Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, enflasyonla esas mücadelenin baz etkisi görüldükten sonra yıl sonunda başlayacağını söyledi.
Taylan BÜYÜKŞAHİN – ADANA
Sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyümeyi ana stratejilerinden biri olarak gören Garanti BBVA, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) uyum sürecinde Türkiye’deki yatırımların önünü açmak ve ihracat süreçlerine destek olmak amacıyla başlattığı ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ buluşmalarını sürdürüyor. Bugüne kadar İstanbul, Gaziantep, İzmir ve Bursa’da düzenlenen buluşmaların beşinci durağı sanayi çeşitliliğiyle dikkat çeken illerden Adana oldu.
Türkiye’nin ihracatında önemli bir yeri olan Adana’da faaliyet gösteren şirketlerin önde gelenlerini bir araya getiren etkinlikte AYM ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’yla (SKDM) ilgili bilgiler verildi. Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ’un ev sahipliğine gerçekleşen buluşmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Etem Karakaya AYM ile SKDM’nin ekonomik boyutları ve çözüm önerileri üzerine bilgi verirken, Dr. Mahfi Eğilmez de ekonomi alanında değerlendirmelerde bulundu.
Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 45
Ekonomi gazetecilerinin ve Adanalı iş insanlarının sorularını yanıtlayan Recep Baştuğ, Türkiye için en önemli konunun enflasyon olduğunu vurguladı.
Mayıs ayında zirveyi görmesi beklenen enflasyonun yılın ikinci yarısında baz etkisinin katkısıyla düşüş trendine gireceğini söyleyen Baştuğ, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yıl sonu hedefinin yüzde 38 – yüzde 42 bandında olduğunu hatırlatarak, kendi tahmininin ise yüzde 45’ler seviyesinde olduğunu kaydetti.
Enflasyonla mücadelenin henüz başlamadığını, yüzde 40’lı seviyelerin ardından bu mücadelenin başlayacağını anlatan Baştuğ, “Enflasyon sarmalından kalıcı olarak çıkmamız için önümüzdeki yıl da aynı kararlılığın sürmesi ve yapısal reformlarla programın desteklenmesi kritik önemde olacak. Hepimizi kökten etkileyecek rahatlatıcı adımlar enflasyonun geleceği seviyeyle alakalı olacak” dedi.
Faiz artışını gerektirecek bir durum beklenmiyor
TCMB’nin gerektiğinde parasal sıkılaştırmaya devam edeceğine yönelik kararlı bir duruş sergilediğini ancak banka olarak faiz atışını gerektirecek bir durumla karşı karşıya kalınmasını beklemediklerini aktaran Baştuğ, enflasyonda yüzde 40’lı seviyelerle birlikte faiz indiriminin de söz konusu olabileceğini, bunun da son çeyrekte gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.
Recep Baştuğ, seçimden sonra dışarıdan 20 milyar doları bulan bir döviz girişi olduğunu, bireylerin yatırım tercihlerinde de artan oranda TL’leşme gözlemlediklerini de anlattı.
Baştuğ, “Şu anda gelen paralar yatırım için gelen paralar değil. Onun biraz daha vakti var. En büyük miktar swapla gelen para, ikinci büyük para Türk eurobodnlarına geldi. Sonrasında TL Hazine bonolarına ve borsaya geldi. Rakam her geçen gün artıyor” ifadelerini kullandı.
“Toplum olarak sakinleşmemiz, daha az tüketmemiz lazım”
Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğuna da değinen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, kredi kartı faizlerinin çok düşük kaldığını ve herkesin bu kanala yüklendiğini söyledi.
Bu yıl ise 2023’e göre büyüme hızının yavaşladığını ancak yine de kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiğini belirten Baştuğ, “Geçtiğimiz yılın büyümesi tüketimden geldi. Çılgınca bir tüketim yapıldı. Bunun baskılanması düşmesi lazım. Bizim ülke olarak tüketimle ilgili olarak sakinleşmemiz lazım, daha az tüketmemiz ve büyümeyi başka kaynaklardan elde etmemiz lazım” dedi.
Parasal sıkılaşma politikaları gereği bireysel kredilerde bankaların yüzde 2 büyüme sınırı olduğunu hatırlatan Baştuğ, “Bankalar bireysel kredilerde bu sınırı aşmaları halinde ciddi cezalar ödüyorlar, bu nedenle de aşmamaya özen gösteriyorlar. Bu yıl kredi talebi artsa bile yükselmiş faizle bu baskılanacaktır bireysel taraf için. Tüzel taraf içinde benzer bir dünya var, orada da belli sınırlar var. Bu yıl ortalama enflasyonun yüzde 54-55 seviyesinden biteceğini düşünürsek onun çok altında bir kredi büyümesiyle yılı bitiririz diye düşünüyorum. Buradan herkes nasibini alacak. Ama hala kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiği düşünüyor ve bekliyoruz” dedi.
