Web 2.5 dönemi: Web 2.0 ve Web 3.0 arasında yeni bir geçiş

Web 2.0’ın günümüzdeki gelişimiyle birlikte, modern uygulamaların en son teknolojilerle daha ileri seviyelere taşındığına şüphe yok. Web 2.5 de dijital dönüşüm ve blok zinciri dünyasında yükselen trend olarak ele alınıyor. Henüz kesin bir tanıma kavuşmamış olsa da Web 2.0 ve Web 3.0 arasında geçiş aşamasını temsil ediyor. Dijital ortamların daha etkileşimli, veri odaklı hale gelmesine yardımcı oluyor. Artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR), gelişmiş veri analitiği gibi yenilikleri entegre ediyor. Web 3’e doğru ilerlerken, verileri makineler tarafından daha anlaşılır hale getirme, blok zinciri ile gelişmiş yapay zeka gibi teknolojileri entegre etme konularına odaklanıyoruz.

Web 2.5’in temel teknolojileri

Değişiklikler gerçekten bir fark yaratıyor mu? İterasyonda öne çıkan teknolojilerden biri bulut bilişimdir. Son yıllarda o kadar yaygın hale geldi ki, varlığını neredeyse unutuyoruz. Bulut altyapıları, web uygulamalarının modern dünyada çalışabilmesi için kritik rol oynuyor. Web 2.5 teknolojisi, reaktif çerçeveler (örneğin, React) ve NoSQL veri depoları gibi önemli gelişmeleri içerir. Her iki teknoloji de kendi alanlarında büyük etki yaratmış, modern web uygulamalarının temel yapı taşları haline gelmiştir. Bu üç teknoloji (bulut bilişim, NoSQL ve reaktif programlama), Web 2.5’in temel direkleridir. Gelecekte de internetin bir sonraki evrimi olan Web 3.0’daki rolünü devam ettirmeleri beklenebilir. Fakat bu teknolojiler Web 3.0’ın özünü oluşturmazlar. Blockchain, Web 3.0’ın temelindeki en ileri teknoloji ve teknik olarak Web 3.0 değildir. Savunucuları, öngördükleri evrim için Web3 adı verilen farklı bir terimi benimsediler. Web 3.0, internetin gelecekteki evrimini tanımlar. Genellikle merkeziyetsizlik, semantik web özellikleri, yapay zeka entegrasyonunu benimser.

Web3, daha çok blok zinciri teknolojilerine, bu teknolojilerin getirdiği yeniliklere odaklanır. Blok zinciri tabanlı uygulamaları ve kripto teknolojilerini içeren konsepttir. Web3, Web 3.0’ın bir parçası olabilir, Web 3.0’ın tamamını kapsamaz. Web3, özellikle merkeziyetsiz uygulamalar (dApps) ve kripto teknolojileri gibi belirli blockchain çözümlerini ifade eder. Web3’ün Web 3.0’ın nihai anlamı üzerinde önemli bir etkisi olacaktır. Uygulamada Web 3.0, Web3’ü içerecektir. Web 2.5 ise sürekli gelişen internet ortamında önemli ara aşamayı işaret ediyor. Web 2’nin kullanıcı etkileşimi ve içerik oluşturma üzerine kurulu temellerine dayanırken, Web 3’ün getirdiği yeni teknolojilere de kapı aralar. 

Geçiş döneminin belirgin özelliklerinden biri, kullanıcı katılımı, kişiselleştirmeye verilen önemin artmasıdır. Geçişsel yapı sergileyerek hem Web 2’nin güçlü yönlerini hem de Web 3’ün potansiyelini entegre eder. Bu aşama, merkeziyetsizliği ve semantik web özelliklerini tam anlamıyla uygulamasa da Web 2’nin temelini alarak geleceğin internetine köprü kuruyor. Birçok işletme, blok zinciri teknolojisini kullanarak Web 2.5’in sunduğu olanakları kullanıyor. Yeni dijital ortamın avantajlarına dair somut örnekler sunuyor.

İşte örneklerden bazıları:

Finans kuruluşları: JPMorgan Chase, Goldman Sachs ve Visa, blok zinciri teknolojisini sınır ötesi ödemeler, kripto varlık  birimleri geliştirmek için kullanıyor. İşlemlerde güvenliği artırarak maliyetleri düşürüyor, işlem hızlarını artırıyor.

