Asgari ücret giren hane sayısı 3 milyona ulaştı

TEPAV’ın yayınladığı raporda asgari ücret giren hane sayısının 3 milyona ulaştığına dikkat çekilirken, bölgesel yaşam maliyeti oluşturulması gerektiği vurgulandı.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) “Türkiye’nin Ücret Sorunu: Bölgesel Geçinme Maliyeti Farklarını Ne Yapalım?” başlığıyla rapor yayınladı. TEPAV Kalkınma Politikaları Direktörü Ekrem Cünedioğlu tarafından hazırlanan raporda, 2016 yılından bu yana işçi maliyetlerindeki reel artışın, reel katma değer artışının altında kaldığı belirtildi.

Raporda, ulusal katma değerin bölüşümünde yaşanan bozulmaya işaret edildi. Bununla beraber, asgari ücrette reel artış için alan bulunduğu kaydedildi.

Artış yapmak tek başına yetersiz

Raporda, şu tespitler yapıldı:

“Söz konusu bölüşüm probleminin çözülmesi için sadece asgari ücrette kayda değer artış yapmanın yeterli olmayacağı da unutulmamalıdır. Nitekim Türkiye’de asgari ücret üstündeki ücretlerin artış oranının asgari ücretteki artışın altında kalması ülkede ‘asgari ücretlileşme’ trendini beslemiş ve özel sektörde neredeyse her iki çalışandan biri asgari ücretli statüsüne geçmiştir. Üstelik 2023’ün üçüncü çeyreği itibarıyla kayıt dışı istihdam oranının hâlâ yüzde 27,2, atıl işgücü oranının ise yüzde 22,3 düzeyinde olmasının işçinin pazarlık gücünü azalttığı unutulmamalıdır.”

Raporun sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı:

“Bu notta emeğin katma değerden aldığı payın 2016’dan beri izlediği düşüş trendinin nedenleri tartışıldıktan sonra asgari ücret tespit sürecinde dikkate alınması gereken önemli bulgular paylaşılmıştır. Türkiye’de yaklaşık 3 milyon haneye tek asgari ücretin girdiği ve bu hanelerin ortalama hanehalkı büyüklüğünün 3,5 kişi olduğu asgari ücretin ülke gündeminde neden bu kadar çok yer edindiğinin bir diğer göstergesidir.

İsveç’in nüfusu kadar

Belirlenecek olan asgari ücret bu tek asgari ücret giren hanelerde yaşayan 10,5 milyon kişinin (İsveç’in nüfusu kadar) yaşam standartlarını doğrudan belirlemektedir. İkinci olarak, ücret yeterliliği üzerine ekonomi yazınında da sıkça referans gösterilen ‘açlık sınırı’ göstergesinin yerine ‘bölgesel yaşam maliyeti’ göstergelerine ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.

TÜRK-İŞ’in aylık sıklıkta hesapladığı açlık sınırının nüfustaki en zengin hanelerin gıda tüketiminden fazla olması kullanılan gıda sepetinin ve sepet ağırlıklarının ülkedeki gerçek tüketim eğilimiyle uyumlu olmamasının bir neticesi olabilir. Son olarak, ücret yeterliliği ve iş yaratma gibi alanlarda bölgeler arası kayda değer farkların olduğu tartışılmıştır.

Ücret yeterliliği tartışmalarının daha doğru bir zeminde yapılabilmesi için TÜİK’in alternatif yaşam maliyeti düzeyleri hesaplaması ya da bağımsız kuruluşların bu hesabı yapması için gereken mikro veriyi sağlaması gerekmektedir.

Alternatif göstergelere ihtiyaç duyulmasının temel nedeni yaşam maliyetinin hanehalkı büyüklüğü, hanehalkı fertlerinin yaş ve cinsiyet gibi özellikleri, ile hanenin yaşadığı il gibi kriterlere göre farklılaşmasıdır. Ayrıca yaşam maliyeti verisi optimal asgari ücretin belirlenmesi ve işgücüne katılımın veya bölgesel yatırım çekiciliğinin artırılmasına yönelik teşvik mekanizmalarının tasarımı süreçleri için de önem arz etmektedir.

Asgari ücret uygulaması öngörülebilir değil

Her ne kadar asgari ücretin belirlenmesinde işçinin yıl içinde enflasyon kaynaklı yaşadığı satın alma gücü kaybının telafi edilmesi ve bunun üzerine gelecek yıldaki kayıpları kısmen tazmin edecek bir prim verilmesi düsturu kullanılsa da mevcut uygulama öngörülebilir değildir.

Hem işçi, işveren ve hükümetin planlama/projeksiyon yetkinliğinin gelişmesi hem de yatırım ortamında öngörülebilirliğin artması için kural bazlı asgari ücret tespitine geçilmesi düşünülebilir.

Sürmekte olan yüksek enflasyon ortamı bölgeler/iller arasındaki yaşam maliyeti farklarını derinleştirmiştir. TÜİK Nisan 2022’den beri bölgesel tüketici enflasyonu açıklamayı durdurmuş olsa da yine TÜİK’in açıkladığı satın alma gücü paritesi İBBS sınıflaması düzey 2 bölgeleri arasındaki satın alma gücü farkının yüzde 22,4’e kadar çıkabildiğini göstermektedir.

Bölgesel asgari ücret için uygun zaman

Hal böyleyken ve söz konusu farklar daha da büyümekte iken ülke genelinde aynı asgari ücretin geçerli olmasının makul bir açıklaması yatırımı yaşam maliyetinin görece ucuz olduğu bölgelere çekme niyeti olabilir. Ancak 2020-2022 döneminde özel sektördeki tam zamanlı istihdam artışına en büyük katkının hâlâ İstanbul, İzmir, Antalya gibi yaşam maliyetinin görece yüksek olduğu illerden geldiği düşünüldüğünde bu politikanın pek de etkili olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda benzer nitelikte işler yapan işçilerin refahını ya da satın alma gücünü eşitleme odaklı bölgesel asgari ücret uygulaması için uygun bir dönemde olduğumuz söylenebilir.”

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search