İş hayatında temerküz problemi büyüyor

En sonda söyleyeceğimiz şeyi baştan ifade etmemiz gerekirse, eskilerin deyimiyle bir temerküz problemimiz var. Bir başka deyişle gelir, harcama, ticaret, iş olanakları vb. belirli yerlerde ve alanlarda toplanıyor, diğer bölgeler ise bundan payını alamadığı için geride kalıyor. Bu durum üretimde, istihdamda, gelir yaratmada, hayat kalitesinde kısacası her alanda geçerli.

Ne demek istediğimizi turizm örneği üzerinden açıklamaya çalışalım. Sınır İstatistikleri Bülteni Aralık 2024 sayısındaki verilere bakılacak olursa:

TÜRKİYE’YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA GÖRE DAĞILIMI
 YILLAR% DEĞİŞİM ORANI
AYLAR2022202320242023/20222024/2023
TOPLAM51 387 51356 693 83762 269 89010,339,84
  • Ülkemize gelen ziyaretçiler son üç yılda kabaca her yıl %10 artarak 2024 sonu itibarıyla 62 milyon kişiye ulaşmış bulunmaktadır.
  • Turizm geliri ise tüm zamanların rekorunu kırarak 61 milyar dolar seviyesine yükselmiştir.

Bunlar gerçekten önemli başarılardır ve kutlanmayı hak etmektedir.

Verilerin detayına bakıldığında ise manzara biraz farklılaşmaktadır:

  • 2025 yılında ülkemize gelen ziyaretçilerin %61,38’lik kısmı 11 ülke orijinlidir. Bu ülkeler İran, Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Polonya, Bulgaristan, Romanya, Rusya Federasyonu, Gürcistan ve Amerika Birleşik Devletleridir. 
  • 9 ülkeden ikisi (Rusya Federasyonu ve İngiltere) toplamın %25 kısmını oluşturmaktadır.
  • Ziyaretçilerin giriş yaptığı sınır kapısına göre bakıldığında ise sadece İstanbul ve Antalya toplamının 34.485.184 kişi olduğu bunun toplamın %65,5 kısmını temsil ettiği, 6 ilin toplamının ise %87,99 kısmı temsil ettiği görülmektedir. 

Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin sınır kapılarının bağlı olduğu illere göre dağılımı (2024 Ocak-Aralık) (%)

İran6,23
Almanya12,58
İngiltere (Birleşik Krallık)8,42
Polonya3,55
Bulgaristan5,55
Romanya2,23
Rusya Fed.12,75
Gürcistan2,79
Amerika Birleşik Devletleri2,74
 56,83

Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin sınır kapılarının bağlı olduğu illere göre dağılımı (2024 Ocak-Aralık)

İLLERTOPLAM%ORANI
Antalya15 902 86230,22
Edirne4 834 9459,19
İstanbul18 582 32235,31
İzmir1 719 5243,27
Muğla3 660 4506,96
 44 700 10384,93

Gerek turist aldığımız ülkeler gerekse giriş kapısı olarak bakıldığında az sayıda noktada yüksek birikim bulunduğu dikkat çekmektedir. Bu durum hem gönderen ülkeler, hem de ziyaret edilen bölgeler bakımlarından bir yayılma problemi oluşmasına yol açmaktadır. Bir yandan belirli bölgelerde (Antalya-Muğla-İzmir gibi) yaz/deniz turizmi yoğunlaşması olduğu görülürken diğer yandan diğer turizm bölgelerine doğrudan uçuş olanaklarının sınırlı olması sebebiyle turistlerin İstanbul üzerinden uçuş gerçekleştirmeleri, bu nedenle de gerek lojistik gerekse maliyet problemlerinin ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelmektedir.

Aynı durum üretim için de geçerlidir. Belirli bölgelerde yoğunlaşma kaynak kısıtları, maliyet artışları, refahın bölgeler arasında dengesiz dağılması, şehirler bazında aşırı fiyat farklılaşmaları ve yaşam kalitesinin düşmesi gibi problemleri beraberinde getirmektedir.

Tıpkı turizmde olduğu üzere ticaretin de potansiyeli yeterince değerlendirilmeyen bölgelere doğru kaydırılmasının cazip hale getirilmesi yerinde bir önlem olabilir. Bu, çeşitli teşvikler kullanılarak gerçekleştirilebilir. İşverenlere yönelik olarak pek çok teşvik yürürlükte olsa ve sağlıklı biçimde işlese bile özellikle müşterilere yönelik özendiricilerin azlığı dikkat çekmektedir. Örneğin turistleri ele alalım. Ülkemizdeki belirli destinasyonların doğrudan turistler üzerinden özendirilmesi mümkün müdür? Elbette turizm işletmelerine yönelik olarak uygulanan teşvikler rekabet avantajı yaratarak daha cazip hale gelmesine yol açmaktadır. Ancak doğrudan turistlerin kendisine uygulanacak özendiriciler de etkili olabilir. Söz gelimi daha az yoğun olan bölgelere gerçekleştirilecek seyahatlerde turistlere doğrudan vergi iadesi, kredi kartlarına yüklenecek ödül paralar, teknolojik imkanları kullanarak sağlanacak doğrudan para destekleri gibi uygulamalar düşünülebilir.

Özellikle finansal teknolojilerin çok geliştiği günümüzde talep dağılımını daha dengeli hale getirmek için böyle bir yaklaşım benimsenmesi çok yararlı olacaktır.

1972 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra aynı üniversitede Personel Yönetimi alanında yüksek lisans yaptı, akabinde Yeditepe Üniversitesi'nde İngilizce İşletme Doktora programını tamamladı. İnsan Kaynakları Yönetimi alanında çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlarda 30 yılın üzerinde görev yaptı. Çalışmalarına danışman, akademisyen ve eğitmen olarak devam etmektedir.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search