Taylan BÜYÜKŞAHİN
Türkiye’nin önemli hazır giyim ve konfeksiyon merkezlerinden birisi olan Merter’de önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Bavul ticaretinin önemli bir kısmını dijitale taşıyan Merter, yeni pazarlara da açılmayı planlıyor.
Sektördeki gelişmeler ve hedeflere dair Merter Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Gürbüz Oruç, düzenlenen basın toplantısında konuştu. Tasarımı ve markalaşmayı öne alan aldıklarını söyleyen Oruç, Merter Moda Haftası’nı organize ettiklerini belirtti. Oruç, şöyle konuştu:
“Merter Moda Haftası 6 yıldır devam eden bir etkinlik. Bizim ihtiyacımız ve tekstilin vazgeçilmezi olan, tasarımcılarımızı gün yüzüne çıkarmak. Yaklaşık 20’ye yakın üniversite ile işbirliği yaptık. 70 öğrenci başvurdu, ön elemeden sonra bu sayısı 30’a indirdik. Yarışma sonrası 3 öğrencimize ödül vereceğiz. Birincisi olan öğrencimizi yurtdışında istediği bir üniversitede eğitime göndereceğiz ve tüm masraflarını biz karşılayacağız.
Tasarımcılar ödüllendirilecek
Bu etkinlik Ticaret Bakanlığı ile birlikte yürütülüyor. Burada amacımız Merter’in ucuz mal satılmadığı nitelikli ve kaliteli ürünlerin yer aldığı bir merkez haline dönüştürmek… Moda Haftamız’da 20 marka belirledik ve bu 20 markayı ön plana çıkaracağız. Markalaşma yolunca destek vereceğiz. Kısacası parlatacağız… Bu nedenle Merter Moda Haftası gibi etkinlikleri artıracağız.
17 Eylül’de genç tasarımcılar yarışması olacak, 18 Eylül’de ise Merter karma defilesi yapılacak. Organizasyonumuz 22 Eylül’e kadar devam edecek.
Genç tasarımcılar yarışmasında birinciye 150 bin TL, ikinciye 100 bin TL, üçüncüye de 50 bin TL vereceğiz. Birinciye ayrıca eğitim desteği verilecek.”
Dünyanın en büyük markaları Merter’de üretiliyor
Dünyanın önde gelen markalarının sattıkları en iyi ürünleri Türk şirketlerinin ürettiğini anlatan Gürbüz Oruç, “Ama o markayı Türk ismiyle duymuyoruz. Dünyanın en büyük markaları Merter’de üretiliyor. Merter uzun yıllardır fason üretim ile anılan bir bölge oldu. Hedefimiz Merter’i marka çıkaran, hatta dünya markası olmaya aday isimler çıkaran bir merkez haline getirmek. Bununla ilgili bir çalışma yaptık. Nişantaşı’nda bir araştırma yaptık, 50 kadına hangi markayı giydiklerini sorduk, 60 kişinin 15’i aslında Merter’den giyindiği ortaya çıktı. Yani ürünün Merter’de yapıldığını bilmiyor. Biz de bu algıyı değiştirmek istiyoruz. Merter’de ciddi bir potansiyel var. Ortadoğu’da ciddi bir marka bilinirliğimiz var. Laleli ve Osmanbey Rusya’da güçlü ise biz de Afrika, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler’de çok iyi biliniyoruz. Keza Rusya ve Ukrayna’da da artık Merter ürünlerini görmek mümkün.
İsrail’le ticaret kesildi, Filistin’e satış devam ediyor
Gürbüz Oruç, ticaretteki değişim hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Bavul ticareti format değiştirmeye başladı. Teknoloji gelişiyor. Önceden müşteriler fiziki olarak Merter’e geliyordu. Şimdi sattığımız ürünlerin yüzde 50’sini telegram ve whatsapp üzerinden yapıyoruz. Müşteri buraya gelmeden direkt sipariş veriyor. Bunu halen e-ihracata sokamadık ancak bakanlıklarla görüşmelerimiz sürüyor. Günde 2.5 milyon adet mal üretiyoruz. Bunun 2 milyon tanesini bavul ticareti yoluyla 70 ülkeye yolluyoruz.
