Bilim kadınları cam tavanları kırarak geleceği aydınlatıyor

Bilimde kadının rolü, insanlığın ilerlemesinde kritik bir yere sahip. Ancak tarih boyunca kadın bilim insanlarının başarıları çoğu zaman göz ardı edilmiş, erkek meslektaşlarının gölgesinde bırakılmıştır.

Bu adaletsiz durumu tanımlayan Matilda Etkisi, cinsiyet eşitliği mücadelesinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. L’Oréal Türkiye ve UNESCO‘nun iş birliğiyle yürütülen etkinlikler, daha fazla kadın bilim insanının tanınmasını ve bu eşitsizliğin ortadan kaldırılmasını hedefleyerek bilimde cinsiyet dengesi için umut verici bir adım atıyor.

L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen ve tclira.com Yazarı Özge Seskir Güvendik

Geçtiğimiz günlerde, L’Oréal Türkiye ve UNESCO iş birliği ile düzenlenen 2024 “For Women in Science” etkinliği, bilim dünyasında kadınların görünürlüğünü artırmak ve cinsiyet eşitliğini desteklemek amacıyla önemli bir platform oluşturdu. L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen’in liderliğinde gerçekleşen bu özel günde, ödül alan dört bilim kadını ve onların çığır açan projeleri bilim camiasının dikkatini çekti. Ancak, etkinlik sadece ödüllerle sınırlı kalmadı, aynı zamanda, kadınların bilimdeki yerinin ne denli kritik olduğu konusuna da ışık tuttu.

Etkinlikte konuşan Gökçen, Türkiye’deki bilimsel araştırmalarda kadınların temsil oranını çarpıcı bir biçimde aktardı. Türkiye’de her üç araştırmacıdan birinin kadın olduğunu belirten Gökçen, yapay zeka gibi yeni nesil teknolojilerde kadın akademisyenlerin oranının yalnızca yüzde 7 olduğunu vurguladı.

Kadınların akademideki temsiliyet oranı düşüyor

Kadınların akademik kariyerlerinde ilerledikçe, temsil oranlarının düşmesi dikkat çekici bir sorun. Araştırma görevlilerinin yüzde 54’ü kadınken, bu oran doçentlerde yüzde 42, profesörlerde ise yüzde 34’e geriliyor. İşte bu noktada “Matilda Etkisi” devreye giriyor.

Matilda Etkisi, kadınların bilim ve akademi alanındaki başarılarının genellikle göz ardı edilmesi veya yeterince takdir edilmemesini olarak tanımlanıyor. Kadınlar, her alanda yaptıkları katkılara rağmen, çoğu zaman erkek meslektaşlarının gölgesinde kalıyor ve bu durum kariyerlerini olumsuz etkiliyor. Gökçen’in konuşmasındaki rakamlar, bu etkiyi açıkça ortaya koyuyor ve kadınların bilimdeki yerinin güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

Esra Bilgin Şimşek, Ece Öztürk, Sinem Sandıkçı Gökçen, Gülşah Merve Kılınç, Zeliha Soran Erdem

Bu yıl ödül almaya hak kazanan bilim kadınları, araştırmaları ile dikkat çekti. Koç Üniversitesi’nden Dr. Ece Öztürk, meme kanserinin akciğer ve beyindeki metastazlarını 3 boyutlu modelleme ile inceleyerek, bu alanda yeni tedavi yöntemleri geliştirmeyi hedefliyor.

Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Gülşah Merve Kılınç, antik DNA’ları analiz ederek ağız mikrobiyatasının evrimi ile günümüz hastalıkları arasında bağlantılar kurmaya çalışıyor.

Gebze Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Esra Bilgin Şimşek, bor temelli güneş ışığı ile çalışan sistemler aracılığıyla atık su arıtımı ve yeşil hidrojen üretimi üzerine çalışmalar yürütüyor.

Abdullah Gül Üniversitesi’nden Dr. Zeliha Soran Erdem ise bitkileri kullanarak LED’lerin organik malzemelerle üretimine odaklanıyor. Bu dört kadın, sadece kendi alanlarında değil, aynı zamanda geleceğin bilim insanlarına ilham kaynağı olma potansiyeline de sahip.

L’Oréal Türkiye, 22 yıldır devam eden “Bilim Kadınları İçin” Programı ile başarılı bilim kadınlarının projelerini destekliyor. Geçmişte 124 bilim kadınının başarılarını taçlandıran bu program, kadınların bilinirliğini artırmayı ve toplumda da bilim dünyasında da cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı sunmayı amaçlıyor. Bu yıl, ödül kazanan dört bilim kadınına 200 bin TL destek sağlanarak, onların projelerini hayata geçirmeleri için önemli bir katkıda bulunulmuş oldu.

Bu etkinlik, L’Oréal Türkiye’nin bilim dünyasındaki kadınların önünü açma konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Gökçen’in vurguladığı gibi, “Bilimde kuvvetli olan toplumların her zaman bir basamak daha önde olduğu yadsınamaz bir gerçek.” Dolayısıyla, bilimde kadınların sesinin duyulması, toplumun ilerlemesi için kritik bir adım.

Gelecekte, Türkiye’den Nobel ödülü kazanan bir bilim kadını görmek dileğiyle, UNESCO ve L’Oréal Türkiye’nin bu tür programlara devam etmesi, kadınların bilim dünyasındaki varlıklarını sürdürmeleri için atılan önemli adımlardan biri olmaya devam edecek.

Matilda Etkisi’ni aşmak ve bilimde gerçek cinsiyet eşitliğini sağlamak için, kadın bilim insanlarının sesini daha güçlü duyurmalı ve bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için daha fazla çaba göstermeliyiz.

Kabataş Erkek Lisesi'nde lise eğitimi alarak, İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi MBA ve Marmara Üniversitesi Global Pazarlama alanında yüksek lisansı bulunmaktadır. İlaç, telekomünikasyon, insan kaynakları sektörlerinde çeşitli firmalarda satış ve pazarlama alanlarında farklı roller üstlenmiş olup, halihazırda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölümü'nde doktora yapmaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search