Borsa Aracı Kurum Yöneticileri Derneği (BAKYD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Osmanoğlu, Borsa’da getirilmesi düşünülen işlem vergisinin, işlem hacminde “önemli daralmalara yol açacağı” uyarısı yaptı ve finansal piyasalarla ilgili vergilendirme çalışmalarının, ilgili tarafların görüşlerinin alınarak yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Mehmet Osmanoğlu, yayınladığı açık mektupta, “Kripto işlemler konusunda bütün dünyada ilk olmaya yönelik bir kanun tasarısının TBMM’ne sunulmasının yarattığı olumlu etkilerin hemen ardından, borsa işlemleri ve kripto işlemleri için getirilmesi planlanan ve bütün finans sektörünü doğrudan, reel sektörü ise dolaylı olarak etkileyebilecek nitelikteki vergi düzenlemesi hakkındaki görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmak zorunluluğu doğmuştur” dedi ve BAKYD’nin konuyla ilgili görüşlerini şöyle sıraladı:
“Payları borsada işlem gören halka açık şirketlerin sayısının pandemi döneminden başlayarak yeni halka arzlarla artması, pay piyasamızın hem genişlemesine hem de derinleşmesine yol açmış ve sermaye piyasalarımızda ilk kez yatırımcı sayısı 8,5 milyonu aşarak neredeyse nüfusumuzun yüzde 10’una ulaşarak finansal kapsayıcılık alanında çalışmalar sonuç vermişken, getirilecek işlem vergisi işlem hacminde önemli daralmalara yol açarak bütün bu kazanımların yitirilmesine yol açacaktır.
Likidite önemli tercih sebebi
“Günümüzde pay piyasasında bireysel yatırımcı, nitelikli yatırımcı, kurumsal yatırımcı, robo- yatırımcı, yabancı yatırımcı gibi her türden yatırımcıya ilaveten, piyasa yapıcı, likidite sağlayıcı gibi işlem yapanlar mevcut olup, uluslararası karşılaştırmalarda ülkemiz sermaye piyasalarının en önemli özelliği olan LİKİDİTE bu kadar yatırımcının ülkemiz piyasalarını tercih etmesini sağlamıştır. İşlem vergisinin getirilmesi sonrası bu en önemli özelliğimizin kaybedilmesi, ülkemiz sermaye piyasalarını sıradan bir piyasa haline getirecektir. Yine gelişen teknolojiye paralel olarak artan yüksek frekanslı (HFT) ve algoritmik işlem yapan yatırımcı grubu da bu piyasanın bir gerçeğidir ve likiditeye çok önemli katkı sağlamaktadır. Kısa süreli alım satım hareketleri ile davranan robo traderlar için işlem maliyetleri temel belirleyici olup bahsedilen oranlarda alınacak işlem vergisi ülkemizdeki işlemlerini durdurup diğer ülkelere yoğunlaşmalarına neden olacaktır. Son derecede olumlu bir gelişme olarak son yıllarda artan yatırım fonları ve bireysel emeklilik fonları bakımından da işlem maliyetlerinin artması getiriyi düşürücü bir etki yapacak ve yatırımcı memnuniyetsizliği yaratacaktır.
“Üyeleri olan aracı kurumlar ve bankalar tarafından ödenen ücretler ile 15 milyar TL gelir ve yaklaşık 8 milyar TL kar elde eden Borsa İstanbul A.Ş.nin paylarının yüzde 80’nin doğrudan ya da dolaylı olarak Hazine’ye ait olduğu bir yapı içerisinde, Hazineye zaten işlem vergisine ihtiyaç duyurmayacak bir kaynak aktarımı sağlanmaktadır. Getirilecek işlem vergisi ile öncelikle işlem hacminde düşüş yaşanacak ve bu da gelir elde etme hedeflenirken tam tersine Borsa İstanbul’un gelirlerinde azalmaya ve Hazineye aktarılacak kaynağın azalmasına neden olacaktır.
Enflasyonla mücadele unutulmamalı
“Finansal piyasalarda dengelerin yerine oturtulmasına dönük adımların atıldığı bir dönemden geçerken, finansal erişimi kısıtlı yatırımcıların başta döviz ve altın gibi reel ekonomiye doğrudan katkısı olmayan yatırım araçlarından ziyade, borsaya ve özellikle de halka arzlara ilginin arttığı bir dönemde, işlem vergisi getirilmesi, para politikası ve dolayısıyla enflasyonla mücadeleyi göz ardı edilmesine neden olacaktır.
“İstanbul Finans Merkezi yapılanması sürerken, yabancı yatırımcıların en önem verdiği hukuki güvenlik ilkesinden ayrılmamak için sektör görüşlerine başvurarak işlem vergisi uygulaması yeniden değerlendirilmelidir.”
Osmanoğlu, açık mektubu şu çağrı ile tamamladı:
“Yukarıda sayılı nedenler ile yaklaşık 40 yıllık çabaların sonucunda ulaşılmış olunan, toplumun yaklaşık yüzde 10’unun gündeminde yer alan finansal piyasalarla ilgili vergilendirme çalışmalarının sermaye piyasasına fayda sağlamayacağını, ilgili tarafların görüşlerinin alınarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği görüşümüzü kamuoyu ile paylaşırız.”
Kaynak: HİBYA