Merhaba

Hemşerim Aziz Binzet telefon etti. “Çağdaş Adıyamanlılar Dayanışma Platformu” ile “Çağdaş Adıyamanlılar Derneği” başkanlığını omuzlamış Aziz Binzet ile sohbet sırasında bana, yine hemşerim Taylan Büyükşahin ve www.tclira.com sitesinden söz ederek, anılan siteye katkıda bulunabilme önerisinde bulundu ve telefon numaramı Taylan Büyükşahin’e vermek için iznimi istedi. Az sonra Taylan Büyükşahin telefon ederek, oluşturdukları web sitesi hakkında bilgi verdi ve benim katkımı istedi. Bu öneriye verebileceğim tek yanıt “olur” olması gerekiyordu ve öyle oldu.

Büyükşahin’den kasım ayına kadar izin isteğime, önceki yazılarımdan örnekler göndermemi istedi. Ve ben de dağarcığımı yokladım. 14 Mayıs 2023 Milletvekili Seçimi sonrası oluşan parlamentonun çalışmalarına başlama tarihi olan 1 Ekim 2023 için, 2015 Haziran Milletvekili Seçimi sonrası yazdığım değerlendirmemi burada, sizlerle paylaşmanın yararlı olacağını düşündüm.

“YENİ PARLAMENTO VE EKONOMİK İYİLEŞTİRME BEKLENTİLERİ”

“Seçimin resmi olmayan sonuçları açıklanması ve 13 yıllık AKP tek parti iktidarının sona erdiğinin ortaya çıkması, seçim propagandasının başat konusu olan ekonomik iyileştirme beklentilerini gündemin başına oturttu. Muhalefet partilerinin, söz birliği etmişçesine, yoksul ve dar gelirli yığınların yaşam koşullarını iyileştirici vaatleri, kurulacak her hükümetin ilk hedefleri içinde yer alacak gibi…

13 yıl önce siyaset sahnesine ve hemen sonrasında yapılan genel seçimler ile iktidara gelen AKP, halka yönelik vaatlerini “3Y” başlığı ile dillendirmekte idi. AKP Hükümeti, “yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları kaldıracaktı.” 2015 Haziran seçimlerinde de, muhalefet tarafından dillendiren vaatleri yine “3Y” ile ifade etmek mümkün. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasakların derinleşmesi ve bunun “toplumsal hoşnutsuzluğa” dönüşmesi, yapılan onca baskıya, yaratılan korkuya  karşın, halkın AKP İktidarına “artık yeter, dur” demesini getirdi. AKP iktidarının onca tatlı masallarına karşın, özellikle yoksulluğun derinleşmesi, seçim sonuçlarını belirleyici olmuştur. AKP hükümetinin gerçekleştirdiğini ileri sürdüğü “cennetin” gerçek dışı olduğunu OECD verileri ile göstermek isterim:

OECD verilerine göre üye ülkelerin yıllık hane halkı net harcanabilir ortalama geliri 25.908 $ iken, Türkiye için bu rakam 14.095 $ olup, 36 ülke içinde yeri 33’tür. Yine Türkiye, OECD kaynaklı “İyi Yaşam Endeksi” verilerine göre çalışma saatleri en uzun, gelir, sağlık ve eğitim göstergeleri en kötü ülkeler arasından sıyrılmalıdır. İstihdam oranında 36 ülke arasında 35’inci sırada yer bulan Türkiye, çalışma başlığında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde de 35’inci, uzun süreli işsizlik başlığında 20’nci, iş güvenliği sıralamasında 33’üncü sıradadır.

Çalışma sürelerinin en uzun olduğu ülkelerden birisi olan Türkiye’de çalışanların %13’ü haftada ortalama 50 saatin üzerinde çalışmaktadır. Türkiye’de bir emekçinin yıllık ortalama çalışma süresi 1855 saattir. Araştırmaya katılanların yaşamdan tatmin olma düzeylerini, 0 ile 10 arasındaki bir ölçüye göre değerlendirdiğimizde ortalama 5,6 olarak 33’üncü sırada yer bulmaktadır. Hava kirliliği ve su kalitesi açısından yer bulduğumuz sıra ise, sondan ikincidir. Bu yazgı ve ayıpların giderilmesi görevi de, bu sonuçlara Türkiye’yi mahkum eden AKP’den değil, muhalefetten beklenir.

