Şubat 2025 itibarıyla yatırım fonlarından ve 6 aya kadar vadeli Türk Lirası cinsi mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirlerine uygulanan stopaj oranının yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarılması tasarruf sahiplerini üzen bir gelişme oldu.
Geçtiğimiz mayıs ayına kadar söz konusu stopaj oranı sadece yüzde 5’ti. Örneğin, yüzde 45 faiz oranı ile 32 günlük vadeli hesap açan bir mudinin 1 milyon lira ana parası için elde ettiği 39,450 TL brüt faiz gelirinden 1,970 lira vergi kesintisi yapılıyordu. Stopaj oranı 1 Mayıs 2024’te yüzde 7,5’e, 1 Kasım 2024’te de yüzde 10’a çıkarıldıktan sonra son yapılan düzenlemeyle birlikte 9 ay içinde 3’e katlanmış oldu ve 39,450 TL brüt faiz gelirinin neti 33,530 liraya kadar indi.

Hafızalarımızdan büyük ölçüde çıkmış olsa da, aslında stopaj oranı birkaç yıl öncesine kadar zaten yüzde 15’ti ve 30 Eylül 2020 tarihinde yapılan büyük indirimle yüzde 5 olarak belirlenmişti. İndirimin yapıldığı tarihte Berat Albayrak yönetimindeki Hazine ve Maliye Bakanlığı “Türk Lirası’nın değerini korumak, birikimlerin Türk Lirası cinsinden açılmış mevduat ve katılım hesaplarında tutulmasını sağlamak ve yastık altı birikimlerin bu hesaplarda değerlendirilmesini teşvik etmek amacıyla 31 Aralık 2020 tarihine kadar TL cinsindeki mevduat ve katılım hesaplarından elde edilen gelirlerde tevkifat oranları azaltıldı” açıklamasını yapmıştı.
Sadece 3 aylık bir süre için yapıldığı söylenen vergi indirimi Türk Lirası’nın değerini koruma çabası sonraki dönemlerde de devam ettği için Mayıs 2024’e kadar devam etti. Peki, ekonomi yönetimi Eylül 2020’de neden böyle bir jest yapmak durumunda kalmıştı?
Düğün/bayram değildi, Hazine ve Maliye neden stopaj indirimi yapmıştı?
2020 yılında hem faizler mümkün olduğunca düşük tutuluyor, hem de TL’nin değer kaybetmemesi için TCMB döviz rezervleri para takasları aracılığıyla arka kapıdan piyasaya veriliyordu. “128 milyar dolar nerede” sorusunun sıklıkla sorulduğu bir dönemde, 24 Eylül 2020’de politika faizi yüzde 8,25’ten yüzde 10,25’e yükseltilmiş ancak bu da bireylerin ve kurumların dövize yönelmesini durdurmaya yetmemişti. İşte tam da o günlerde akla gelen parlak bir fikirdi stopaj oranının yüzde 15’ten yüzde 5’e indirilmesi. TL cinsi yatırım yapan vatandaşlar daha iyi bir faiz geliri elde edecek, dolar/altın almaktan vazgeçecekti.
Ancak o tarihlerde mevduat faiz oranları yüzde 10 civarında olduğu için stopajdaki 10 puanlık indirim net faiz geliri üzerinde çok sınırlı bir etki yaptı. Dolayısıyla dövize kaçışı engellemek mümkün olmadı, 1 yıl kadar sonra döviz kurları kontrolden çıktı ve düşük stopajın cazibesine kapılıp yerli ve milli parayı tercih eden yatırımcılar çok büyük kayıp yaşadılar.
Günümüze gelirsek
Şu an hem TCMB’nin politika faizi, hem de mevduat faizleri 2020 yılının çok çok üzerinde. Bireysel yatırımcılar döviz kurlarının hızla yükseleceğinden ümidi kesmiş durumdalar ve TCMB dolar kurunun düşmemesi için yüklü döviz alımları yapmak zorunda kalıyor. Yani tasarruf sahiplerinin dövize yönelmesi bir endişe kaynağı olmaktan çıkmış durumda. Böyle bir ortamda, ekonomi yönetimi bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor. Artan stopaj oranıyla hem gelir vergisi tahsilatı artacak hem de TL cinsi yatırımların getirisinin azalmasıyla dövizden kaçış yavaşlatılmış olacak.
Bundan 4.5 yıl kadar önce vatandaşın dövize yönelmesini engellemek için yapılan bir vergi indiriminin adeta “yeter artık, döviz bozdurmayın” dercesine geri alınmasına şahit oluyoruz. Birçok alanda olduğu gibi ekonomi politikalarında da uçlarda gezinmeyi seviyoruz.
Cem Başlevent’in tüm yazıları için tıklayınız.
1973 İstanbul doğumlu olan Prof. Dr. Cem Başlevent, ekonomi alanındaki yüksek lisans ve doktora derecelerini Boğaziçi Üniversitesi'nde almıştır. 2000-2023 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışan Başlevent, halen İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmaları bireylerin işgücüne katılımı, politik tercihleri, yaşam memnuniyeti gibi konuları kapsamaktadır.
- Prof. Dr. Cem Başleventhttps://www.tclira.com/author/cem-baslevent/
- Prof. Dr. Cem Başleventhttps://www.tclira.com/author/cem-baslevent/
- Prof. Dr. Cem Başleventhttps://www.tclira.com/author/cem-baslevent/
- Prof. Dr. Cem Başleventhttps://www.tclira.com/author/cem-baslevent/