Ekonomist Dr. İlhan Döğüş, CHP Lideri Özgür Özel’in bölgesel ve sektörel asgari ücret önerisini değerlendirdi. Kişisel blogunda ayrıntılı bir makale kaleme alan Döğüş, şu ifadeleri kullandı:
“Bir firmanın işçisinin başka bir firmanın müşterisi olduğunu, bir firmanın ücret maliyetlerinin diğer firmaların hasılat kaynağı olduğu gerçeğini hatırlayıp ekonominin tek bir firma ve tek bir üründen müteşekkil statik bir yapı değil, finansal akışların olduğu dinamik bir döngü olduğunu kavradığınızda asgari ücreti düşük tutmanın, bölgelere veya sektörlere göre ayrıştırmanın anaakım teorinin beklediği sonuçları üretmeyeceği de berraklaşır.
Bu uygulamanın olası sonuçlarını şöyle sıralayabiliriz:
1. Asgari ücreti bir veya birkaç bölgede ve sektörde düşük tutmak, bu bölgelerde ve sektörlerde çalışan işçilerin alım güçlerini, tüketim harcamalarını baskılayacağından, onların satın aldıkları ürünleri üreten diğer sektörlerdeki ve bölgelerdeki firmaların hasılatlarını düşürür. Düşen hasılatlardan dolayı artırılamayacak olan üretim işsizliği artırarak, işçilerin asgari ücretin yüksek olduğu sektörlere ve bölgelere yönelmesini boşa çıkarır. Çünkü bu yönelinen bölgelerdeki ve sektörlerdeki ücretleri baskılayarak asgari ücreti düşük tutulan sektörlere ve bölgelerdeki ücretlere yakınsatır ve hedeflenen sonuca varılmamış olunur.
2. Düşük tutulan ücretler ve alım gücü verimliliği baskılar, baskılanan verimlilik şimdiye değin olduğu üzere enflasyonu yukarı yönlü destekler.
3. Ücretlerin düşük tutulduğu bölge ve sektörlerdeki işçiler, yaşam standartlarını koruma saikiyle yapılan borçlanmayı ve bu nedenle finansal istikrarsızlığı daha da artırır.
4. Ülke ekonomisini, daha verimli üretim teknolojisine geçişi gereksiz kılarak hâlihazırda muzdarip olunan emek-yoğun üretime daha çok sabitler.
5. Firmalar sırf ücret maliyetleri görece düştüğü için fiyat indirimine gitmeyeceklerinden dolayı asgari ücretin düşük tutulduğu sektörlerdeki ve bölgelerdeki firmaların kâr-marjı fiyatlaması yükselir, haksız rekabet avantajı yaratılır.
6. Eğer seçilecek sektörler ihracat yapan sektörler olursa, ihracat fiyat esnekliği ve rekabeti yüksek ürünlere yoğunlaştığından hâlihazırdaki ihracatın miktarını değil, ihracatçıların kârlarını destekler.
7. Artan ücret eşitsizliği hâlihazırda zaten yüksek olan eşitsizliği daha da körükler.
8. ‘Eşit işe eşit ücret’ ilkesi ve adalet duygusu zedelenir.
Özetle bu öneri, ülkenin ihtiyacı olan eşitlikçi ve demokratik kalkınma perspektifinden mahrum olduğu gibi hedeflerini gerçekleştirme yetisinden bile yoksundur.
İşsizliği ve enflasyonu düşürmek, tam tersine ücretleri yoksulluğu bertaraf edecek ve verimliliği artıracak kadar yükseltmekten geçiyor.”