Parlamentonun göreve başlaması, TBMM başkan ve komisyonlarının belirlenmesinden sonra atılması gereken ve yığınların günlük yaşamlarını çok yakından etkileyecek ekonomik düzenlemeleri şu biçimde sıralayabiliriz:

  • Yaklaşan iki dinsel bayram nedeni ile iki bayram ikramiyesinin yasalaştırılması,
  • Asgari ücretin 1.500 TL olarak belirlenmesi,
  • Çiftçinin üretimde kullandığı motorinin vergi yükünden kurtarılarak, litre fiyatının 1,50 TL’den satımının sağlanması,
  • Çiftçi, esnaf, KOBİ’lere dönük olarak kullandırılan krediler üzerindeki tefeci uygulama kalemlerinin kaldırılması,
  • Tarımsal üretimde kullanılan girdilerin (gübre,ilaç,tarımsal sulama, enerji, tarımsal araçlar vb.) KDV yükünden arındırılması,
  • Tüketici kredilerinin ana para dışındaki faiz yükünden kurtarılarak, yeniden yapılandırılması,
  • Anayasa Mahkemesi tarafından hak kaybı olarak iptal edilen, emekli ikramiyesinin 30 yıl ile sınırlandırılmasının, geriye dönük olarak, 30 yıldan fazla çalışarak emekli olmuşlara ödenmesini mümkün kılacak yasa düzenlemesinin yapılması.
  • Elektrik faturalarına eklenen kayıp-kaçak farkından vazgeçilmesi,
  • Temel mal ve hizmetlerden olan aydınlanma, ısınma, barınma ve iletişim üzerindeki vergi yükünün azaltılması.”

Sonuç;

AKP tarafından ve Abdullah Gül başkanlığında, 18 Kasım 2002’de kurulan ilk Bakanlar Kurulu, 58’inci T.C. Hükümetidir. Sonrasında AKP tarafından kurulan 59-61’inci T.C. Hükümetlerine R. T. Erdoğan; 62-64’üncü T. C. Hükümetlerine Ahmet Davutoğlu, 65’inci Hükümete ise Binali Yıldırım başkanlık etmiştir. Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan tarafından oluşturulan 2 kabineyi bunlara eklediğimizde, AKP Damgalı Yürütme Organı sayısı 10 olmaktadır.

2015 Haziran Milletvekili Seçimleri sonrasında, tek başına hükümet kurma gücünü yitiren AKP ve Cumhurbaşkanı, muhalefet partilerinin hükümet oluşturmasının önünü kesmiş, muhalefet bu diplomatik tanıma/görüşme (istikşafi) tuzağının ayırdına varamamış ve seçimin 1 Kasım 2015’te yenilenmesine boyun eğmiş ve böylece muhalefetten beklenen ve yukarıya sıraladığımız ekonomik sorunlara çözüm fırsatını bulamamıştır.

Bugün, 2023’ün 1 Ekim’inden, 2015 Haziran’da yazdığım yazıma baktığımda, AKP’nin 2001 Kuruluş Bildirisinde çözümlemeyi amaçladığı üç Y’nin (yoksulluk,yolsuzluk ve yasakların) derinleşip, yaygınlaştığını, bunlara yeni Y’ler (yalan, yağma vb.) eklendiğini görmekteyim. Cumhuriyetin tüm niteliklerinin (laiklik, demokratiklik ve sosyal hukuk devleti) çökertildiğini, egemenliğin, sahibi olan halktan kopartılıp, tek adama teslim edildiğini görmekteyiz ve ekonomik sorunlarımızın önüne, rejim sorunu geçmiş bulunmaktadır.

www.tclira.com’da birlikte olmak dileklerimle, yeniden “merhaba.” 01.10.2023

Abone Ol :)
Bildir
guest
1 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Mutahhar Aksarı

Değerli öğretmenim,
yazınızı özenle okudum. Çözüm önerilerine rejimin de baş sırada eklendiğini fark ettim. Muhalefetin öngörüsüzlüğünün nelere neden olduğunu gördüm. Teşekkür ederim. Emeğinize sağlık…

Search