Aleks Metal Rafineri (AMR), Türkiye’nin önde gelen altın rafinerilerinden biri olarak, modern yöntemler ve son teknoloji ile yenilenen tesislerinde altın üretimine başladı. Şirket, çevre dostu üretim yöntemleriyle “yeşil altın” üretimine odaklandı.
AMR, yeni tesislerinde hurda ve geri dönüşüm altınlarını işlerken, aynı zamanda çevreye duyarlı madenlerden elde edilen altınları da işliyor. Yeni dönemde sikke ve rezerv altın üretimi alanında dünya merkez bankaları ile stratejik ortaklıklar kurmayı hedefleyen AMR, sadece sürdürülebilir ve uluslararası standartlara uygun altınlarla çalışmayı amaçlıyor. Ayrıca, yeni tesislerinde bir müze kurarak, çevreci üretim süreçlerini ziyaretçilere sergiliyor.
Aleks Metal Rafineri (AMR), AgaOne bünyesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’nin yetkili altın rafinerilerinden biri olarak, en son teknoloji ile üretim yapmak amacıyla fabrikasını yeniledi. Marmara Sanayi Sitesi’nde oldukça modern bir üretim merkezi kuran Aleks Metal Rafineri, çevre dostu son teknoloji makinelerle rafinaj hizmeti sunuyor.
Yeni üretim üssünün tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında, Aleks Metal Rafineri Yönetim Kurulu Başkanı Sarp Tarhanacı ve Genel Müdür Ahmet Yılal ile Aleks Metal Rafineri faaliyetlerine ek olarak altın üretimi, geleneksel yatırım aracı olarak altının son aylarda özellikle yerel seçim öncesi piyasalarda yaşadığı dalgalanma ve altının gelecek için öngörülen durumu hakkında konuşma fırsatı bulduk. AMR Yönetim Kurulu Başkanı Sarp Tarhanacı, amaçlarının insan ve çevreye duyarlı, doğaya dost bir üretim süreci olduğunu belirtti ve en son teknoloji ile donattıkları yeni üretim merkezlerinde maksimum üretim kapasitesine ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti. Tarhanacı ayrıca, yeni tesis için yapılan toplam yatırımın yıl sonuna kadar 5 milyon dolara ulaşacağını da ekledi.
“Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içine girmeyi hedefliyoruz”
Sarp Tarhanacı, tüm çalışma arkadaşlarının katkısıyla yılsonuna kadar günlük 200 kilogram üretim yapmayı amaçladıklarını ve ülke ekonomisine yıllık 60 tonluk üretimle katkıda bulunmayı planladıklarını ifade etti. 2024 yılını 250 milyon dolar ciro ile kapatmayı hedeflediklerini belirten Tarhanacı, “Bu yılın sonunda, üretimden elde ettiğimiz satışlarla Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesine girmeyi hedefliyoruz” dedi.
Üretime 2022 yılında başladıklarını belirten Tarhanacı, Kıymetli Madenler Standartları ve Rafineri Tebliği’nin yürürlüğe girdiği 2023 yılında altın rafinerisi faaliyet izni almak için Hazine’ye başvuruda bulunduklarını belirtti. Altın rafinerisi hizmeti verecek kuruluşların listesinin yakında açıklanacağını belirten Tarhanacı, halihazırda 13 rafinerinin üretim yapabilmesi için ön başvurusu bulunduğunu, bu 13 rafineriden birinin de kendileri olduğunu vurguladı. Denetleme süreci tamamlandığında, faaliyet izni alacak rafinerilerden biri olacaklarına inandığını ve yeni dönemde de ülke ekonomisine en yüksek katkıyı sağlamaya devam edeceklerinin altını çizdi.
“Merkez bankalarının tercih ettiği rafine olmayı hedefliyoruz”
Tarhanacı, dünya çapındaki tüm merkez bankalarının altın rezervlerinin 3 trilyon doları aştığını belirterek, “Merkez bankaları her yıl üretilen altının yüzde 10’unu talep ediyor. Bu bankalar, altının bir kısmını uluslararası piyasalardan, bir kısmını ise kendi ülkelerindeki madenlerden elde ediyor. Merkez bankaları bu altınları almak konusunda oldukça istekli. Ancak birçok gelişmekte olan ülkenin kendi altın rafinerisi veya bu altınları işleyebilecek kapasitesi yok. AMR olarak biz, ilk etapta bu ham altın varlıklarının işlenerek rezerve dönüştürülmesi konusunda merkez bankalarının tercih ettiği rafineri olmayı hedefliyoruz” dedi.
