kurumlar vergisi

Asgari Kurumlar Vergisi nedir, matrahı ne olacak? İşte tüm ayrıntıları

Konsey Denetim Danışmanlık yeni vergi düzenlemeleri hakkında bir çalışma yayınladı. Yayınlanan Vergi Bülteni’nde şu tespitler yer aldı:

Tanınan indirim veya istisnalar nedeniyle toplanmayan bu vergi tutarları

Meclis tarafından çıkarılan vergi kanunlarında, ekonomik veya sosyal gerekçelerle, bazen çok sayıda indirim veya istisna konulmak suretiyle, vergilerin alınmasından vazgeçilmektedir. Tanınan indirim veya istisnalar nedeniyle toplanmayan bu vergi tutarlarına “Vergi Harcaması” denilmektedir. Ülkede iğneden ipliğe her şeyden vergi alınırken, ekonomik veya sosyal gerekçelerle, bir kısım kazançlar üzerinden vergi alınmaması yahut bazı indirimler nedeniyle vergi matrahlarının sıfırlanması vergi adaletine yönelik duyguları incitmekte ve tepkilere neden olmaktadır. Esasen vergi gelirlerinin yetersiz kaldığı ve bütçe açığının arttığı dönemlerde, vergi idaresinde ilk ele alınan konulardan birisi de genellikle indirim ve istisnaların kaldırılmasına yönelik çalışmalar olur. Vergi kanunları taranır, gereksiz bulunan istisnalar kaldırılır veya kısıtlanır. Ekonominin genişleme dönemlerinde ise konu tekrar unutulur ve kanunlarımıza bol keseden indirimler ve istisnalar konulur. Hazine ve Maliye Bakanlığı, önceki yıllarda izlenen heterodoks politikalar sonucunda azan enflasyonu dizginlemek için, para ve maliye politikalarında sıkılaştırma önlemleri alıyor. Bu çerçevede, vergi gelirlerini artırmak üzere, kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılan istisna ve indirimler de gözden geçirilerek, gereksiz görülenlerin bir kısmı kaldırılmış, bir kısmının uygulaması ise kısıtlanmıştır. Konuya ilişkin olarak atılan en önemli adımlardan birisi de Asgari Kurumlar Vergisi olmuştur. Bu yasal düzenleme ile kurumlar vergisi matrahını ortadan kaldıran veya aşındıran istisna ve indirimlerin bir kısmı üzerinden, asgari düzeyde de olsa vergi alınmasına yönelik adımlar atılmıştır.

Para ve maliye politikalarında sıkılaştırma önlemleri alıyor

Ülkede iğneden ipliğe her şeyden vergi alınırken, ekonomik veya sosyal gerekçelerle, bir kısım kazançlar üzerinden vergi alınmaması yahut bazı indirimler nedeniyle vergi matrahlarının sıfırlanması vergi adaletine yönelik duyguları incitmekte ve tepkilere neden olmaktadır. Esasen vergi gelirlerinin yetersiz kaldığı ve bütçe açığının arttığı dönemlerde, vergi idaresinde ilk ele alınan konulardan birisi de genellikle indirim ve istisnaların kaldırılmasına yönelik çalışmalar olur. Vergi kanunları taranır, gereksiz bulunan istisnalar kaldırılır veya kısıtlanır. Ekonominin genişleme dönemlerinde ise konu tekrar unutulur ve kanunlarımıza bol keseden indirimler ve istisnalar konulur. Hazine ve Maliye Bakanlığı, önceki yıllarda izlenen heterodoks politikalar sonucunda artan enflasyonu dizginlemek için, para ve maliye politikalarında sıkılaştırma önlemleri alıyor. Bu çerçevede, vergi gelirlerini artırmak üzere, kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılan istisna ve indirimler de gözden geçirilerek, gereksiz görülenlerin bir kısmı kaldırılmış, bir kısmının uygulaması ise kısıtlanmıştır.

ilk defa faaliyete başlayan kurumlar hakkında faaliyete başlanılan hesap döneminden itibaren üç hesap dönemi boyunca asgari kurumlar vergisi hükümleri uygulanmayacaktır

Bültene şu sözlerle devam edildi:

Yurtiçi Asgari Kurumlar Vergisine ilişkin düzenleme, Kurumlar Vergisi Kanunu’na 32/C maddesi eklenmek suretiyle gerçekleştirilmiştir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32. ve 32/A maddeleri hükümleri dikkate alınarak hesaplanan kurumlar vergisi tutarı, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10’undan daha az olamayacaktır. Ancak, kanunda yer alan %10 oranını sektörler, faaliyet konusu, iş kolları ya da üretim alanları itibarıyla ayrı ayrı ya da birlikte sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. Günümüz itibarıyla bu yetki henüz kullanılmamıştır. Hesap dönemi takvim yılı olan mükelleflerin 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına, özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerin ise 2025 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına asgari kurumlar vergisi uygulanmaya başlanacaktır. Geçici vergi dönemlerinde de, asgari kurumlar vergisi hesaplaması yapılacaktır. Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesi kapsamında, uyumlu mükelleflere sağlanan vergi indirimi hakkı bulunan kurumlar, hesaplanan asgari kurumlar vergisi için de bu haklarını kullanabilecektir. Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi ve geçici 33. maddesi hükmü uyarınca, mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulduğu dönemlerde, asgari kurumlar vergisi hesabında enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan değerler dikkate alınacaktır. Kurumlar vergisinden muaf olan kurumlar ile ilk defa faaliyete başlayan kurumlar hakkında faaliyete başlanılan hesap döneminden itibaren üç hesap dönemi boyunca asgari kurumlar vergisi hükümleri uygulanmayacaktır.

Vergilendirilen kurumlar vergisi mükellefleri hakkında asgari vergi uygulanmaz

Birleşme, devir, tür değişikliği ile kısmi ve tam bölünme suretiyle kurulan şirketler ilk defa faaliyete başlayan şirket olarak kabul edilmeyecektir. Kurumlar vergisi mükelleflerinin tasfiye, birleşme, devir ve tam bölünme işlemleri nedeniyle vermiş oldukları beyannamelerde de asgari kurumlar vergisi hesaplamaları gerekmektedir. Gelir Vergisi Kanununun “Hâsılat esaslı kazanç tespiti” başlıklı 113. maddesine göre, hâsılat esasına göre vergilendirilen kurumlar vergisi mükellefleri hakkında asgari vergi uygulanmaz. Türkiye’de elde ettikleri kazançlarını kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan etmek zorunda olan dar mükellef kurumlar da asgari kurumlar vergisine tabi bulunmaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search