibrit araçlar ve katma değeri yüksek otomobillerin ihracatının arttığına dikkat çekerken, Türkiye’nin maliyetlerdeki artışa rağmen kalite odaklı bir dönüşüm yaşadığını ifade ediyor.
Verimlilik konusuna da değinen Eroldu, Türkiye’nin üretimde daha az kaynakla daha fazla verimlilik sağlamak için teknolojik yenilikler ve üretim süreçlerinin optimize edilmesi gerektiğine işaret ediyor. Ayrıca, Türkiye’nin özellikle iç pazarda uygun fiyatlı araçlar konusunda boşlukları doldurma kapasitesine sahip olduğuna vurgu yapıyor. Çinli firmaların Türkiye pazarında rekabetçi fiyatlarla güçlü bir varlık göstermeye çalıştığını söyleyen Eroldu, Çinli üreticilerin yerel üretime yönelmelerinin hem fırsatlar hem de tehditler oluşturduğunu belirtiyor. Çin’in ölçek ekonomisinden yararlanarak düşük maliyetlerle seri üretim yapabileceğine değinen Eroldu, Türkiye’nin sanayi birikimi ve yerli üretim politikalarıyla bu duruma güçlü bir şekilde karşı koyduğunu ifade ediyor.
Türkiye’nin engelli araçları üretim kapasitesine de değinen Eroldu, ÖTV avantajlarının bu segmentte önemli bir etki yarattığını ve yerli üreticilerin özel ihtiyaçlara yönelik çözümler sunduğunu belirtiyor. Türkiye’nin engelli araçları üretimindeki kapasitesinin, hem iç pazarda hem de dış pazarda rekabet gücünü artırdığını vurguluyor. Eroldu, yerli üretim teşviklerinin Türkiye’nin otomotiv sanayisinde dışa bağımlılığı azaltacağını ve sektörü daha sürdürülebilir hale getireceğini belirtiyor. Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun, otomobil talebini sürekli artırdığına dikkat çekiyor ve bu talebin, yerli üretim kapasitesinin artırılmasıyla karşılanabileceğine inanıyor.
Eroldu’nun açıklamaları, Türkiye’nin otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümün çok yönlü bir analizini sunuyor. Çin ile rekabet, yerli üretim teşvikleri, hibrit araçların yükselişi, engelli araçlar gibi özel segmentlerdeki gelişmeler, sektörü şekillendiren temel faktörler arasında yer alıyor. Türkiye’nin bu dönüşümde kalite ve verimlilik odaklı stratejilerle rekabet gücünü artırmaya devam ettiği ve sektördeki yerini güçlendirmeye çalıştığı görülüyor.
Kabataş Erkek Lisesi'nde lise eğitimi alarak, İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi MBA ve Marmara Üniversitesi Global Pazarlama alanında yüksek lisansı bulunmaktadır. İlaç, telekomünikasyon, insan kaynakları sektörlerinde çeşitli firmalarda satış ve pazarlama alanlarında farklı roller üstlenmiş olup, halihazırda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölümü'nde doktora yapmaktadır.