Tarhanacı, rezervlerin yanı sıra merkez bankalarının sikke üretimi de yaptığını belirterek, “Dünyada yatırım ve koleksiyon sikkesi olmak üzere iki farklı sikke türü üretiliyor. Yatırım sikkeleri, merkez bankaları tarafından para olarak basılan değerli madenlerdir ve başka bir şekilde üretilemez. Bu sikkelerin 6.2 milyon onsu dünya piyasalarında işlem görüyor. AMR olarak ikinci aşamada, sikke altın üretimi konusunda merkez bankalarının stratejik ortağı olmayı amaçlıyoruz. Merkez bankalarıyla kuracağımız stratejik ortaklıkla uluslararası alanda da iddialı bir sikke üretimine başlamayı planlıyoruz. Bu sayede dünyada söz sahibi bir rafineri olmayı hedefliyoruz. Bu iddialı bir hedef ve başarıldığında ülkemize büyük katkılar sağlayacak. Bu hedefe ulaştığımızda Türkiye’nin en fazla ihracat yapan rafinerisi de olacağız” ifadelerini kullandı.
Tarhanacı, yabancı ortaklıklarla büyümeye açık olduklarını belirterek, “Ülkemizdeki rafinerilerin genel yapısına baktığımızda, yabancı ortaklık konusunda en proaktif davranabilecek yapının AMR’de olduğunu görüyoruz. Sektörümüze gelecek yabancı yatırım sermayesinin ülke ekonomisine büyük fayda sağlayacağını biliyor ve önemsiyoruz. Bu ortaklıklarla ülkemize olan güveni de pekiştirmeyi planlıyoruz” dedi.
“Çevreye duyarlı üretim yapan madenlerin altınlarını işliyoruz”
Toplantıda söz alan diğer bir isim, Aleks Metal Rafineri Genel Müdürü Ahmet Yılal da, yurtiçinde uygulayacakları strateji hakkında kendilerinin ‘çevreye duyarlı, en son teknoloji ile üretim yapacakları şeklinde söz verdiklerini ve bu sözün arkasında olduklarının altını çizdi. Yılal, şehir madenciliğinin dünyada dikkat çeken önemli kavramlardan biri olduğunu belirterek, “Yaptığımız üretimi şehir rafinericiliği olarak tanımlıyoruz. Buradaki amacımız, madenlerden çıkan altını değil, yastık altındaki altını işlemek.
Dünyada çıkarılmış altınların yarısından fazlası ziynet eşyası olarak kullanılmış durumda. Dolayısıyla, madencilikten elde edilen altınlardan daha fazlası yastık altı altın olarak işlenmeyi bekliyor. AMR olarak, bugüne kadar tüm üretimlerimizde hurda ve geri dönüşüm altınlarını kullandık, hiç cevher altını işlemedik. Yani şehir rafinericiliği yaptık, bu aynı zamanda döngüsel ekonomi olarak da biliniyor. Yeni dönemde ise madenlerden gelen altınları da işleyeceğiz. Ancak bu altınların çevreye duyarlı bir şekilde üretilmiş olmasına önem veriyoruz. Bu kapsamda, uluslararası düzeyde çevreye duyarlı üretim yapan madenlerin altınlarını işlemeyi hedefliyoruz. Yerinde denetim yapılmamış hiçbir madeni rafinerimize kabul etmeyeceğiz ve çevre duyarlılığı belgelenmemiş madenlerle çalışmayacağız” ifadelerini kullandı.
Kabataş Erkek Lisesi'nde lise eğitimi alarak, İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi MBA ve Marmara Üniversitesi Global Pazarlama alanında yüksek lisansı bulunmaktadır. İlaç, telekomünikasyon, insan kaynakları sektörlerinde çeşitli firmalarda satış ve pazarlama alanlarında farklı roller üstlenmiş olup, halihazırda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölümü'nde doktora yapmaktadır.