Banka sermayeleri çok güçlü
Kurda öngörülebilirlik artınca kredi talebinin döviz cinsinden kredilere doğru kaydığını söyleyen Recep Baştuğ, “Bu talebin kayma nedenlerinden birisi de TL kredilerdeki yüksek faiz oranları. Bu durumdan herhangi bir endişe duymuyorum. Türk bankaları döviz cinsinden kredi vermeyi, Türk şirketleri de döviz cinsinden kredi kullanmayı öğrendiler. Şu an verilen kredilerin doğru yerlere gittiğini düşünüyorum. Eskisi gibi kurun artışıyla herhangi bir sıkıntı yaratacak bir durum yok. Banka sermayeleri çok güçlü. Topladığımız para sattığımız paradan daha az. Bu trend devam ederse TL miktarı artacaktır. BankalarI kazandıkları parayla eleştirirler. Bankanın amacı kârı ile sermayesini enflasyona ezdirmemektir. Bankaların üzerindeki yük şu andaki kârlılıkta kendini gösteriyor” dedi.
KKM 140 milyar dolarlardan 70 milyar dolarlara kadar indi
TL mevduat müşterisi ile Kur Korumalı Mevduat’tan TL’ye dönen müşteriye verilen faiz oranlarına da değinen Recep Baştuğ, şöyle konuştu:
“KKM 140 milyar dolarlardan 70 milyar dolarlara kadar indi. Seçimden evvel TL’ye dönüş oranı yüzde 13-15’lerdeydi ama seçimin olduğu ay yüzde 5’lere kadar geldi. Merkez Bankası, KKM ile alakalı bankalara verdiği programda dönüşüm hızına göre belirli ödüller de koydu, bir anda faizler çok cazip mertebelere geldi. Şimdi piyasada birkaç tane farklı faiz var. Bir tanesi KKM’sini TL mevduata döndüren kişinin aldığı faiz, bir tanesi normal mevduat faizi. Bunlar birbirine yakın faizler ama KKM’nin miktarının belirlendiği günlerde piyasa birden değişebiliyor. Çünkü siz 100 birim hedefiniz var 99 yapmışsınız 1 liralık rakamı tutturduğunuz an çok ciddi bir cezadan kurtulup önemli miktarda getiri elde edeceksiniz, orada piyasanın alıştığının dışında bir faizi oranı görebiliyorsunuz. Bunu da duyuyorsunuz yüzde 70’ler var. Bunlar teknik olarak olabilir ama 100 tane mevduattan 1 tanesi olabilir onun dışındaki mevduat faizleri ortalama bir banda oturdu. Faizler yüzde 50 etrafında bir yere oturdu. Bundan sonra da böyle devam eder.”
Durum kötüleşmeden dünya için hep birlikte önlemler alınmalı
İhracatta Sürdürülebilir Gelecek Adana buluşmasında görüşlerini paylaşan Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, şöyle konuştu:
“İklim krizinin hayati bir sorun olarak her geçen gün derinleştiğinin altını çizmek isterim. Hepimizin görevi durum daha da kötüleşmeden önlemler almak ve dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek olmalı. Bu kapsamda Avrupa Yeşil Mutabakatı önemli bir yol planı içeriyor. İşin ekonomik boyutu düşünüldüğünde, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ticaretin kurallarını değiştirecek çok kritik bir başlık. Sürecin finansal boyutu 1 Ocak 2026’da devreye girecek ve karbon kredisi alımına başlanacak. Yani bu sürece uyum sağlamak için fazla vaktimiz kalmadı. İkincisi ise, SKDM dışında, AB kriterleri arasında üretim tekniklerimizi hızla dönüştürmemizi gerektirecek farklı standartlar da söz konusu olacak.
Uygun üretim yapmayan şirketler rekabette geride kalacak
Dolayısıyla, daha uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir, düşük karbon ayak izli üretim yapmamızın önemi artıyor. Belirlenen kriterlere uygun üretim yapmayan ihracatçı şirketler ne yazık ki rekabette geride kalacak. Şimdiden hazır olmamız gerekiyor. Çukurova Bölgesi, üretim kapasitesi, organize sanayi bölgeleri ve sanayi siteleriyle ülke ekonomimize değerli katkılar yapan bir bölgemiz… O yüzden bu toplantı serimizin 5.si için Adana’yı seçtik.
Garanti BBVA olarak, iklim kriziyle mücadele konusunda 18 yılı aşkın süredir çalışıyoruz. Bu konudaki sorumluluklarımızın farkındayız. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde de ülkemizdeki şirketleri desteklemeyi ve sürdürülebilir yatırımların önünü açmayı önemsiyoruz. Ana hissedarımız BBVA’nın 2018-2025 yılları arasında 300 milyar Euro’luk sürdürülebilir finansman sağlama hedefi var. Biz de bu hedefe 2025 yılına kadar en az 400 milyar TL tutarında destek sağlamayı hedefliyoruz. Şu ana kadar bunun yaklaşık yarısını gerçekleştirdik. Sürdürülebilir finansman hedeflerimizin yanı sıra, karbon yoğun sektörlerdeki riskimizi azaltmak konusunda da net hedeflerimiz var.”