İktisatçı Mahfi Eğilmez, IMF’nin enflasyonu artıran asgari ücret artışından kaçınılması gerektiği yönündeki açıklamalarına yanıt verdi. Katıldığı televizyon programında “IMF’ye katılmadığını belirten Eğilmez, kaybedilmiş bir gelir var, 100 liralık satın alma gücü 50’ye indi. Kaybolan satın alma gücünün verilmesi lazım” ifadelerini kullandı.
CNBC-E kanalında yayınlanan 4’te Ekonomi programına konuk olan Eğilmez ekonomide yaşanan güncel gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye BRICS üyesi olmasa da bu yapı ile iç içe olduğunu vurgulayan Eğilmez, “BRICS ayrı bir yere doğru askeri birliğe evrilecekse bize uygun olmayabilir. Ekonomik birliktelikte bulunmamızda bir sorun yok. Avrupa ile ticaretimiz dengeli, bu tarafta hep eksideyiz” şeklinde konuştu.
“Yapısal reformlar gibi adımlar atılmalı”
Enflasyonla ilgili atılan adımlara rağmen beklentilerin değişmediğini söyleyen Eğilmez, “Toplum enflasyonun düşeceğine dair bir beklenti içine girmedi. OVP hedefi yüzde 17,5. Ancak piyasa 12 ay sonra için yüzde 24, reel sektör yüzde 40-45, hane halkları yüzde 74-75 bekliyor. Hane halklarının fiyatları etkilemesi, enflasyonun yüksek olacağı düşüncesiyle ucuz gördüğü ürünleri daha çok talep etmesiyle gerçekleşiyor. Geleceğe dair beklentilerin değişmesi gerekir; 2001’de yaptığımız yapısal reformlar gibi adımlar atmalıyız” dedi.
“Sosyal devlette emek zayıf, sermaye güçlü emeği korumak lazım”
Eğilmez, IMF’nin asgari ücret önerisine karşı çıkarak, “Gelecekte 17,5 olacak, onu yapalım ama kaybolan 50 ne olacak? IMF hep böyle der ama bu doğru bir iş değil” şeklinde konuştu.
Asgari ücret artışının enflasyona neden olup olmayacağı konusuna da değinen Eğilmez, “Yılbaşı 100 lira olan ücret, yüzde 50 enflasyon varsa, 50 ilave edince enflasyonist etki yaratmaz. İstihdam edilen sayısı artarken, kaybedilen satın alma gücünü geri vermek gerekiyor. Ücreti artırmamak insanlığa aykırı. Sosyal devlette emek zayıf, sermaye güçlü. Emeği korumak lazım” ifadelerini kullandı.
“Türk milleti altını sever”
Konut satışlarındaki artışa dikkat çeken Eğilmez, “Konut hala faiz getirisine alternatif. Konut açlığı hiç bitmiyor” derken, altın yatırımının artmasına ilişkin olarak, “Böyle ortamların en belirgin yatırım aracı altın. İnsanlar bu nedenle altına yöneliyor. Merkez bankaları da altın alıyor. Türk milleti altını sever” ifadelerini kullandı.