Son yıllardaki savaşlar ticaretimizi etkiledi. Rusya- Ukrayna, Ortadoğu, Filistin ve İsrail savaşı dahi bizi etkiledi. İsrail ile ticaretimizi tamamen kestik ama Filistin’e halen mal gönderiyoruz.
Türkiye artık pahalı bir ülke haline geldi. İşçilik ücretleri 500 dolarlardayken şimdi 1.200 dolarlara çıktı. Maliyetlerin artması ürüne de yansıyor. Genel anlamda tekstilde bir sorun var ancak biz Merter olarak bu sorunu çözmek için en çok çabalayan merkezlerden biriyiz.
Mısır Türkiye’nin yerini alamaz ama tehlike büyüyor
Mısır bizim yerimizi alacak kadar iyi değil. Ancak tehlike büyüyor diyebiliriz. Örneğin 200 dolar işçilik maliyeti ve orada gümrüksüz mal satma şansı var. Ancak marka olmak farklı. Biz Türkiye olarak fason üretim yapan değil marka ülke pozisyonuna gelmeliyiz. Biz artık İtalya ve İspanya ile yarışır hale geliyoruz. Mısır, Bangladeş ve Çin bizim klasmanımızda değil. Ucuz mal satayım diye uğrattığınızda başarılı olamıyorsunuz.
Merter’de 1.000 adet ayakları yere basan, kayda değer marka var. Toplam işletme sayısı ise 10 bini geçiyor… En az 50 bin kişiye de istihdam sağlıyoruz.
Ekonomik krizden çok ciddi şekilde etkilenmedik. Belli bir kesim etkilendi doğru, ancak markasına yatırım yapan, reklamını yapan işini yürütüyor.
Online ticaret ile Merter’in potansiyeli arttı. Mikro ihracat ile beraber 300 kilo ve 15 bin Avro limitine kadar geleneksel beyanname yapmadan, online beyanname ile ihracat yapabiliyoruz.
Tekstilin gelişimi için etkinlikler ve eğitimler düzenliyoruz. Moda etkinliğimizde bir eğitim turumuzda olacak. Geç tasarımcı yarışması eğitime destek olacak. Firma defileleri olacak. Burada da modaya hitap edeceğiz, satış da desteklenecek.”
‘Fast Fashion’ kültürü yerleşmeye başladı
Genç MESİAD Başkanı Fatih Gündüzalp de sektördeki gelişmeler hakkında şöyle konuştu:
“Dünyada biz fasoncuyduk. İmalat merkeziydik. Bu gün geçtikçe değişmeye başladı. Mısır ve Çin gibi ülkeler ile rekabet edemez hale geldik. Tabi burada kalite farkı da var. Biz fiyat konusunda rekabet edemiyoruz ancak kalite ve hızlı teslimat konusunda çok daha iyiyiz. Tabi bu durum bize güç katmaya başladı. Çünkü yalnızca fason üretim yapmak ülkeleri ileriye taşıyamıyor. Marka çıkarmak zor hale geliyor. Ancak bu değişti.
Tekstil ve hazır giyimde değişmeye başladı. ‘Fast Fashion’ kültürü yerleşmeye başladı. Bu modaya ayak uydurmaya başladık ve bizim için avantaj hale geldi.
Tekstil sektöründe konkordato ilanları görüyoruz. Ancak bu iflasların büyük çoğunluğu ihracatçı. Merter’de bu çok gözlenmiyor. Çünkü artık kendi markalarımızla varız. Bu nedenle ne ticaret ne de istihdam kaybı yaşamıyoruz.
Merter tekstilin kalbi pozisyonunda, bugün Instagram’da satılan ürünlerin tamamı Merter’de üretiliyor. Hepsi bizim markamız. Bir rakam vermem gerekirse Instagram tekstil satışlarınızın yüzde 90’ı Merter ürünlerinden oluşuyor.”