Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ekim ayında tüm kesimler için 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin son 2,5 yılın en düşük seviyesine gerilemesinin olumlu gidişata işaret ettiğini ifade etti.
Orta vadede ters yönlü bir ilişki bulunmadığını göstermektedir
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşma yapan Bakan Şimşek, “Dezenflasyon sürecinde büyüme kısa vadede geçici olarak yavaşlayabilir ancak ülkemizin geçmiş dönem tecrübeleri, büyüme ve dezenflasyon arasında orta vadede ters yönlü bir ilişki bulunmadığını göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
Mehmet Şimşek, dış finansmana erişimin iyileştiğini ifade ederken, “Türk lirasına talep artıyor, rezervler ve makro finansal istikrar güçleniyor. Cari açıktaki düşüş, dış finansmana erişimin iyileşmesi ve Türk lirasına artan güven sonucunda, önemli ölçüde rezerv birikimi sağladık” dedi.
Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinin eşik seviyeye ulaştığını ifade eden Şimşek, 2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerin 59 milyar dolar, swap hariç net rezervlerinse 106 milyar dolar arttığını söyledi. Bu artışın yaklaşık yüzde 75’inin yurt içi portföy tercihlerinden kaynaklandığına işaret eden Şimşek, şu ifadeleri kullandı
Dezenflasyon sürecini hızlandırmak için Kur Korumalı Mevduattan (KKM) çıkıyoruz
“Yabancı para mevduatların toplam içindeki payı, 2023 yılı Mayıs ayında yüzde 63,7’den yüzde 43,8’e geriledi. Makro finansal istikrarı pekiştirmek ve dezenflasyon sürecini hızlandırmak için Kur Korumalı Mevduattan (KKM) çıkıyoruz. Rezerv birikiminin diğer kaynağı ise dış finansmana erişimdeki artıştır. 2023’ün ilk 5 ayında dış borç çevirme oranı reel sektörde yüzde 73, bankacılık sektöründe yüzde 97 iken; son 6 ayda bu oranlar sırasıyla yüzde 130’a ve yüzde 154’e yükseldi. Dış finansman maliyeti program sayesinde oldukça azaldı. ABD Hazinesi benzer vadeli tahvil getirisi üzerine ilave prim farkı, yani spread, gelişmekte olan ülkelerde 2023 yılı Mayıs ayına göre 66 baz puan, ülkemizde ise 434 puan geriledi.”
Küresel ekonomik görünümü hakkında konuşan Şimşek, gelecek dönemde küresel büyüme, ticaret ve finansal koşulların Türkiye için daha destekleyici olmasının beklendiğini ifade etti.
“Cari açığın milli gelire oranını yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz”
Şimşek, “Aldığımız tedbirlerle, yıllık cari işlemler açığını eylülde 9,7 milyar dolara ve milli gelire oranını yüzde 0,8’e düşürdük. Bu gelişmede, ağırlıklı olarak para politikasının etkisiyle normalleşen altın ithalatı, enerji fiyatlarındaki gerileme, mal ve hizmet gelirlerindeki artış ve iç talepteki yavaşlama etkili oldu. Program döneminde, ilave rezerv birikimini sağlamak ve dış borç sürdürülebilirliğini güçlendirmek için cari açığın milli gelire oranını yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz. Politikalarımızı bu doğrultuda oluşturuyoruz” şeklide konuştu.