Cevdet Akçay bu kez Merkez Bankacı olarak “ihracatçılar kusura bakmasın” diyor

Yerel seçimlerin üzerinden bir ayı aşkın bir süre geçmişken, seçimden sonra döviz kurlarında büyük bir yükseliş olacağı kehanetinin gerçekleşmeyeceği netleşmiş durumda. Dolar/TL kuru Merkez Bankası’nın yaptığı milyar dolarlık alımlara rağmen 32’nin üzerine çıkamıyor.

Önümüzdeki dönemde kur cephesinde neler yaşanabileceğine dair dikkat çekici bir yorum Mesele Ekonomi Youtube kanalındaki ‘Pusula’ programında Kerim Rota’dan geldi. “TL’deki reel değerlenme hikayesi beklediğimizden uzun ve daha şiddetli olacak” diyen Rota, 1,5 – 2 yıllık bir süreç sonunda TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksinin 75 – 80 düzeyine kadar çıkabileceğini öngörüyor.

Uğur Gürses‘in Twitter’da paylaştığı aşağıdaki grafikte görüldüğü üzere TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksinin Nisan 2024 değeri 60 civarında. Yani, Kerim Rota’nın tahmininin doğru çıkması durumunda TL’nin 15 yıla yaklaşan reel değer kaybı trendi belirgin bir şekilde tersine dönmüş olacak.

Reel efektif döviz kuru nasıl hesaplanıyor?

Ülkelerin uluslararası ticaretteki rekabetçilik düzeylerinin en yaygın kullanılan ölçütü olan ‘reel efektif döviz kuru’ bir ülkenin ticaret yaptığı ülkelerin para birimleri için geçerli olan reel döviz kurlarının ortalaması olarak tanımlanıyor. Reel döviz kurları ise nominal döviz kurlarının ilgili ülkelerin nispi fiyat düzeyleriyle çarpılmasıyla elde ediliyor.

Örneğin, Türk Lirası ve ABD Doları arasındaki reel kur “(1 ÷ Dolar/TL kuru) × (TR TÜFE ÷ ABD TÜFE)” formülüyle hesaplanıyor. (Yani 32 yerine 1/32 yazılıyor formülde.) Aynı hesaplama tüm ticaret partnerleri için tekrar ediliyor ve elde edilen sayıların ticaret hacmi ağırlıklı geometrik ortalaması bulunuyor.

TCMB tarafından her ay güncellenen reel efektif döviz kuru serisi bu ağırlıklı ortalamanın 2003 yılının 12 ayındaki ortalama değeri 100 olacak şekilde endekslenmiş hali. Türkiye’nin dış ticaretinde önemli paya sahip oldukları için reel kur hesabına dahil edilen 36 ülkenin listesi Mahfi Eğilmez’in bu konudaki yazısında mevcut. 

Diğer ülkelerdeki enflasyonu sıfır kabul edersek, TÜFE’nin döviz kurlarından daha hızlı arttığı durumda Türk lirası reel olarak değerlenmiş oluyor. Yani TL’nin reel değerlenme sürecinden bahsedenler – daha basit bir anlatımla – döviz kurlarının enflasyondan daha yavaş artacağını ima ediyorlar.

Ekonomist Cevdet Akçay’ın politika önerisi

Faizlerin yakın tarihte görülmemiş düzeylere yükselmiş olduğu bir dönemde Türk Lirası’nın reel anlamda değerlenmesi aslında şaşırtıcı değil. Böyle olmasının bir sebebi de mevcut ekonomi politikalarının devam edeceğine dair inancın hem yerli hem yabancı yatırımcıların zihninde güçleniyor olması.

Türk Lirası’nın reel değerlenmesine dair beklentileri güçlendirecek bir başka argümana yine Youtube aracılığıyla erişebiliyoruz. Ekonomi yönetiminin en güçlü isimlerinden Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay‘ın bu göreve gelmeden 2 ay kadar önce Bloomberg HT’de yaptığı bir söyleşide söyledikleri tam da başlarında olduğumuz süreci tarif ediyor.

Akçay’ın bu söyleşideki “İhracatçı kusura bakmasın, bu (yüksek) kurlarla biz yaşayamayız. TL’de reel değerlenmeyi yaşamak zorundayız. Enflasyon tek haneye inene kadar Türk lirasının değer kaybı olmaması gerekiyor” düşüncesi, bugün kendisinin para politikalarında önemli bir söz sahibi olduğu bir ortamda hayata geçmeye başlamış gibi görünüyor.

Sıcak paraya artık soğuk bakmıyoruz

2021-23 döneminin “Bundan sonra yola rekabetçi kur ile devam edeceğiz; sıcak parayı istemiyoruz; yüksek faizleri hiç sevmiyoruz” gibi söylemleri artık mazide kaldı.

Mevcut kur politikası ihracatçılar için de, döviz yatırımlarından yüksek getiri bekleyen bireysel yatırımcılar için de iyi bir haber değil. 

Ancak görünen o ki, şu an enflasyonun tek haneye indirilmesine diğer tüm ekonomik hedeflerden daha fazla önem veriliyor. Bu hedefe ulaşmada ne derece başarılı olunacağını ve diğer ekonomik göstergelerde ne gibi yan etkilerin ortaya çıkacağını ise zaman gösterecek. 

Cem Başlevent’in tüm yazıları

1973 İstanbul doğumlu olan Prof. Dr. Cem Başlevent, ekonomi alanındaki yüksek lisans ve doktora derecelerini Boğaziçi Üniversitesi'nde almıştır. 2000-2023 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışan Başlevent, halen İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmaları bireylerin işgücüne katılımı, politik tercihleri, yaşam memnuniyeti gibi konuları kapsamaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search