Tedarik zinciri yönetimi: IBM Food Trust, Walmart, Maersk ve TradeLens gibi firmalar, tedarik zinciri süreçlerinde şeffaflık, güvenliği artırmak için blok zincirini kullanıyor. Ürünlerin izlenebilirliğini artırarak dolandırıcılık riskini azaltıyor, süreçlerin verimliliğini yükseltiyor.

Teknoloji şirketleri ve güncel uygulamalar: IBM ve Microsoft gibi firmalar, kendi blockchain çözümleriyle sektöre yenilikçi araçlar tanıtıyor. Birkaç gün önce, Nothing OS 2.5’in ilk beta sürümü yayınlandı. Android 14’ün getirdiği yenilikleri, özellikleri kullanıcı arayüzüne entegre ederek, cihazlarını güncel yazılım ve teknolojilerle uyumlu hale getirdi. Ayrıca merkezi olmayan sosyal medya platformlarının yükselişi, Web 2.5’in dijital iletişim üzerindeki etkisini örneklemektedir. Son dönemde merkeziyetsiz sosyal medya platformlarını aktif olarak deneyimledim. Bu platformlar, geleneksel sosyal medyanın merkezi veri kontrolüyle keskin bir tezat oluşturan gelişmiş gizlilik, kullanıcı kontrolü sunuyor. Örneğin; Pixelfed görsel içerik odaklı merkeziyetsiz sosyal medya platformu. Fotoğrafçılar,görsel sanatçılar ya da amatörler için eserlerini paylaşabilecekleri organik ve reklamsız bir ortam yaratmış. Kullanıcılar, içeriklerinin,verilerinin tam mülkiyetini ellerinde tutarak, veri gizliliği konusunda daha fazla kontrol sahibi oluyorlar. Özellikle doğa fotoğrafçılığı ve sanatsal fotoğraf paylaşımları üzerine yoğunlaşan platformda, topluluk etkileşimleri de oldukça güçlü. Paylaşılan görsellere samimi şekilde beğeni ve yorum yapılıyor. 

Pozitif atmosfer, platformun minimalist reklam politikası, kullanıcı odaklı yaklaşımıyla birleşerek, kullanıcıların kaliteli, anlamlı etkileşimler yaşamasını sağlıyor. Yakın zamanda Global Data’dan yayınlanan bir raporda, Web3 uygulamalarının bazı erken örnekleri olmasına rağmen, büyük olasılıkla Web 2.0 (kullanıcı oluşturma, iş birliği, birlikte çalışabilirlik vb.) ile Web 3.0 (merkeziyetsizlik) arasında bir yerde bulunduğu ve Web 2.5 olarak adlandırıldığı belirtildi. Raporun yazarlarından biri olan Suneet Muru, Verdict’e yaptığı açıklamada; bu teknolojiler Web 2.5’te, kullanıcı deneyimlerini sorunsuz, zahmetsiz hale getirmek için entegre edilecek.

Kripto varlıklar ve NFT’lerin genellikle spekülasyonla ilişkilendirildiğini, bu nedenle dağıtılmış ağların Web 2.5 kullanıcı tabanını büyütmek için temel bir özellik olmadığını ifade etti. “Web3, kripto varlık birimlerine güvendiğini bu nedenle kripto alanına gelecek yeni mevzuatın Web3 değer önerisini büyük ölçüde etkileyeceğini ekledi. Web 3.0 veya Semantik Web, merkeziyetsizliği, kullanıcı merkezli deneyimleri vurguluyor. Kişiselleştirilmiş, birbirine bağlı çevrimiçi ortamları kolaylaştırmak için blok zinciri, yapay zeka gibi teknolojileri entegre ederek bunu ileri götürüyor. Daha fazla düzenlenmenin yolda olduğu ve yeni düzenlemelerin belirsizliği ortadan kaldırarak kurumsal kripto benimsenmesini hızlandırması bekleniyor.

İletişimci ve yazar Rachel Aysen Odacıoğlu, Türkiye'de bir kripto platformunda basın, proje ve halka ilişkiler görevini üstlendi. Kripto paralarla ilgili etkinlikler gerçekleştirdi. Çeşitli konularda dergilere yazılar yazdı. Aynı zamanda Türkiye'nin tanınmış markaları, global lüks markalara iletişim danışmanlığı görevini halen sürdürmektedir.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search