Özyaşar Tel ve Galvanizleme Sanayi AŞ (#OZYSR) ve Onur Yüksek Teknoloji AŞ (#ONRYT) bu hafta halka arz oluyor.
Bu yazımızda Özyaşar’ı inceleyeceğiz.
Önemli detaylar var…
Ama öncelikle şunu belirtmek isterim…
Geçen hafta kaleme aldığım Hareket Proje Taşımacılığı (#HRKET) analizi büyük dikkat çekti.
Tespitlerimizde olası risklere dikkat çekmiştik ve bunlarda haklı olduğumuzu gördük. HRKET halka arzına gelen bireysel yatırımcı sayısı 1,9 milyonda kaldı. Normalde talepler 3-4 milyon civarında oluyordu.
Halka arzlara yatırım iştahının düşmesini asla istemeyiz. Ancak HRKET halka arzında da belirttiğimiz gibi, burada iyi bir hikaye ve heyecan yakalanmazsa, yatırımcı bunlardan uzaklaşıyor.
Sosyal medyanın çok takipçili “halka arz pazarlamacıları”nın reklamlarına insanların karnı artık tok.
Özyaşar’da da benzer bir durum söz konusu.
Analizini yaptığımız şirketle beraber mutlaka içinde bulunduğu sektörü, küresel ekonomik gelişmeler ve jeopolitikle beraber iyi okumak gerekiyor.
Demir çelik sektöründe faaliyet gösteren Özyaşar’ın 31.12.2023 tarihi itibarıyla uzun vadeli borçlanmaları, bir önceki yıla göre yüzde 45,5 artmış.
Bu dönemde uzun vadeli kredilerin yüzde 44,2 arttığı ve 412,5 milyon TL’ye ulaştığı görülüyor. Şirket, Türk Eximbank’tan döviz bazlı kredi kullanımını artırmış.
Şirketin net satışları 2021 yılında 5,4 milyar TL, 2022’de 6,3 milyar TL ve 2023’te 4,8 milyar TL oldu. 2023’teki satış kaybı yüzde 23,7’ye ulaştı ve bu oran enflasyonist bir piyasada çok ciddi bir seviye olarak yorumlanabilir.
Peki, sektörde neler oluyor?
Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, geçen yılın sonunda yaptığı açıklamada, “Türkiye artık çelik ürününde net ithalatçı konumundadır. 2015 yılından günümüze kadar ilk kez böyle bir yılı geride bırakıyoruz. Her zaman nihai ürünlerde net ihracatçı konumunda yer alıyorduk” dedi.
Küresel talebin düşük olması nedeniyle sektörde arz fazlalığının oluştuğunu belirten Aslan, dünyada hızla yayılan korumacılık önlemlerinin de ihracata olumsuz yansıdığını kaydetti.
Bu tespitleri yapan, sektörün tepe isimlerinden birisi olunca elbette daha fazla ciddiye almamız gerekiyor.
İzahnamede belirtilen riskler de bu tespitlerle örtüşüyor:
-Şirket’in faaliyet gösterdiği demir çelik sektörü, yoğun rekabet içermekte olup, ilerleyen dönemlerde Şirket’in sektörde bulunan diğer oyuncularla etkin biçimde rekabet etmekte zorlanabilir ve pazar payını kaybedebilir veya fiyat politikasını sürdüremeyebilir. •
-Şirket’in faaliyetleri hammadde tedarikinin devamlılığına bağlıdır. Yurt içinden ve yurt dışından sağlanan hammadde tedarikindeki sorunlar, tedarik zincirinde kırılmalar yaşanması ve hammadde fiyatlarındaki değişiklikler Şirket’in üretimini ve/veya kârlılığını olumsuz etkileyebilir.
-Şirket hammaddelerin bir kısmını yurt dışından tedarik etmektedir. İthalat politikalarındaki olası değişiklikler, tedarik yapılan ülkelerdeki makroekonomik, çevresel ve çeşitli demografik değişiklikler, Şirket’in ithalat faaliyetlerini ve bununla bağlantılı ihracat faaliyetlerini olumsuz etkileyebilir.
-Şirket hasılatının önemli bir bölümünü en büyük 10 müşteriden elde etmekte olup bu müşterileri kaybetmesi faaliyetlerini olumsuz etkileyebilir. Şirket’in önemli nihai kullanıcı ve müşterileri ile ilişkilerini sürdürememesi, yeni müşteri ilişkileri kuramaması satışlarının azalmasına veya satışları büyütme stratejisini gerçekleştirememesine neden olabilir.
-Şirket’in satışlarının önemli bir kısmını ihracat oluşturmaktadır. İhracat pazarlarında korumacılık önlemlerinin artması Şirket’in satışlarını olumsuz etkileyebilir,
-İthalatta koruma önlemleri ve ilave vergiler satış ve kârlılık oranlarını olumsuz etkileyebilir.
***
Özyaşar’ın üyesi olduğu İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu da uzun süredir yaşanan kur sorununun sektörü rekabette olumsuz etkilediğini vurguluyor. Tecdelioğlu, yaptığı hemen hemen her konuşmada enflasyonla döviz kurunun aynı paralellikte gitmemesinin yarattığı sıkıntılara dikkat çekerek, “Rekabetçi kur politikası, rekabetçi kalabilmemizi sağlayacaktır” diyor.
Hemen hemen herkes, döviz kurlarının kontrol edildiğini ve enflasyonla mücadele çerçevesinde yükselmediğine hemfikirdir. Bu durum, uzun süre ihracatçılar açısından bir handikap olarak karşımıza çıkacaktır.
***
Özyaşar’ın verilerini incelediğimizde 2023’te neden daha fazla borçlanmaya gidildiğini anlayamıyoruz.
412,5 milyon TL borç nerelerde kullanıldı?
Pazarın sert bir şekilde daraldığı ve satışların düştüğü bir dönemde bu kadar borçlanma neden?
Halka arz büyüklüğü 873.600.000 TL olacak ve buradan sağlanan gelirin yüzde 40’ı borçların ödenmesinde kullanılacak. Yüzde 30 işletme sermayesinde, yüzde 30 da yatırımda kullanılacak.
Bu kadar yüksek oranda borç kapatma da yatırımcılar açısından pek sevilen bir durum değil.
***
Sağlıklı ve bağımsız bir ekonomi için sermaye piyasalarının gelişmesi şart. Halkımız ithal altın veya dolar yerine Türkiye’deki şirketlere yatırım yapmanın önemini kavramaya başlıyor. Ancak gelinen noktada insanlar yeni halka arzlar için “Borçlarını bize ödetiyorlar” demeye başlıyorlarsa, orada durup düşünmenin vakti gelmiştir.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Öğrenciyken, Cumhuriyet gazetesinde mesleğe başladı. İnsan hayatına dair haberler yaptı, fotoğraflar çekti. Bir dönem Avustralya'da gazetecilik yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra Referans gazetesinde ekonomi gazeteciliğine adım attı. Küresel ekonomi, tarım, enerji, çevre ve reel sektör üzerine çalıştı. Daha sonra Dünya gazetesine geçti ve burada 3 yıldan fazla dış ticaret editörlüğü ve yazarlığı yaptı. Yeni Yüzyıl gazetesinin yeniden kuruluşunda ekonomi şefi olarak görev aldı ancak zayıf kurumsal yapı nedeniyle 3 ay sonra istifa edip Sözcü gazetesine geçti. Yaklaşık 8 yıl Sözcü’de muhabir, editör ve ekonomi müdür yardımcısı olarak görev yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyesi.